İSTANBUL (AA) - İklim değişikliği ile mücadele ve uyumu stratejik odakları arasında konumlandıran Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), Türkiye'de, İklimle Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücü'nü (TCFD) destekleyen lider kurumlardan biri olarak, ilk İklim Riskleri Raporu'nu yayımladı.
TSKB'nin açıklamasına göre, Türkiye’nin kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınması için değer yaratma misyonuyla çalışan bank, iklim değişikliği ile mücadele ve uyum politikalarını odağında tutmaya devam ediyor.
İklimle Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücü’nü destekleyen lider kurumlardan biri olan TSKB, sürdürülebilirlik yolculuğunu stratejik anlamda zenginleştirirken Türk bankacılık sektöründe TCFD tavsiyelerini dikkate alan ilk "İklim Riskleri Raporu"nu yayımladı. Raporda iklim değişikliğinden kaynaklanan risk ve fırsatları beyan eden banka, Türkiye'nin düşük karbon ekonomisine dayalı sanayiye geçişine yönelik desteğine hız kesmeden devam edeceğinin altını çizdi.
Operasyonel faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazlarını 2008'den itibaren dengeleyerek karbon-nötr bankacılık yapan TSKB, bu raporla bilim temelli hedefler doğrultusundaki çalışmalarını genişletti.
TSKB, doğrudan emisyonları ifade eden Kapsam 1 çerçevesinde 2035'e kadar yüzde 63 azaltma hedefini açıklarken, elektrik tüketimi kaynaklı emisyonları dikkate alan Kapsam 2 yönünde faaliyetlerinde yalnızca yenilenebilir enerji kullanarak karbon salınımı sıfırlama uygulamasına devam edeceğini belirtti. Kapsam 3'teki değer zinciri emisyonları için ise ulusal ve uluslararası standartları dikkate alarak yol haritasını oluşturuyor.
BM tarafından ortaya konulan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) kapsamında 2030'a kadar 8 milyar dolar seviyesinde finansman sağlamayı hedefleyen TSKB, 2021-2025 yılları arasında bu amaçlara yönelik kredilerin toplam portföy içerisindeki oranını yüzde 90'ın üzerinde tutmayı önceliklendiriyor.
- "Türkiye'nin düşük karbon ekonomisine dayalı sanayiye geçişine somut katkı sunuyoruz"
Açıklamada görüşlerine yer verilen TSKB Genel Müdürü Ece Börü, iklim kriziyle mücadele yönündeki çalışmalarına ve hedeflerine şeffaflık prensibiyle İklim Riskleri Raporu'nda yer verdiklerini belirtti.
2010 yılında imza attıkları Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin ardından SKA'ları merkeze alarak ilerledikleri sürdürülebilir bankacılık yolculuğunda çok yol kat ettiklerini aktaran Börü, "Bugün yüzde 74’ü temiz enerji, enerji ve kaynak verimliliği, çevre, kadın istihdamı gibi sürdürülebilir ve sosyal yatırımlardan oluşan kredi portföyümüz ile Türkiye’nin düşük karbon ekonomisine dayalı bir sanayiye geçişine somut katkı sunuyoruz." ifadelerini kullandı.
Ece Börü, Birleşmiş Milletler öncülüğünde ortaya çıkan 2050 net sıfır karbon emisyonu hedefinin devletler ve kurumlar nezdinde her geçen gün daha fazla yaygınlaştığını bildirdi.
İklim hedefleri açısından kritik bir sürece girildiğinin altını çizen Börü, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Son yıllarda dünyada meydana gelen doğal afetler ve salgın gibi olağanüstü gelişmeler yeşil toparlanmanın önemini artırırken küresel piyasaların karbonsuzlaşacağı bir geleceğe dönük adımları hızlandırıyor. Bu süreçte başta devletler ve düzenleyici kuruluşlar olmak üzere, şirketlerden finans kurumlarına, hatta bireylere kadar hepimize farklı sorumluluklar düşüyor. İş, ekonomi ve üretim dünyasında ise yol haritalarının doğru belirlenmesi, aksiyon planlarının hızla oluşturulması büyük önem taşıyor. Sürdürülebilirlik ve iklim alanına özel konsantrasyon geliştirmiş bir kalkınma bankası olarak, finansmanın dönüştürücü gücüne bizzat şahit oluyoruz. Tüm dünyada yeşil bir finansal sistemin ve finans sektörü oyuncularının bu yönde sunacağı yapılandırılmış katkının sürdürülebilir ve dayanıklı bir toparlanma sürecinde başarı için kritik bir faktör olduğuna inanıyoruz."
- "İklim krizinin çözümü için küresel bir mücadele ve kararlı adımlar gerekiyor"
TSKB Genel Müdürü Börü, salgının sürdürülebilirlik kavramının bir kez daha altını çizdiğini belirtti.
Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) konularının en az finansal konular kadar önemli olduğunu ifade eden Börü, iklim krizinin çözümü için, salgın sürecinde olduğu gibi küresel bir mücadele ve kararlı adımlar gerektiğini vurguladı.
Börü, şunları kaydetti:
"Son 30 yıldır sürdürülebilirliği vizyonumuzdan başlayarak tüm iş süreçlerimizde uçtan uca içselleştirdik. Küresel ölçekli iş ilişkilerimiz, taraf olduğumuz inisiyatifler ve imza attığımız yenilikçi uygulamalarla sorumlu bankacılık alanında ayrışan bir kurum olmanın gururunu yaşıyoruz. Yayımladığımız İklim Riskleri Raporu ile, iklim riski bilincini bankacılık modelimize entegre etme yönünde önemli bir aşama daha kaydetmiş olduk. Bunun bir yolculuk olduğunun bilincindeyiz. Önümüzdeki dönemde iklim risklerinin azaltılması yönünde iş ortaklarımızla güç birliği içinde ve hız kesmeden çalışmaya devam edeceğiz."