ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tedbirleri kimi zaman sıkılaştırıp, kimi zaman gevşetip, salgının olumsuz etkilerini en az seviyede tutmaya gayret ettiklerini belirterek, "Salgınla mücadelede en önemli araçlardan biri olan aşılama çalışmalarında da oldukça ileri bir seviyedeyiz." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Salgının, uygulamaya koydukları tedbirlerden etkilenen kesimler başta olmak üzere herkesin hayatında çeşitli zorluklara yol açtığını vurgulayan Erdoğan, "Sağlık altyapımızın gücü sayesinde kimi ülkelerde hala etkisini sürdüren felaket görüntüleri ile hamdolsun karşılaşmadık. Tedbirleri kimi zaman sıkılaştırarak, kimi zaman gevşeterek salgının olumsuz etkilerini en az seviyede tutmaya gayret ettik. Salgınla mücadelede en önemli araçlardan biri olan aşılama çalışmalarında da oldukça ileri bir seviyedeyiz." diye konuştu.
Bu süreçte sağlık alanı kadar önemli bir diğer başarının da üretim, istihdam ve ihracat tarafını sıkı tutmak olduğuna inandıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Fabrikalarda çarklar hiç durmadı, üretilen ürünlerin iç ve dış pazarlara ulaştırılmasında aksaklığa meydan verilmedi. İhracata yönelik üretim yapan fabrikaların çoğu bu yılın siparişlerini çoktan doldurdular. Kapasite genişleten fabrikalarımız bunun için gereken makinaları bulmakta zorlanıyor. Küresel lojistik ağındaki tıkanıklıklar, Türkiye'nin geniş bir havzaya kolayca mal ulaştırma avantajını giderek öne çıkartıyor.
Kara yollarımıza, demir yollarımıza, limanlarımıza, havalimanlarımıza yaptığımız yatırımların önemi tıpkı hastanelerde olduğu gibi bu dönemde daha iyi anlaşıldı. Dün şehir hastaneleri için bize demediklerini bırakmayanlar, bugün niye daha çok hastane yapmadığımızı sorguluyorlar. Aynı şekilde yıllarca bizi ülkenin kaynaklarını taşa, toprağa gömmek ile suçlayanlar şimdi lafı niye güçlü bir üretim ve ulaşım altyapısı kurmadığımıza getirmeye başladılar."
- "Türkiye küresel bir merkez haline geliyor"
Dünyada ve Türkiye'de yaşanan her gelişmenin, ülkeye 19 yılda kazandırdıkları tüm yatırımların anlamını çok daha iyi göstereceğini belirten Erdoğan, "Buradan menşesine, rengine, inancına bakmaksızın tüm yatırımcılara bir kez daha sesleniyorum, 'Gelin Türkiye'ye yatırım yapın.' Dün ülkemize yatırımlar yapanlar, bugün büyüyen pazarları ve artan kazançlarıyla bunun meyvelerini topluyorlar." ifadesini kullandı.
Bugün yatırım yapanların da çok kısa bir sürede aynı kazançları elde edeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Artık ülkemizde yapılacak yatırımların ölçek olarak iç piyasayı veya bölge pazarlarını aşarak küresel düzeyde tasarlanması ve gerçekleştirilmesi gerekiyor. Çünkü Türkiye, bölgesinin üretim ve ticaret merkezi olmanın ötesine geçerek, küresel bir merkez haline geliyor. Bu vesileyle vatandaşlarımıza evlerinde tuttukları ve milli servetimiz olan altınları ve dövizleri finans kuruluşları vasıtasıyla ekonomimize kazandırmaları çağrımı tekrarlamak istiyorum. Bundan rahatsız olanlar var, bunu da biliyorum. Ama dikkat edin, ben özellikle bunları merkezin tümüyle ağına yüklemelerini ve buradan win-win esasına göre hem ülkeye hem kendilerine kazanmanın yolunu gösteriyorum."
- "Kalkınmamızın gerdanlığı olan her yatırıma karşı birileri 'istemeyiz' diye ortaya döküldü"
"Bu tespitimiz somut verilere dayanıyor. Mesela geçtiğimiz yıl ülkemizde 103 bin yeni şirket açılırken, kapanan şirket sayısı 16 bini dahi bulmadı. Yeni kurulan şirketlerin de önemli bir bölümü uluslararası sermayelidir. Ülkemizde son 10 yılda kurulan 75 bin 700 uluslararası sermayeli şirketin 11 binden fazlası geçtiğimiz yıl faaliyete başladı. Türkiye iş yapma kolaylığı endeksinde eskiden 175 ülke arasında 84. sıradayken artık 190 ülke arasında 33. sıraya çıkmış buluyor. Nereden nereye? Bu tablo özellikle yatırımcıların ülkemize olan inançlarının, inşa ettiğimiz güçlü altyapı ve sağladığımız güven sayesinde giderek arttığına işaret ediyor.
