İSTANBUL (AA) - Alman Seyahat Acenteleri Birliği (DRV) Başkanı Norbert Fiebig, Almanya ve Türkiye arasında yazın ciddi bir trafik görüleceğini, bunun da karşılıklı iş ilişkilerini başlatmanın temelini oluşturacağını belirterek, “İçerisinden geçtiğimiz zamanın belirsizlikleri nedeniyle tatile gidecekler her zaman bildikleri ve güvendikleri destinasyonlara yönelecekler. Türkiye de bu noktada hem hijyen hem de güvenlik önlemleri açısından bu destinasyonların içinde yer alıyor.” dedi.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) tarafından çevrim içi olarak “Yeniden Doğuş” başlığıyla düzenlenen “1. Uluslararası Turizm Forumu” kapsamında “Yarış Yeniden Başlıyor” paneli gerçekleştirildi.
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’nın moderatörlüğünü yaptığı panelde konuşan Alman Seyahat Acenteleri Birliği (DRV) Başkanı Norbert Fiebig, salgın sürecinde turizmden etkilenme konusunda tüm Avrupa’da durumun benzer olduğunu belirterek, bu krizi yönetebilmeyi umduklarını söyledi.
Bu durumun üstesinden gelebilmek için uzun vadede, aşılamanın yeniden kısıtlamalar olmadan seyahat edilebilmesini sağlayacağını ifade eden Fiebig, şunları kaydetti:
“Küresel nüfusun hepsi bu aşılara erişene kadar kendi faaliyetlerimizi düzenlemeliyiz. Seyahat eden kişilerin güvenliğini sağlamamız gerekiyor. Bunun için ilk kaidesi aşılama ve hijyen ile alınacak önlemler. Şu anda nüfusumuzun yüzde 20’si ilk doza erişti, yüzde 7’si ise 2 doz aşılandı. Şu anda Alman hükümeti oldukça temkinli seyahat etmemeyi öneriyorlar. Aşılamanın hedeflerine erişilmesiyle birlikte seyahat başlayacak.
Salgından en çok etkilenenler genç aileler oldu. Onlar tatile çıkmayı çok istiyorlar. Türk sektörü için ilk hedef aileler. Hem ödenen fiyat hem de bu fiyatın karşılığında aldıkları hizmet onları memnun ediyor. Bu onların odağında olmaya devam edecek. İçerisinden geçtiğimiz zamanın belirsizlikleri nedeniyle tatile gidecekler her zaman bildikleri ve güvendikleri destinasyonlara yönelecekler. Türkiye de bu noktada hem hijyen hem de güvenlik önlemleri açısından bu destinasyonların içinde yer alıyor.”
Fiebig, Türkiye’de turizm sektörü çalışanlarının aşılanması konusunda önceliklendirildiğini anımsatarak, bunun Almanya’dan Türkiye’ye doğru hareketi hızlandıracağını söyledi.
Almanya ve Türkiye arasında yazın ciddi bir trafik görüleceğini düşündüğünü aktaran Fiebig, bunun da karşılıklı iş ilişkilerini başlatmanın temelini oluşturacağını vurguladı.
- "Birleşik Krallık'ta evde kapanma döneminin sonuna gelindi"
İngiltere Seyahat Acenteleri Birliği (ABTA) İcra Kurulu Başkanı Mark Tanzer ise Birleşik Krallık'ta evde kapanma döneminin sonuna gelindiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Uluslararası seyahatimiz ise hala yasak şu anda ve 17 Mayıs'a kadar da bu mümkün olmayacak. Bu hükümetin koymuş olduğu hedef tarih, ancak mayısın ilk döneminde buna dair bilgi almayı bekliyoruz. Birleşik Krallık'taki aşılama programı duymuş olduğunuz gibi son derece geniş. Enfeksiyon oranları hastaneye yatırılma ve ölüm oranları çok düştü. O yüzden de kapanma plana göre azaltılarak devam ediyor."
Tanzer, Birleşik Krallık'tan yapılacak uluslararası seyahatlere ilişkin olarak, "Bir araya gelen görev grubu sektörden çeşitli noktaları bir araya getirdi ve uluslararası seyahatin durumunu değerlendirdi ve bu gerçekten de doğru adımların atılmasını sağladı. Hem ülkelerin buna göre sınıflandırılması söz konusu oldu. Özellikle aşılama sertifikası şimdi yeniden seyahatin mümkün olması için uygulanacak olan metot gibi görünüyor ancak pek çok detay hala elimizde yok. Elbette hangi ülkelerin hangi sınıflandırmada, hangi kategoride olacağına dair bilgimiz yok." ifadesini kullandı.
Ülkelerdeki enfeksiyon oranı, aşılama oranı, orada Kovid-19 varyantlarının olup olmadığı ve aynı zamanda bilgi güvenliği, verilerin doğruluğu gibi kriterlerin önemli kriter olacağını belirten Tanzer, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Dolayısıyla güvenliğe ve her bir ülkenin hangi kategoriye düştüğüne buna göre karar vereceğiz. O yüzden de bunun tam olarak nasıl yönetileceğini bilmiyoruz ve bunun ne sıklıkta gözden geçirilip değiştirileceğini bilmiyoruz. Geçen yıl bu haftada bir güncelleniyordu ama bu çok işe yaramamıştı. O yüzden de biz artık istatistiki veriler değiştikçe, güncelleme gibi bir yönteme gideceğiz. Kırmızıdan sarıya, yeşile gibi bir düzenleme olacak. Hatta yeşil kategoride bile aslında çok fazla soru işareti var. Seyahat eden kişilerin test edilmesi gerekiyor. Birleşik Krallık'a geri dönenlerin de yine teste tabi tutulması gerekiyor.
Hepsinin PCR testi alınması gerekiyor ve burada da çok pahalı bir test bu ve on gün içerisinde bu testi yapmaları gerekiyor. Bu yeşil seviyede, sarı olanların ise işte on gün karantinada kalması gerekiyor. Yeşil kategorisinde bile çok fazla soru işareti var. Şu anda Birleşik Krallık'taki PCR testinin ücreti Avrupa Birliği'ndeki ücretin iki katı. Bu da gerçekten de cesaret kıran bir nokta. O yüzden de acaba aşı sertifikaları operasyonel olarak nasıl işe yarayacak bunu görmemiz lazım."
Tanzer, sektörün yaz sezonunun 1 haftasını bile kaybetmek istemediği bir durumda olduğuna dikkati çekerek, "Türkiye'ye gelecek olursak, 2,5 milyon turist akışı var Türkiye'ye ki bu da gerçekten Britanyalı turistler için Türkiye'nin ne kadar çekici bir yer olduğunu gösteriyor. Elbette ki Türkiye'deki sağlık durumuna dikkat etmemiz gerekiyor ama bu diğer ülkeler için de geçerli. Bu işte onlar erişilebilir durumda değilseler Türkiye'nin işine yarayabilir." değerlendirmesinde bulundu.