BEYRUT (AA) - MAHMUT GELDİ - Suriye'deki Beşşar Esed rejiminin Akdeniz'de petrol arama faaliyetleri için Rus enerji şirketleriyle imzaladığı anlaşma, Lübnan ile Suriye arasındaki deniz sınırı anlaşmazlığını gün yüzüne çıkardı.
Güneyinde İsrail, doğu ve kuzeyinde Suriye ve batısında Akdeniz'in yer aldığı Orta Doğu'nun küçük ülkesi Lübnan, uzun yıllardır İsrail ile kara ve deniz sınırları anlaşmazlıklarıyla gündemdeydi.
İsrail'le kara ve deniz sınırlarının belirlenmesi için ABD ve Birleşmiş Milletler (BM) ara buluculuğunda geçen yıl müzakere sürecine giren Lübnan, tıpkı İsrail'le olduğu gibi Suriye ile de kara ve deniz sınırlarında henüz bir anlaşma sağlamış değil.
Lübnan, 2011 yılında İsrail ve Suriye ile deniz sınırlarını tek taraflı olarak çizme girişiminde bulundu.
Şam yönetimi de Lübnan'ın bu adımına karşı BM'ye başvurarak itiraz etti ve konuyla ilgili bugüne kadar herhangi bir adım atılmadı.
Son olarak Esed rejiminin, Lübnan kara sularını da kapsayan bloklarda petrol arama çalışmaları için Rus Capital Limited Şirketi ile anlaşması iki ülke arasındaki deniz sınırı anlaşmazlığını yeniden gündeme getirdi.
Bu gelişmenin ardından Lübnan Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Zeyne Aker ile Dışişleri Bakanı Şerbil Vehbe bir toplantı yaptı ancak ülke Esed'in adımına karşı henüz resmi bir tutum sergilemedi.
- "Lübnan, Suriye'nin 2013'te yaptığı gibi itiraz etmelidir"
Doğal Kaynak Yönetimi Enstitüsü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Laury Haytayan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Esed rejimi ile Rus enerji firmaları arasındaki anlaşmanın bir yıl önce imzalandığını hatırlatarak "Mart ayının başında ise anlaşma Suriye Parlamentosundan geçti ve yürürlüğe girmiş oldu." dedi.
Suriye ile Lübnan arasındaki deniz sınırını belirleyen bir mutabakat olmadığı için Esed rejimin attığı bu adımın sorun teşkil ettiğine vurgu yapan Haytayan, "Lübnan hükümetinin söz konusu anlaşmayı idrak edip etmediğini henüz bilmiyoruz." diye konuştu.
Esed rejiminin tartışmalı bölgede enerji şirketlerini yetkilendirdiği konusunun artık aşikar olduğu ve Lübnan hükümetinin de resmi bir tutum sergilemesi gerektiğini dile getiren Haytayan, sorunun özünde Lübnan'ın Suriye ile deniz sınırlarını belirleyen bir mutabakata henüz varmamış olmasının yattığını savundu.
Lübnan'ın, tek taraflı olarak 2011 yılında sınırlarını belirlediğini ve Beyrut yönetiminin çizilen sınırları için de 2013'te ruhsat verme girişiminde bulunduğuna işaret eden Haytayan ancak Esed rejiminin BM'ye başvurarak buna itiraz ettiğini aktardı.
Haytayan, o dönem Lübnan'ın petrol arama çalışmaları için yetkilendirmediği ülkenin Akdeniz'deki Blok-1 bölgesinde bugün Esed rejiminin Rus enerji firmasını yetkilendirdiğini söyleyerek, "Lübnan devleti olarak bizim de tıpkı Suriye'nin 2013'te yaptığı gibi itiraz etmemiz gerekiyor." ifadesini kullandı.
Lübnan makamlarının gelişmelerle ilgili Suriye'den açıklama istemesi ve ülkenin haklarını korumak için ivedilikle harekete geçmesi gerektiğini söyleyen Haytayan, şunları aktardı:
"Ya enerji şirketleri Lübnan'ın Blok-1 ve Blok-2 bölgelerine yaklaşmayacak ya da Suriye tarafıyla doğrudan müzakerelere başlama adımlarını atacağız. Doğrudan müzakereler sorunlarla karşılaşacaksa Rusya devreye girebilir."
- "Lübnan, Suriye'den korkuyor"
Hristiyan Lübnan Güçleri Partisi'nden Milletvekili Vehbe Katişa da Lübnan'da hükümetin bilinçli olmadığını ve diğer yöneticilerin de ülkeyi hem Suriye hem tüm dünyaya karşı yalnızlaştırdığını savundu.
"Yöneticilerin Lübnan'ı Suriye'ye satmasından" üzüntü duyduklarını söyleyen Katişa, detay vermeksizin "Lübnan tarafı Suriye tarafından korkuyor." dedi.
Katişa, "Lübnan'ın haklarını resmi olarak talep edecek bir girişimin olacağını sanmıyoruz. Bu nedenle Dışişleri Bakanlığının, BM'nin yanı sıra Suriye ve Rus firmasına bir uyarı göndermesi için baskı kurmamız gerekir." diye konuştu.
- Lübnan, uluslararası mahkemelere veya ortak komiteye başvurabilir
Lübnanlı uluslararası hukuk profesörü Antoine Saad ise "Lübnan, kara sularına yönelik Suriye ihlallerine karşı ya Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesine veya iki ülkenin seçeceği üyelerden oluşacak bir ortak tahkim komitesine başvuracak. BM Uluslararası Adalet Divanına da başvurulabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Enerji firmalarının tartışmalı bölgelerde arama yapamayacağını çok iyi bildiğini vurgulayan Saad, dolayısıyla Lübnan kara sularında gerçekleşecek ihlale, Suriye'nin yanı sıra petrol arama faaliyetlerinde bulunacak firmanın da sebep olacağına işaret etti.
- "Lübnan'daki sessizliğin sebebi, Esed rejiminin müttefiki Hizbullah'ın ülkedeki hakimiyetidir"
Lübnanlı siyasi analist ve yazar Tony Bouloss da "Lübnan'ın, egemenliğine yönelik ihlale karşı sessiz kalmasının sebebi Esed rejiminin müttefiki Hizbullah'ın ülkedeki yönetim üzerinde kurduğu hakimiyettir." görüşünü dile getirdi.
Bouloss, Hizbullah ideolojisinin ülkeler arasındaki sınırları kaldırma yönünde olduğunu kaydederek, "Aslında Hizbullah, yasa dışı güzergahlar ve Esed rejimine destek vermek için gönderdiği savaşçılarıyla Lübnan ve Suriye arasındaki sınırları kaldırmış durumda." ifadelerini kullandı.
Öte yandan ismini açıklamak istemeyen Lübnan Cumhurbaşkanlığına yakın üst düzey bir yetkili, Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın konuyu yakından takip ettiğini ve Dışişleri Bakanlığının da yakında resmi tutumunu açıklayacağını söyledi.