İSTANBUL (AA) - Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Suriyeli ve Türk KOBİ’lerinin eşleştirmeler ile iş yapma kültürünü artıracak “Dayanıklı KOBİ’ler, Güçlü Yarınlar” projesinde, koçluk toplantıları ile de mentorluk ve rehberlik hizmeti vereceklerini belirterek, “Projeye seçilen her bir KOBİ’mize 30 bin TL olmak üzere toplamda 1,5 milyon TL’lik bir kaynak sağlayacağız. Bu kaynak KOBİ’lerin dijital dönüşüm süreçlerinin iyileştirilmesi ve eğitim süreçlerinde belirlenen altyapı eksikliklerinin giderilmesi amacıyla kullanılacak.” dedi.
TÜRKONFED’in, iş dünyasında birlikte çalışma kültürünün geliştirilmesi, Türkiye ve Suriye sermayeli KOBİ’lerin dayanıklılıklarının artırılması hedefiyle Hollanda merkezli sivil toplum kuruluşu SPARK iş birliği ile hayata geçirdiği “Dayanıklı KOBİ’ler, Güçlü Yarınlar” projesi kapsamında düzenleyeceği webinar serisinin ilki gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Turan, dünyanın ve Türkiye’nin hazırlıksız yakalandığı Kovid-19 salgınının, insanlık tarihinde "kitap ayracı" gibi bir dönemi başlattığını belirtti.
Geçmişin alışkanlıklarıyla hayatı devam ettirmenin artık pek mümkün görünmediğini ifade eden Turan, “Sağlık başta olmak üzere ekonomik, sosyal ve toplumsal açıdan zor bir yılı geride bırakırken, 2021'de de rehavete kapılmadan sorumluluklarımızı yerine getirmemiz önem taşıyor.” dedi.
Turan, küresel bir sorunla karşı karşıya olunduğunu ve tek başına bu sorunun çözümünün zor göründüğünü belirterek, “Küresel sorunları çözmenin anahtarı, katılımcı ve kapsayıcı bir anlayışla iş birliklerini geliştirmekten geçiyor. TÜRKONFED olarak içinden geçtiğimiz olağanüstü dönemlerde küresel sorunların, küresel ve kapsayıcı çözümler gerektirdiği bilinci ile üyelerimize, paydaşlarımıza, KOBİ’lerimize ve ekonomimize değer yaratma misyonu ile çalışmalarımıza devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
- “Projeye seçilen KOBİ’lere toplamda 1,5 milyon TL’lik bir kaynak sağlayacağız”
“Dayanıklı KOBİ’ler Güçlü Yarınlar” projesinin de kapsayıcı iş birlikleri sonucu iş dünyasının birlikte çalışma kültürünü geliştirmek, KOBİ’lerin doğal afet ve salgın gibi krizler karşısında dayanıklılığını artırmak amacıyla geliştirildiğini aktaran Turan, şunları kaydetti:
“Hollanda merkezli sivil toplum kuruluşu SPARK iş birliği, Katar Kalkınma Fonu desteği ile ülkemizde faaliyet gösteren 25 Türk ve 25 Suriye sermayeli KOBİ’nin seçileceği proje ile 8 ay boyunca çeşitli eğitimler planlandı. Suriyeli ve Türk KOBİ’lerinin eşleştirmeler ile iş yapma kültürünü artıracak projemizde, koçluk toplantıları ile de mentorluk ve rehberlik hizmeti vereceğiz. Projeye seçilen her bir KOBİ’mize 30 bin TL olmak üzere toplamda 1,5 milyon TL’lik bir kaynak sağlayacağız.
Bu kaynak, KOBİ’lerin dijital dönüşüm süreçlerinin iyileştirilmesi ve eğitim süreçlerinde belirlenen altyapı eksikliklerinin giderilmesi amacıyla kullanılacak. Ekonomik kapsayıcılık, sosyal bütünlük ve iş gücü kaybının önlenmesi ile kayıt dışı ile mücadele de projenin ana kapsamında yer alan önemli hedeflerimiz. Kısacası, Dayanıklı KOBİ’ler, Güçlü Yarınlar projesi ile her anlamda KOBİ’lerimizin kapasitelerini ve dijital yetkinliklerini geliştirirken, ekonomimize yaratacakları kayıtlı değeri de artırmayı planlıyoruz.”
- “Dijitalleşme ile artık müşterinin 'veri nimet' olduğu yeni bir çağ başladı”
Orhan Turan, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması ve rekabetçilik gücü artışı için KOBİ’lerin dijitalleşmeden nitelikli insan kaynağına, iş ve üretim modellerinden katma değerli ihracata uzanan çerçevede kapasitelerini geliştirmelerinin önem kazandığını vurguladı.
