TAHRAN (AA) - MUHAMMET KURŞUN - İran'da hükümet yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 21 Mart Nevruz Bayramı'nda vaka artışını önlemek için kısıtlamaları arttırmayı planlarken, halk ise aşılama çalışmalarının yavaş ilerlemesinden şikayetçi.
Ülkede 9 Şubat'ta ilk olarak sağlık çalışanlarıyla başlayan aşılama çalışmaları, yaşlılar, engelliler, savaşlara katılanlar, 65 yaş grubu ve kronik hastalarla devam edecek.
Rusya'nın yanı sıra Hindistan, Çin, İsveç-İngiltere ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) eş güdümünde yürütülen Kovid-19 Aşıları Küresel Erişim Programından (COVAX) da aşı alan İran, 9 Şubat'tan bu yana toplam kaç kişinin aşılandığıyla ilgili resmi bir açıklama yapmadı.
Sağlık Bakanlığınca teyit edilmeyen iddialara göre, şu ana kadar 150 bin kişiye ilk doz aşıyı yapıldı ancak muhtelif basın organlarında bu sayının 50 bin olduğu da ifade ediliyor.
Hükümet, 15 günden daha uzun bir süre kutlanan Nevruz Bayramı'nda halkın şehirler arası seyahatlerini engellemek için kısıtlamaları arttırmayı ve "yüksek" ile "orta" riskteki şehirlere girişi yasaklamayı planlarken, İran halkı ise aşılama çalışmalarının yavaş ilerlemesinden şikayet ediyor.
- "Hükümet, daha pratik adımlar atmalı"
İranlı Mehdi Ferahani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halkın aşıya daha erken ulaşabilmesi için hükümetin çaba göstermesi gerektiğini belirterek, "Hükümet, aşılama çalışmalarını yönetmede zayıf kaldı. Problemler çok fazla ve halkın tahammülü de azalıyor. Hükümet bu noktada halkı razı etmek için daha pratik adımlar atmalı." dedi
Aşıların ithal ya da yerli olmasının kendileri için fark etmediğini dile getiren Ferahani, kısıtlamaları desteklediklerini ancak etkili olmadığını söyledi.
- "İran aşı konusunda biraz geride kaldı"
Seyyari, "Yetkililer bahara kadar yerli aşının üretileceğini söylüyor ancak ithal edilseydi daha iyi olurdu. Türkiye şu ana kadar nüfusunun yaklaşık yüzde 10'unu aşıladı, Birleşik Arap Emirlikleri yüzde 60'ını, biz ise şu ana kadar sadece 10 bin sağlık çalışanını aşıladık. Halkın aşılanmasına henüz başlanmadı. İran bu konuda biraz geride kaldı. Bu sorunun hallolması için yetkililerin çok çalışması gerekiyor." diye konuştu.
İran'ın aşı ithal etmemesi ve yerli aşıya umut bağlaması nedeniyle sürecin geciktiğini ifade eden Seyyari, "Yetkililer sürekli olarak halka virüsü ciddiye almaları çağrısında bulunuyor ancak kendileri ciddiye almadı. Ölü sayısı da artık normalleşti. Yetkililer yerli aşı yetişene kadar günde 90-100 kişinin ölmesini normal görmeye başladı." dedi.
Askerlik yaptığını belirten Kazım Ahundi de babasının Kovid-19'a yakalandığını ve 12 gündür hastanede yattığını anlattı.
Ahundi, "Çok ağır şartlarla karşı karşıyayız. Herkes, virüsün daha fazla yayılmaması için çaba göstermeli." dedi.
- "Halk kurallara uysun fakat hükümetin görevi de aşılamayı yapmak"
Tahranlı Beşir Rastgar da aşılamanın geç başlaması nedeniyle hükümeti eleştirerek, şöyle konuştu:
"Hükümet sürekli 'oradan 100, buradan 50, şuradan 200 bin aşı aldım' diyor fakat neden şimdiye kadar aşılamaya başlamadı. Tüm dünya başladı, bazı ülkeler halkın yarısını aşıladı ancak İran neden aşılamıyor?"
Halkın hem ekonomik kriz hem de salgın nedeniyle büyük zorluk yaşadığını anlatan Rastgar, şu ifadeleri kullandı:
"İran yönetimi neden sürekli olarak ABD ile kavga halinde? Tüm dünya, halkını virüsten kurtarmak için çabalıyor, bizimkiler neden halkını düşünmüyor? Bu şekilde devam ederse insanlar artık her şeyden bıktı. Kısıtlamalar olsun, destekliyoruz. Halk kurallara uysun fakat hükümetin görevi de aşılamayı yapmak. Millet için çaba gösterilmeli. Çünkü bu, tüm halkın sorunu."