Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu: (2)

Genel

- "Darbeci zihniyetin panzehiri, milli iradenin güçlenmesidir. Tarihimizin en büyük yönetim reformlarından biri olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bu doğrultuda önemli bir adım attık. Ama çok rahatsız oldular. İnşallah yeni ve sivil anayasayla bu adımı kalıcı hale getirerek, ülkemizi demokraside en üst lige çıkartacağız"- "Sosyal medya hesaplarından 'Darbeler zaruretler doğmadan yapılmamıştır, maalesef bugün böyle bir zaruret vardır.' diyerek Milli Şeflerinin izinden gittiklerini gösterenler yine bunlardır. Birkaç hafta önce bizi merhum Menderes'in akıbetiyle tehdit edenler yine bunlardır"- "Çeşitli çevreler tarafından darbe iması ile yürütülen tüm kirli girişimler CHP yönetimi tarafından desteklenmiştir. CHP temsilcileri darbe güzellemesi yaparken her yakalandıklarında ise 'yapay gündem' diyerek işin içinden sıyrılmaya kalkmışlardır. Ama şunu bilmiyorlar, biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık, onlar bunun farkında değil"- "Amacımız Meclis'teki tüm partilerin yeni ve sivil anayasa çalışmalarına yapıcı, etkin, samimi destek vermeleridir. Şayet böyle geniş bir uzlaşmayla yeni anayasayı Meclis'te kabul ettirip milletimizin takdirine sunabilirsek çok çok güzel olacaktır. Arzu ettiğimiz şekilde bir uzlaşma zemini oluşmazsa Cumhur İttifakı olarak bizi destekleyen diğer partilerle birlikte kendi hazırlığımızı milletin takdirine sunmakta kararlıyız"

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbeci zihniyetin panzehrinin, milli iradenin güçlenmesi olduğunu belirterek, "Tarihimizin en büyük yönetim reformlarından biri olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bu doğrultuda önemli bir adım attık. Ama çok rahatsız oldular. İnşallah yeni ve sivil anayasayla bu adımı kalıcı hale getirerek, ülkemizi demokraside en üst lige çıkartacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

"CHP'nin 'Milli şef' diyerek yere göğe sığdıramadığı İsmet İnönü'nün 27 Mayıs darbesinin hemen öncesinde TBMM'de yaptığı bir konuşmayı paylaşmak istiyorum." diyen Erdoğan, İnönü'nün, "Buraya gelirken dışarıda Meclis binasını kuşatmış bir tabur asker gördüm. Başlarında genç bir binbaşı vardı. Sizler, benden korkuyorsunuz ama dışarıya getirdiğiniz askerleri kumanda eden binbaşıdan da korkuyorsunuz. Korktuğunuzu, ona güvenmediğinizi ispat etmek için size şöyle bir teklifim var. Çağırın binbaşıyı, beni alıp götürmesini söyleyin. Bakalım emrinize itaat edecek mi? Size bunun aksi bir teklifim de var. Binbaşıyı ben çağırayım ve Meclis'i feshettireyim. Bunu ister misiniz? İhtilal olacak ve siz bundan kurtulamayacaksınız." sözlerini hatırlattı.

Bu üslubu yıllardır CHP'nin nice yöneticilerinden duymaya devam ettiklerini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hatırlarsanız 28 Şubat muhtırasına, 'Bizim tespitlerimiz de farklı değil diyen şanlı ordumuzun önünde saygıyla eğiliyoruz' diyen dönemin CHP'li yöneticileri darbecilerden daha büyük bir şevkle sahip çıkmışlardır. AK Parti'ye Meclis'te Cumhurbaşkanı seçtirmemek için 'sakın ha' naraları atanlar, güya miting adı altında ortaoyunu sergileyenler, brifinglerde ip gibi sıraya geçenler de yine bunlardır. FETÖ'cülerin 17-25 Aralık emniyet-yargı girişimi için ortaya saçtıkları malzemelere dört elle sarılıp, montaj ürünü kasetlerle aylarca Meclis'in itibarını ayaklar altına alanlar yine bunlardır. Cumhuriyet tarihinde ülkemizde yaşanan en büyük ihanetlerden biri olan 15 Temmuz darbe girişimini 'kontrollü darbe' diyerek, 'tiyatro' diyerek küçümseyen, bu tehdide karşı alınan tedbirleri 'sivil darbe' diyerek engellemeye çalışan, yine bunlardır. Tankların arasından kaçıp giden, Bakırköy'e sığınan yine bunlardır. Daha geçen gün bir erken seçimle veya başka bir şekilde iktidar değişikliğinden söz eden yine bunlardır. Meclis'te, darbe ile buluşmaktan söz eden şiirler okuyanlar yine bunlardır. Bizi indirmekten ve vatana ihanetle yargılamaktan söz edenler yine bunlardır. Sosyal medya hesaplarından 'Darbeler zaruretler doğmadan yapılmamıştır, maalesef bugün böyle bir zaruret vardır.' diyerek Milli Şeflerinin izinden gittiklerini gösterenler yine bunlardır. Birkaç hafta önce bizi merhum Menderes'in akıbetiyle tehdit edenler yine bunlardır."

