ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İnsan Hakları Eylem Planı'nda kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik düzenlemelere yönelik, "Yeri geldiğinde tutuklama imkanı da getirecek şekilde bir düzenleme, o ısrarlı takip eden, taciz edenle ilgili bir imkan getirilecek." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Gül, AA Editör Masası'nda İnsan Hakları Eylem Planı'na ilişkin detayları paylaştı.
Teknolojik yenilikler, hükümlü ve tutukluların görüntülü görüşebilmelerine ilişkin bir soru üzerine Bakan Gül, bunun demosunu bir kadın cezaevinde yaptıklarını söyledi. Gül, "Uygulamayı yaygınlaştırıp insani bir temel üzerinde yapacağız dijital anlamda." dedi.
"İnsan yaşarsa devlet yaşar, devlet yaşarsa insan yaşamaz" diyen Gül, devletin insanın hakkını korumak için var olduğunu söyledi.
Tutuklamayla ilgili dikey itiraz konusunun önem taşıdığını belirten Gül, tutuklama itirazının bir üst mahkemeye yapılmasıyla, konuya başka bir gözle bakılması yönünde bir yaklaşım söz konusu olduğunu ifade etti.
Tutuklamanın çok önemli bir karar olduğunun altını çizen Gül, "İnsan iş adamıysa ticari hayatı, itibarı kayboluyor. Gazeteciyse düşünce dünyası, sanat dünyası olumsuz etkileniyor. Öğrenciyse geleceği... Yani verilecek her karar kişinin kaderini doğrudan etkiliyor, o kişinin kaderi de toplumu, ülkeyi etkiliyor. Dolayısıyla böyle önemli bir karar veriyorsun, bu kararı verirken bir üst merci de görsün anlamında bir yaklaşım söz konusu, Kanun değişikliği gerekiyor." diye konuştu.
Tutuklamada somut delillerin varlığının katalog suçlarda da bir kriter olduğunu anlatan Gül, bunu yaparken dengenin uygulayıcılardan beklendiğini söyledi. Gül, toplumun bu anlamda gerçekten rahatsız olduğu konularda daha büyük bir hassasiyet beklediklerini kaydetti.
Bakan Gül, e-Duruşma uygulamasının da önemli bir yaklaşım olduğunu, salgın döneminde hayata geçtiğine değinerek, "Çok başarılı, verimli. Bazı mahkemelerde 300'ün üzerinde. Bunu tüm mahkemelerde dün Sayın Cumhurbaşkanımız da açıkladı, yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Yani Antalya'da davası olan bir kişi Ankara'da ise Ankara'dan davaya katılabilecek." sözlerine yer verdi.
Adım adım uygulamaların başarıyla gittiğini aktaran Gül, "Vatandaşımız Yozgat'ta, Gaziantep'te, Trabzon'da tanık olarak Ankara'ya gelmek zorunda, İstanbul'a gitmek zorunda değil. Bilirkişisi davaya hızlıca hemen intibak edebilecek, vatandaş girebilecek bulunduğu yerden. Bunlar da vatandaşın işlerini kolaylaştıracak. Kayserili bir teyze hasta, ifade için gidemiyor adliyeye bunun gerekirse görüntülü gerekirse yine bu konuda ifadesini alma hususunda insani yaklaşımlar var. Bir kısmı kanun gerekiyor, bir kısmı uygulama refleksleriyle yine vatandaşımıza katkı sağlayacak düzenlemeler." değerlendirmesini yaptı.
Bakan Gül, bu anlamda elektronik tüm ortamlardan ayrıca faydalanmaya devam edeceklerini söyledi.
- Pilot dava uygulaması
Pilot dava uygulamasının ne anlama geldiği, hangi dava türlerini kapsayacağı ve sürecin nasıl işleyeceği yönündeki soruya karşılık Gül, pilot dava gibi, idari sulh müessesesi gibi çok önemli yeni usuller geldiğini aktardı.
Bakan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Pilot dava dediğimiz, diyelim ki memur bir arkadaşımız özlük hakkıyla ilgili bir haksıza uğradı. Diyelim ki, harcırah üzerinden gidelim, harcırah hak ettiği halde ödenmiyor ve o durumda olan 15 bin memur arkadaşımız var, kamu çalışanımız var. 15 bin kişi idareye başvuruyor, kuruma, kurum diyor ki 'Git dava aç, kazanırsan ben sana vereceğim.' Avukat tutuyor, 2 yıl, 3 yıl dava sürüyor, o harcıraha, hak ettiği şeye ulaşacak da bilmem kaç sene sonra. Burada bizim 15 bin dava Danıştaya gidiyor, her mahkeme ayrı ayrı bakıyor. Dava açıldı, pilot dava diye belirlenecek, bir dava üzerinden pilot dava belirlenecek, İdare Mahkemesi bakacak, İstinaf, Danıştay bakacak, Danıştay karar verdi mi, 14 bin 999 aynı durumda olan karar aynı gün karara çıkacak.