“Dijitalleşme ile artık müşterinin veri nimet olduğu yeni bir çağ başladı. Ülkemizin ve KOBİ’lerimizin gerçek gündeminin dijitalleşme olması gerekiyor. Dijitalleşmenin bir lüks değil, zorunluluk olduğunu aklımızdan çıkartmamalıyız. Yeni ekonomik sistemde verimlilik, çeviklik ve rekabetçilik, dijitalleşmenin kodlarıyla belirleniyor. Kültürel ve zihinsel bir değişimi de ifade eden dijitalleşme, çalışma hayatından iş yapma modellerine, sosyal alışkanlıklarımızdan tüketim tercihlerimize kadar hayatı dönüştürüyor. Bu dönüşümün bir parçası olmak için elimizdeki dijitalleşme anahtarını kullanmanın tam zamanı. Gelişmiş ülkelerle geleneksel üretim kollarında rekabet etme şansımız yok ancak dijitalleşme, dönüşüm odaklı yeni ekonomik sistemde yarışa aynı kulvarda başlama fırsatı da tanıyor.”
- “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerini amaçlayacak şekilde yönlendirilmeleri gerekiyor”
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman da 2020'nin, yeni bir 10 yılın başlangıcı olduğunu belirterek, “KOBİ’lerimiz ve Türkiye’nin genel gidişatında işsizlik ve gıda gibi eşitsizlik dünyasına yanıt vermek, ısınan dünyaya yanıt vermek, bunu da dijitalleşmeye önem vererek yapmak ön plana çıkıyor.” dedi.
Keyman, TÜRKONFED’in ve KOBİ’lerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ni amaçlayacak şekilde yönlendirilmeleri ve pozisyonlandırılmaları gerektiğini vurgulayarak, “KOBİ’lerimiz, bundan sonraki gelişimlerinde bir yönüyle işsizliğe çözüm bulabilecek alanlara gidecekler, öbür yönüyle iklim değişikliği temelinde olan alanlara gidecekler. Bunu yaparken muhakkak dijital dönüşüme önem verecekler.” diye konuştu.
“Büyük balık küçük balığı yutar” sözünü anımsatan Keyman, bu süreçte hızlı balık olmanın önemli olduğunu kaydetti.
- "Sanal pazar yerlerine erişim küçük işletmeler için çok önemli"
Siemens Dijitalizasyon ve Endüstri 4.0 Pazarlama Müdürü Derya İren ise günümüz veri çağında insanlığın, hem teknolojide yaşanan hızlı değişimlerin getirdiği krizlere hem de tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı yeni ve eski krizlere teknolojik çözümler bulma çabasında olduğunu söyledi.
İren, "Geçmişin 'global düşün, lokal davran' hareketi, 'hem global davran hem lokal davran'a döndü. Pazar ve müşteri beklentilerinde de dönüşüm yaşandı. İnternetin içinde doğan nesillerin büyümesiyle birlikte geçmişten gelen müşteri ihtiyaçlarının dönüştüğünü ve beklentilerin farklılaştığını görüyoruz. Bu da yeni iş modelleri ve kavramları ortaya çıkarıyor." dedi.
Müşteriyle buluşulan yeni kanallar yaratmanın işin sürdürülebilirliği açısından önemli olduğunu vurgulayan İren, "Burada teknoloji yardımcı oluyor. Dijital dönüşüme hazır olmak demek; yaşam boyu öğrenebilmek, sürekli gelişen, değişen teknolojilere hazır ve açık olmak, büyüme zihniyetine sahip olmak, fırsat odaklı yaklaşımlara, deneysel ve teknolojik gelişmeleri bir araya getirebilen bir bakış açısına sahip olmak demek. Sanal pazar yerlerine erişim özellikle küçük işletmeler için çok önemli. Buradaki kritik konu, müşteriyle iletişim ve iş modellerinin teknolojik dönüşümü." şeklinde konuştu.
İren, veriden değer yaratma konsepti ve bakış açısının her zaman odakta olması gerektiğini söyledi.
Öte yandan, “Dayanıklı KOBİ’ler, Güçlü Yarınlar Buluşmaları”, mart, nisan ve mayıs aylarında, her ayın birinci ve üçüncü çarşamba günü, saat 15.00’te farklı bir temayla düzenlenecek. Çevrim içi etkinlikler, www.dkgy.org adresi üzerinden takip edilebilecek.