Çeşitli çevreler tarafından darbe iması ile yürütülen tüm kirli girişimlerin CHP yönetimi tarafından desteklendiğini dile getiren Erdoğan, "CHP temsilcileri darbe güzellemesi yaparken her yakalandıklarından ise 'yapay gündem' diyerek işin içinden sıyrılmaya kalkmışlardır. Ama şunu bilmiyorlardı, biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık, onlar bunun farkında değil. Çünkü biz şunu da biliyoruz 'Her nefis ölümü tadıcıdır.' Akıbetimiz bu. Bundan kaçmak yok. Öyleyse biz ölümü korkutanlardan olacağız ve bu yola da böyle devam edeceğiz." dedi.

- Anayasa çalışmaları

Milletin değerlerine husumet, demokrasiye ve milli iradeye güvensizlik, darbecilik, ülke düşmanları ile kol kola yürüme hastalığının CHP yöneticilerinin adeta genlerine işlediğini anlatan Erdoğan, "Darbeci zihniyetin panzehiri, milli iradenin güçlenmesidir. Tarihimizin en büyük yönetim reformlarından biri olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bu doğrultuda önemli bir adım attık. Ama çok rahatsız oldular. İnşallah yeni ve sivil anayasayla bu adımı kalıcı hale getirerek, ülkemizi demokraside en üst lige çıkartacağız." diye konuştu.

Hem Cumhurbaşkanlığı hem AK Parti olarak bu konudaki çalışmaları titizlikle sürdürdüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız MHP, BBP hepsi bu çalışmayı sürdürüyor. MHP'den bu çalışmayla ilgili neticeyi Sayın Genel Başkan'dan aldım. Ortağımız MHP, kendi taslağını bize böylece sunmuş oldu. Diğer partilerin de bu yönde hazırlıkları olduğunu biliyoruz. Bizim çalışmamız da bitti. Aynı şekilde biz de kendilerine bunu sunacağız. İnşallah yıl sonuna doğru tüm bu metinleri bir araya getirerek kapsamlı bir şekilde değerlendirecek ve ortak bir teklif haline dönüştürmenin yollarını arayacağız. Amacımız Meclis'teki tüm partilerin yeni ve sivil anayasa çalışmalarına yapıcı, etkin, samimi destek vermeleridir. Şayet böyle geniş bir uzlaşmayla yeni anayasayı Meclis'te kabul ettirip milletimizin takdirine sunabilirsek çok çok güzel olacaktır. Arzu ettiğimiz şekilde bir uzlaşma zemini oluşmazsa Cumhur İttifakı olarak bizi destekleyen diğer partilerle birlikte kendi hazırlığımızı milletin takdirine sunmakta kararlıyız."

Darbeciler ve onların cesaret kaynağı olan darbeci siyasi zihniyetin kendi hırsları uğruna ülkeyi ateşe vermekten, Türkiye'nin demokrasisini ve kalkınmasını baltalamaktan çekinmediğini anlatan Erdoğan, "Ülkemizde ne zaman demokrasi güçlenmişse, milli iradenin üstünlüğü ilkesiyle siyaset biçimlenmişse, Türkiye kalkınmış, büyümüş, gelişmiş, vatandaşlarımız eserle ve hizmetle tanışmıştır. Darbe ve vesayet dönemlerinde ise bu süreç kesintiye uğramış, halkımız yoksullaşmış, hizmetler ihmal edilmiş, yatırımlar yavaşlamıştır, ülke gerilemiştir." diye konuştu.

Erdoğan, ekonominin hem çöküntüye maruz kaldığı hem IMF gibi uluslararası kuruluşların vesayetine girdiği dönemlerin ülkenin darbecilerin ve darbeci zihniyetin eline düştüğü yıllara denk geldiğini dile getirerek, şunları söyledi:

"Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki kalkınma hamleleri ve heyecanları tek parti döneminde mevcut fabrikaların kapatılmasından girişimcilerin önlerinin kesilmesine uzanan bir hüsrana dönüşmüştür. Türkiye'yi gelecekte çok farklı bir lige çıkartacak olan uçak, otomobil, dizel motor üretimi, yeraltı kaynaklarının keşfi ve değerlendirilmesi, üretime ve ihracata dayalı ekonominin kurulması gibi atılımlar hep CHP zihniyeti ve onun ikizi olan darbeciler tarafından akamete uğratılmıştır. Bilinçli olarak ülke geri kalmışlığa, millet sefalete mahkum edilmiştir. Demokrat Parti'nin kuruluş yıllarında CHP'nin en büyük itirazı, bu partinin ilçelere, köylere kadar teşkilatlanarak milletimize doğruları anlatmak, ülkenin kalkınması için gereken uyanışı sağlamak istemesine mani olmak olmuştur. Bizzat İnönü 1946 seçimleri öncesinde, 'Ben ihtilalci ve Kuvayi Milliyeci İsmetim, 3-5 çapulcuya maskara etmeyeceğiz, muvaffak olamazsak eski usulde devam ederiz.' diyerek darbe sopasını peşinen göstermiştir. Açık oy, gizli tasnif... Bu usulle yapılan 1946 seçimlerinin sonuçlarını tahmin etmek herhalde zor değildir. Buna karşılık gizli oy, açık tasnif yöntemiyle yapılan ilk seçimde tüm hilelere ve baskılara rağmen Demokrat Parti 'Yeter, söz milletin.' diyerek iktidara gelmiştir."

(Sürecek)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.