SAKARYA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından açıklanan "Acil Kudüs Toplantısı"nın sonuç bildirgesinde, "Kudüs'te Müslümanların asırlardır yaşadıkları toprakları gasbetme girişimi ve Filistin halkının zorla evlerinden çıkarılması, tehcire zorlaması, bir insanlık suçudur ve asla kabul edilemez. Terör devleti İsrail, bu tutumuyla bu coğrafyada barış ve huzurun önündeki en büyük engeldir." ifadelerine yer verildi.
Erbaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 60 ülkeden din işleri başkanı/bakanının katılımıyla "Mescid-i Aksa ve Kudüs" gündemiyle düzenlenen toplantının sonuç bildirgesini, Sakarya İl Müftülüğünde kamuoyuyla paylaştı.
Bayramı beklerken Mescid-i Aksa'ya ve Filistinlilere karşı terör devleti İsrail'in barbarca saldırılarına şahit olduklarını belirten Erbaş, "Mukaddes beldeye ve mukaddes mabede karşı yapılan bu menfur işgal girişimi, şüphesiz tüm İslam alemini ve insanlığın evrensel değerlerini hedef almaktadır." dedi.
Erbaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatları ve himayeleriyle İslam ülkelerinin ve toplumlarının diyanet işleri bakanları, başkanları, temsilcileri ve başmüftüleri olarak Kudüs davası için yapılan olağanüstü toplantı neticesinde bazı hususları dünya kamuoyuna ilan ettiklerini ifade etti.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, daha sonra 12 maddelik sonuç bildirgesini okudu.
Bildirgede, Kudüs'ün insanlığın en köklü mirasına şahitlik eden, peygamberlerin aziz hatırasını taşıyan ve Allah'ın yeryüzünde tevhide adadığı Mescid-i Aksa'yı kalbinde bulunduran bir İslam beldesi olduğu belirtildi.
İslam'ın ilk kıblesi olan Kudüs'ün, 13 asır boyunca Müslümanların hakimiyeti altında farklı ırkların, dillerin, inançların bir arada yaşadığı barış şehri ve selam yurdu olduğuna işaret edilen bildirgede, son asır boyunca terör devletinin işgalci politikalarıyla huzurun şehri Kudüs'ün, acı ve gözyaşı diyarı haline geldiği kaydedildi.
- "Orta Doğu barışının yolu Kudüs'ten geçmektedir"
Bildirgede, işgalciler tarafından mabet masumiyetinin sürekli ihlal edildiği ve mübarek ramazan ayında Mescitte ibadet eden Müslümanlara tüm dünyanın gözü önünde silahlarla müdahale edildiği anlatılarak, şu ifadelere yer verildi:
"Bu insanlık dışı tutumu şiddetle lanetliyoruz, telin ediyoruz, kınıyoruz. Kudüs'te Müslümanların asırlardır yaşadıkları toprakları gasbetme girişimi ve Filistin halkının zorla evlerinden çıkarılması, tehcire zorlaması, bir insanlık suçudur ve asla kabul edilemez. Terör devleti İsrail, bu tutumuyla bu coğrafyada barış ve huzurun önündeki en büyük engeldir. Unutulmamalıdır ki dünya barışının yolu Orta Doğu'dan, Orta Doğu barışının yolu ise Kudüs'ten geçmektedir. Kudüs'te barış ise işgalin bir an önce durdurulması ve Müslümanların şehirle olan dini, tarihi ve sosyokültürel bağlarının yeniden tesis edilmesiyle mümkün olacaktır. Bu haliyle işgalci İsrail'in Kudüs'e yönelik saldırıları dünya barışı önündeki en büyük engeldir.
Bazı ülkelerin büyükelçiliklerini Kudüs'e taşıması terör devletini şımartan vahim bir karardır. Söz konusu ülkeler bu yaklaşımdan derhal vazgeçmelidir. Kudüs meselesi sadece Filistinlilerin değil, tüm İslam aleminin ortak meselesidir. İşgalciler, Müslümanların dağınıklığından cesaret bulmaktadır. Açıkça ifade etmek isteriz ki İslam ümmeti tek yürek olarak Filistin'i ve Mescid-i Aksa'yı her daim ve her zeminde savunacaktır."
Bildirgede, Kudüs'ün Filistin'in ebedi başkenti olduğu ve hiçbir güç ya da politikanın bu hakikati değiştiremeyeceği vurgulanarak, "İslam coğrafyasında Kudüs ve Mescid-i Aksa duyarlılığını canlı ve güçlü tutmak için Kudüs ziyaretleri teşvik edilecek ve ortak çalışmalar yapılacaktır. Kudüs davasını tüm dünyaya duyurmak ve geleceğe taşımak için İslam ülkelerinde Kudüs Araştırma Merkezlerinin kurulması için iş birliği ile çalışmalar yapılacaktır." bilgisi verildi.
Kudüs'te adaleti ve hukuku savunmanın, aynı zamanda insaf sahibi Yahudilerin, Hristiyanların, uluslararası toplumun, tüm insanlığın görevi olduğu aktarılan bildirgede, bu görevin ihmal edilmesi halinde sorumluluk sahiplerinin Müslümanlar nezdinde samimiyet ve inandırıcılıklarını tamamen kaybedeceği belirtildi.
Bildirgede, Müslümanların her halükarda ahlak ve hukuk ilkelerine bağlı kalacağı ve Kudüs yeniden herkes için huzurun ve barışın şehri oluncaya kadar mücadeleye devam edileceği kaydedildi.