Filistinli Bedevilerin köyü El-Meyte, İsrail’in tehcir ve yıkım tehdidine karşı direniyor

Genel

- Köy sakinlerinden Muhammed Zevahire:- "Yahudi bir yerleşimcinin, buradaki yerleşim birimlerinde bulunan evine yerleşmeden önce bütün talepleri karşılanıyor. Biz ise tenekelerden yapma baraka ev kurmaktan bile mahrum bırakılıyoruz ve günlük yıkım ile baskılara maruz kalıyoruz"- "Bizim hayatımız bir sıfırdan ibaret. Asgari yaşam koşullarından mahrum. Geleceğimiz meçhul. Bir ufuktan yoksun. Gideceğimiz hiçbir yerimiz yok"

KUDÜS (AA) – ESAT FIRAT – İşgali altındaki Batı Şeria’nın doğusundaki Ürdün Vadisi bölgesinde bulunan ve 135 Filistinlinin yaşadığı El-Meyte köyü, İsrail’in yıkım ve zorunlu göç tehdidiyle mücadele etmeye çalışıyor.

İsrail’in ilhak planı kapsamında yer alan Ürdün Vadisi (El-Ağvar) bölgesindeki 34 köyden biri olan El-Meyte’nin Filistinli Bedevi sakinleri, tenekelerden yapma barakalarda yaşıyor ve çobanlık yaparak geçimlerini sağlıyor.

Filistin toplumunda "çölün muhafızları" olarak isimlendirilen Bedevi toplulukları, İsrail’in Filistin topraklarındaki kırsal bölgelerde Yahudi yerleşim birimi inşa ve genişletme faaliyetlerine karşı en önemli faktörlerden sayılıyor.

Filistinli Bedevilere karşı İsrail’in kullandığı en önemli gerekçe olan “ruhsatsız” inşa durumunu İsrail Yüksek Mahkemesi de Mart 2021 ortalarında El-Meyte köyünün davasında kullanarak, köydeki evlerin yıkılması kararını onayladı.

Yüzölçümü yaklaşık 1,6 milyon dönüm olan Ürdün Vadisi’nin kuzey taraflarında yer alan El-Meyte köyündeki Filistinliler günlük hayatlarını korku ve endişeyle sürdürüyor ve İsrail’in köylerine yönelik herhangi bir harekete geçme durumunu gözetliyor.

AA ekibi, su ve elektrik şebekesi gibi temel alt yapı hizmetlerinden yoksun El-Meyte köyünün sakinleriyle Bedevi hayatını ve İsrail’in zorunlu göç ve yıkım tehdidini konuştu.

Filistinli 40 yaşındaki çoban Şerif Zevahire, endişeyle koyunlarını gütmeye devam ederken, evlerinin İsrail makamlarınca defalarca yıkıldığını söylüyor.

Zevahire, İsrail’in Yahudi yerleşimciler lehine bölge halkını göçe zorlamak için baskı yaptığına dikkati çekerek, zorunlu göçü ancak İsrail’in, daha önce geldikleri yer olan Necef Çölü’ne (Negev) geri dönme şartıyla kabul edeceğini vurguladı.

- İkinci kez zorunlu göç tehdidi

El-Meyte’deki evlerinde 8 kişilik bir aile olarak yaşama tutunan Zevahire ailesinin İsrail’in tarihi Filistin toprakları üzerinde kuruluşundan 5 yıl sonra, 1953’te ülkenin güneyindeki Necef Çölü’nde bulunan Tel Arad bölgesinden tehcire maruz kaldığına dikkati çekti.

Zevahire, ailesinin Ürdün Vadisi’nin kuzey bölgesine yerleştiğine ve bugün bir kez daha zorunlu göç tehdidiyle karşı karşıya olduğuna vurgu yaparak, “Burayı mesken edindik. Yeni bir tehciri kabul etmeyeceğiz. Sadece Tel-Arad’a dönmeyi kabul ederiz.” ifadelerini kullandı.

- Meçhul gelecek

Öte yandan 35 yaşındaki Filistinli Muhammed Zevahire ise Ürdün Vadisi bölgesindeki Yahudi yerleşim birimlerine işaret ederek, “Yahudi bir yerleşimcinin, buradaki yerleşim birimlerinde bulunan evine yerleşmeden önce bütün talepleri karşılanıyor. Biz ise tenekelerden yapma baraka ev kurmaktan bile mahrum bırakılıyoruz ve günlük yıkım ile baskılara maruz kalıyoruz.” dedi.