Tabii ülkemizde felaket tellalları her dönemde olduğu gibi bugünlerde de yine iş başındadır. Siyasetten medyaya kadar her alanda kendi ikballerini ülkenin ve milletin felaketinde arayanlar hep olmuştur ve olacaktır. Milletimiz bir tarafta istiklal harbini verirken, diğer tarafta bir kesim, manda savunuculuğu yapıyor. Boğaz köprülerinden barajlara kadar kalkınmamızın gerdanlığı olan her yatırıma karşı birileri 'istemeyiz' diye ortaya döküldü."
Erdoğan, Türkiye terörle mücadele ederken terör örgütlerinin diliyle konuşanların hiç eksik olmadığını belirterek, "Hatta 15 Temmuz gecesi milletimiz canı pahasına darbecilere direnirken, darbeye şakşakçılık yapanları da unutmadık." dedi.
Her krizde insanların sokağa dökülüp ortalığı yakıp yıkması umuduyla sabahlayanlar olduğunu bildiklerini söyleyen Erdoğan, "Biz bunların hiçbirine itibar etmedik. Su üstünde yürüseniz bile yüzme bilmiyor diyerek, bu durumu tersine çevirmeye çalışanları mahkum-u adem ederek, bugünlere geldik." değerlendirmesinde bulundu.
- "Tuzakları bozarak önümüze yolumuza devam ediyoruz"
Erdoğan, "Türkiye, sağlam altyapısı, sürekli büyüyen üretim kapasitesi, yetişmiş insan gücü, şoklara dayanıklı ve dinamik ekonomisi, cesur, girişimci ve ihracatçı potansiyeliyle hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlemektedir." diye konuştu.
Ekonomiyi yatırım, istihdam, üretim ve ihracat temelleri üzerinde yükselttiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı:
"Asırlık senaryoların ürünü prangaları kırıp atıyoruz. Tuzakları bozarak önümüze çıkartılan engelleri birer birer açarak yolumuza devam ediyoruz. Hayatımızı adadığımız bu mücadeleyi başarıya ulaştırarak, ülkemizi 2023 hedeflerine kavuşturmakta kararlıyız. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına büyük ve güçlü Türkiye ufkunu tamamen aydınlatmış olarak gireceğimize yürekten inanıyorum. Türkiye'nin önünü başka türlü kesemeyeceklerini, ülkemize başka türlü diz çöktüremeyeceklerini anlayanlar şimdi de gözlerini milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine dikmiştir.
Gezi olaylarından 15 Temmuz darbe girişimine kadar yaşadığımız her hadisenin gerisindeki en önemli hesap milletimizi kendi içinde parçalayıp gücünü kırmak, hatta mümkün olursa birbirine düşürmektir. Milletimiz bu oyunu gördüğü için bayrağında ve ezanında sembolleştirdiği istiklali ve gözü gibi sakındığı evlatlarına emanet edeceği istikbali etrafında sıkı sıkıya kenetlenmiştir. Hamdolsun dünyanın pek çok yerinde başarıya ulaşan kirli siyasi ve sosyal bölücülük oyunu Türkiye'de tutmamıştır, tutmayacaktır. Bugüne kadar yaşadıklarımız bize bundan sonra çok daha dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor.
Kendi işlerinde asla uygulamadıkları kriterleri bize dayatanların amacının ülkemizi daha çağdaş ve müreffeh bir yola yöneltmek değil, vakit ve enerji kaybettirmek olduğunu çok iyi biliyoruz. Savunma sanayisinden enerji sektörüne, çevreden insan haklarına, ticaretten siyasi özgürlüklere kadar sayısız örneğini yaşadığımız bu riyakarlıklara eyvallah etmedik, etmeyeceğiz. Türkiye'nin egemenlik haklarına saygı göstermeyen, hakkaniyete, adalete, hukuka, vicdana, ahlaka uygun olmayan hiçbir dayatmanın bizim nezdimizde kıymeti yoktur, olmayacaktır. Suriye'den Libya'ya, Karabağ'a, Doğu Akdeniz'den Ege'ye kadar her yerdeki mücadelelerimizi bu anlayışla başarıya ulaştırdık."
(Sürecek)