BRÜKSEL (AA) - Avrupa Birliği (AB); Gazze, Doğu Kudüs, İsrail ve işgal altındaki Filistin topraklarında şiddetin en kısa sürede sonlanmasını istediklerini, sivil can kayıplarının kabul edilemez olduğunu bildirdi.
AB Komisyonu sözcülerinden Peter Stano, günlük basın toplantısında, İsrail'in Filistinlilere saldırıları ve bölgedeki gelişmelerle ilgili soruları yanıtladı.
AB ülkelerinin dışişleri bakanlarının, yarın video konferansla yapacakları olağanüstü toplantıda konuyu ele alacaklarını hatırlatan Stano; Gazze, Doğu Kudüs, İsrail ve işgal altındaki Filistin topraklarında "devam eden şiddetten endişe duyduklarını" söyledi.
Stano, yarınki toplantıda gerginliğin nasıl düşürüleceği ve şiddetin nasıl sonlandırılacağı konusunda AB'nin ne tür katkı yapabileceği ve AB'nin nasıl bir yol izleyeceğinin tartışılacağını aktardı.
AB'nin önceliğinin, "şiddetin derhal sona ermesi ve gerilimin düşürülmesi olduğunu" sık sık tekrarlayan Stano, tek bir sivil can kaybının bile kabul edilemez olduğunu, bu nedenle şiddeti sonlandırmaya yönelik çabalar yürüttüklerini dile getirdi ve "Her iki tarafta da en büyük bedeli ödeyenler, çoğunlukla siviller oluyor." dedi.
- "İsrail'e yaptırım olmaması çifte standart değil mi?"
AB'nin işgal altındaki Filistinlilerin evlerinden çıkarılmasını uluslararası hukuka aykırı gördüğü hatırlatılan ve bu konuda İsrail'e yaptırım uygulanıp uygulanamayacağı, AB'nin Rusya'dan Myanmar'a birçok ülkeye yaptırım uygularken İsrail'e uygulamamasının çifte standart olup olmadığı sorulan Stano, şunları söyledi:
"İsrail'in yerleşimlerinin yasa dışı olduğunu daha önce de hep söyledik. Bunlar iki devletli çözümü engellemektedir. Filistinlilerin evlerinden çıkarılmalarını defalarca kınadık. Bu kararların gözden geçirilmesini istedik. Öncelik gerilimin düşürülmesi ve kimsenin ölmemesi, anlamlı bir siyasi diyaloğun başlaması. AB için yaptırımlar bir politika değil, girişimler başarısız olduğunda kullanılan bir araçtır. Yaptırımlara AB üyelerinin oy birliğiyle karar verilir. Bu aşamada kimse yaptırım konusunu masaya getirmemiştir."
- AB-İsrail Ortaklık Anlaşması
"İsrail'in bugüne kadar yaptıklarının cezasız kaldığı ve AB'nin savunduğu değerlere İsrail tarafından saygı gösterilmediği, Uluslararası Af Örgütü tarafından savaş suçu olarak tanımlandığı ve AB ile İsrail arasında bir ortaklık anlaşması bulunduğu" hatırlatılan Stano, "Bu tür eylemlerin bir sonucu olmayacaksa anlaşmada yer verilen değerlerin ne anlamı var?" sorusuna şöyle karşılık verdi:
- "Filistinlilerin kendini savunma hakkı yok mu?"
Stano, "AB'nin açıklamalarında İsrail'in kendini savunma hakkına yer verilirken Filistinlilerin kendini savunma hakkına neden yer verilmediği" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"İsrailliler ve Filistinliler güvenlik, özgürlük ve demokrasi içinde yaşama hakkına sahiptir. Hamas'ın İsrail'deki sivil hedeflere ayrım gözetmeden füze fırlatmasından sonra sadece AB değil, uluslararası camianın çoğunca yapılan son açıklamalar bu eylemi reddetmiştir. Bu, terörist bir eylemdir. Sivilleri kasten hedef almıştır ve kabul edilemez."
Stano, İsrail'in meşru savunma hakkını tanırken bunun yanı sıra İsrail'in askeri operasyonunun "orantılı ve uluslararası insani hukuka uygun" olması gerektiğini ifade etti.
"Filistinliler İsrail henüz yokken, oturmaya başladıkları evlerinden çıkarılırken, kutsal mekanlarına saldırılırken durup bekleyecekler miydi?" sorusunu da Stano, "Ayrım gözetmeden bir tarafın diğerine füze fırlatması kabul edilemez. Bunun bahanesi olamaz. Diğer sorunların da farkındayız. Şeyh Cerrah ve Doğu Kudüs gibi yerlerde sorunlar olduğu doğru. Bu nedenle müzakerelerin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu bir müzakere sürecidir. Bu sorunlara uzun vadeli çözüm bulunmalıdır." şeklinde cevapladı.
- Gazze'de basın kuruluşlarının ofislerinin vurulması
Gazze'de Associated Press ve Al Jazeera gibi uluslararası medya kuruluşlarının ofislerine ev sahipliği yapan binanın İsrail tarafından yerle bir edilmesi konusunda ise şunları söyledi:
"AB'nin medyanın çalışmasının önemine verdiği değeri biliyorsunuz. Medya serbestçe çalışabilmeli ve özellikle de tarafsız bilginin hayati önem taşıdığı çatışma durumlarında olanlar hakkında bağımsız haber yapabilmeli. Medya ofislerinin bulunduğu binanın yıkılması aşırı derecede endişe vericidir. Gazetecilerin güvenliği ise hayati önemdedir. Çatışma bölgelerinde bağımsız habercilik vazgeçilmez bir unsurdur."
Stano, Avusturya'nın başbakanlık binasına İsrail bayrağı asılmasının Viyana'da devam eden İran ile nükleer görüşmelere ABD'nin dönmesi konusundaki müzakereleri etkileyip etkilemeyeceğine yönelik soru üzerine, iki konunun tamamen farklı olduğunu belirtti.
Stano, bir AB üyesinin hangi bayrağı asıp hangisini asmayacağına AB Komisyonunun karar veremeyeceğini aktardı.