Zevahire, çocuklarının geleceğine ilişkin endişelerini şu sözlerle ifade etti:

“Bizim hayatımız bir sıfırdan ibaret. En asgari yaşam koşullarından mahrum. Geleceğimiz meçhul. Bir ufuktan yoksun. Gideceğimiz hiçbir yerimiz yok.”

- Sessiz ilhak

Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı Yahudi Yerleşim Birimleri Dosyası’nın Tubas kenti ile Kuzey Ürdün Vadisi Sorumlusu Mutez Bişarat da İsrail’in Ürdün Vadisi’ni ilhak planını sessizce uyguladığını söyledi.

Ürdün Vadisi’ndeki tüm Filistin köylerinin İsrail tarafından tehcir ve yıkıma tabi tutulduğunu vurgulayarak, söz konusu süreci “yumuşak ilhak” olarak niteledi.

Bişarat, İsrail ordusunun bu konuda askeri karara dayanarak yeni binaları yıktığına dikkati çekerek, bölge sakinlerin evlerine sarılması gerektiğine vurgu yaptı.

İsrail makamlarının Ürdün Vadisi’ndeki Filistinli Bedevi köyü Hımsa El-Bakia köyünde yaptığı gibi, El-Meyte köyünde de yeni bir “suça” imza atmaya çalıştığına işaret eden Bişarat, uluslararası camiaya yıkım kararlarını durdurması için Tel Aviv rejimine baskı yapma çağrısı yaptı.

Bişarat, İsrail’in uluslararası camianın kınama ve açıklamalarını ciddiye almadığını belirterek, Tel Aviv’in bağımsız egemen bir Filistin devletinin kurulması imkanını tamamen ortadan kaldırmaya çalıştığının altını çizdi.

İsrail askerleri Şubat 2021'de El-Meyte köyü sakinlerine köyü boşaltmaları ihtarı vermiş, İsrail Yüksek Mahkemesi de 16 Mart’ta köyün C bölgesinde yer aldığını ve ruhsatsız olduğunu gerekçe göstererek, Filistin makamlarınca yapılan itirazları reddetmiş ve köyün yıkımına karar vermişti.

- İsrail'in Hımsa el-Bakia'daki yıkımları

İsrail askerleri, 1 Şubat'ta Batı Şeria'nın kuzeyindeki Hımsa el-Bakia bölgesinde hayvan barınaklarının da olduğu, Filistinli Bedevilere ait yaklaşık 40 yapıyı yıkmıştı.

İsrail'in yıkım faaliyeti sonucu bölge sakinlerinden 136 kişi evsiz kalmış, 6 bin koyun da zarar görmüştü.

"Askeri eğitim sahası" olduğu gerekçesiyle bölge sakinlerine bulundukları yerleri terk etmeleri yönünde baskı yapan İsrail güçleri, Kasım 2020'de de Hımsa el-Bakia bölgesindeki 75 yapıyı yıkmış, 35'i çocuk 85 bölge sakinini evsiz bırakmıştı.

- İsrail’in ilhak planı

Ürdün sınırı ile Batı Şeria arasında 15 kilometre genişliğinde 120 kilometre uzunluğundaki 1,6 milyon dönümlük alan, Ürdün Vadisi olarak adlandırılıyor. Batı Şeria'nın yüzde 30'unu teşkil eden Ürdün Vadisi'nde yaklaşık 65 bin Filistinli, 13 bin de Yahudi yerleşimci yaşıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın açıkladığı sözde Orta Doğu barış planının (Yüzyılın Anlaşması) ardından Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimi ve Ürdün Vadisi'ni "ilhak" edeceğini duyurmuştu.

- C bölgesi

Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde Batı Şeria; A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.

Yüzde 18'i kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e "güvenliği" İsrail'e devredilmiş, yüzde 61'ini oluşturan "C bölgesi"nin ise "idari yönetimi ve güvenliği" İsrail'e bırakılmıştı.

İsrail yönetimi kendi kontrolünde olduğu gerekçesiyle çoğunlukla "C bölgesi"nde Filistinlilerin yeni yapı inşasına veya genişletme çalışması yapmasına izin vermiyor.

İsrail'in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria'da 250'den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerlerde ikamet eden 500 binden fazla Yahudi yerleşimci, Batı Şeria'da işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.

Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.