Bakan Gül, bunların da ayrıntılarını yüksek yargı ve akademisyenlerle değerlendirdiklerini, daha çok işlemler üzerinden şu an düşünüldüğüne işaret etti.
- Kadına yönelik şiddet
Kadına yönelik şiddet konusunun da Eylem Planı'nda yer aldığı anımsatılarak, bu konuda hangi adımların atılacağı sorusu üzerine Bakan Gül, kadına yönelik şiddetin asla kabul edilemeyeceğini, bu hususta sonuna kadar mücadele etmek zorunda olduklarını dile getirdi.
Gül, sadece yargı ve kolluk güçlerinin değil toplumun her kesiminin el birliğiyle şiddete karşı kararlı ve iş birliği içinde çalışması gerektiğini vurguladı.
Bu konuya ilişkin önemli adımlar attıklarını, özellikle son birkaç yılda bunu daha da yoğunlaştırdıklarını belirten Gül, bu belgede ayrıntılı şekilde hedefler bulunduğunu söyledi.
Eşe uygulanan şiddete karşı ceza nasıl artırılıyorsa eski eşe uygulanan şiddete karşı da aynı şekilde uygulama düşünüldüğünü ifade eden Gül, ısrarlı takip için de yeni bir düzenlemenin planlandığını aktardı.
Bakan Gül, bu tür olayların Türk Ceza Kanunu'nda karşılığının "huzuru bozma" suçundan 1 yıla kadar ceza olduğunu, bu suçu işleyenlerin ne ceza aldığını, ne hapse girdiğini, ne de tutuklandığını söyledi. Gül, şunları kaydetti:
"Bu konularla ilgili çalışmamızda biz dedi ki, kardeşim bir kadın trafikte, bir kadın üniversitede, bir kadın sokakta, çarşıda, pazarda ısrarlı takibe maruz kalıyorsa bunun cezası 3 yıl olsun, 4 yıla kadar olsun yeri geldiğinde tutuklama... Yani '6 yıl, 7 yıl tacize uğruyorum, mesajla beni taciz ediyor.' Bakıyorsunuz, 'huzuru bozma' başka bir şey yoksa. Arkadaş bu doğrudan insanın yaşam hakkına bir saldırıdır. Dolayısıyla bu anlamda çok önemli caydırıcı bir konuyu çalıştık bu hususta. Ayrı bir madde yapacağız 'ısrarlı takip' diye. Bunun da caydırıcı bir şekilde yeri geldiğinde, o kişi çünkü istese de tutuklama yapamıyor hakim, ertesi gün bir daha gelebilir, ne olacak, bu anlamda yeri geldiğinde tutuklama imkanı da getirecek şekilde bir düzenleme, o ısrarlı takip eden, taciz edenle ilgili bir imkan getirilecek."
Bu tür soruşturmaların, yargılamaların, ihtisas hakimleri ve savcıları tarafından yapılacağını, önceden bir hikayesinin, şikayetin olup olmadığının yargı yönüyle inceleneceğini anlatan Gül, başta Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere diğer kurumların yürüteceği çalışmalar olduğunu da kaydetti.
Nafaka konusunda çalışmaların devam ettiğine değinen Gül, çocuk mahkemelerindeki duruşma salonlarının, çocuk dostu olacak şekilde tasarlanacağını, duruşmalara hakim, savcı ve avukatların cübbe giymeden katılacağını aktardı.
Psikolog ve pedagogların da adli süreçlerde çocukları desteklediğini ifade eden Gül, çocuk ve aile mahkemelerinin müstakil yerlerde, ayrı mimariyle oluşturulacağını bildirdi.
- "Yakın zamanda kanunlaşacak"
Eylem planında hayvanların korunmasıyla ilgili düzenlemelerin de olduğunu dile getiren Gül, "Türk Ceza Kanunu'nda, sahipli, sahipsiz hayvan ayrımı var. Sahipliyse cezaya konu oluyor, sahipsizse cezaya konu olmuyor. Bu bir mal değil, mala karşı işlenen suçlar kapsamında değerlendiriliyor. 'İnsan bütün canlılara karşı emaneti almış bir varlıktır, onlara da iyi davranmak zorundadır' yaklaşımıyla mal ve can ayrımını getirdik. Mala karşı işlenmiş değil, bu candır, cana karşı işlenmiş suçlardır. Sahipli de sahipsiz de olsa bu bir candır, suç olmalı. Eziyet ve kötü muamelede para cezası vardı, bu cezanın konusu olsun yaklaşımıyla önemli bir hazırlık yapıldı. Yakın zamanda da kanunlaşacak. Bu da temel ve insani, değerli bir yaklaşım." dedi.
(Bitti)