GÜMÜLCİNE (AA) - İskeçe seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete, Batı Trakya’daki Türk azınlığın Yunan olduğu yönündeki söylemlerin gerçeği yansıtmadığını ve inandırıcı olmadığını belirterek, "Benim için ne Bulgar ne de Yunanlı karar veremez. Benim ne olduğumu ben bilir ve söylerim." dedi.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in, Batı Trakya’daki Türk köyleri ve azınlık çocuklarının kimliğine ilişkin kullandığı "Pomak köyleri" ve "Yunan çocukları" ifadelerini, "iskecemuftulugu.org" sitesine değerlendiren Mete, Miçotakis’in, Paşevik köyündeki anaokuluyla gerçekleştirdiği telekonferansta uluslararası antlaşmaları göz ardı ederek kendi isteğine göre konuştuğunu söyledi.
Mete, Yunanistan’ın Atina Barış Antlaşması'nı ve Lozan Barış Antlaşması'nı Türkiye ile imzaladığına, 1923 nüfus mübadelesini de Türkiye ile yaptığına işaret ederek şunları kaydetti:
"Okullarımızın tabelalarına zamanında Türk kelimesini onlar yazdırdılar. İlkokul diplomalarını Türkçe ve Türk ilkokulu diye onlar bize verdiler. Hatta Bulgaristan, 'Bu azınlık Bulgarca konuşuyor, bunlar Bulgar'dır' dediği zamanlar Yunanistan bizim Bulgar olmadığımızı savundu ve bizden Türkçe konuşmamız istendi. Şimdi de bize, 'Siz Yunan'sınız' diyorlar. İnandırıcı değil ve hakikatleri dile getirmiyor bu söylemleri. Kim ne olduğunu kendisi bilir. Benim için ne Bulgar ne de Yunanlı karar veremez. Benim ne olduğumu ben bilir ve söylerim. 'Pomak' diyenler de dikkat etsin, konuştukları dil başka bir ülkenin dilidir. Bunu kışkırtanlar da bu toplumu felakete sürüklemektedir."
Müftü Mete, "(Bu çevreler) Toplumu temsil etmezler. İnsan kendini ne hissederse odur. Bu kardeşlerimiz de Yunanlı Pomak ise saygı duyarız. Ama saygı da bekleriz." dedi.
Mete, Yunanistan’da basının belirli bir kesiminin vatandaşlara Türk azınlık konusunda olumsuz fikirler empoze ettiğini ve bölgede yaşayan iki halkın düşman olması için çalıştığını söyledi.
Azınlık toplumunun birlikte yaşadığını, Yunan vatandaşlarla hiçbir sorununun bulunmadığını ve beraber dostça yaşam sürmeyi arzu ettiğini belirten Mete, şunları kaydetti:
“Maalesef Yunanistan’da belirli bir kesim sanki burada yaşayan iki halkın düşman olması için çalışıyor. Her söylediğimiz sözü düşmanlığa, kin ve nefrete yorumluyor. Halbuki azınlığın çoğunlukla hiçbir zaman bir derdi yoktur. Biz, tarih boyunca Osmanlı dedelerimizden aldığımız terbiye ile dostça yaşamayı istiyoruz. Fakat bir kesim, azınlığın koyun gibi güdülmesini, dil bilmez, yol bilmez, usul bilmez, ne derlerse 'Evet' diyen kişiler olmasını istiyor. Ezana, camilere, İslam’a saldırı bunun örnekleridir. Azınlık haklarımızı dile getirmenin antidemokratik olduğunu kabul ettirmek istiyorlar. Türkiye ve Yunanistan arasında gelişen sorunlar bizi etkilememesi gerekir. Biz sadece azınlık olarak bizi bağlayan haklarımızı talep ediyoruz. Mütekabiliyet istiyoruz. Bundan başka bir talebimiz yoktur."