İSTANBUL (AA) - HANİFE SEVİNÇ - Özel istasyonlarda üretilen geyik, karaca ve sülün kuşları İstanbul'un yaban hayatına zenginlik katarken, çok sayıda memeli, kuş ve sürüngen türüne ev sahipliği yapan kentteki iki yaban hayatı geliştirme sahası da, önemli bir beslenme ve dinlenme imkanı sağlıyor.
AA muhabirinin "3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü" kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar 1. Bölge Müdürlüğünden aldığı bilgiye göre, İstanbul'da geyik, karaca ve sülün kuşu üretme istasyonları, Çatalca ve Sarıyer'deki yaban hayatı geliştirme sahaları, göçmen kuşlar için dinlenme ve beslenme alanlarıyla yaban hayvanlarının korunmasına ve çoğaltılmasına katkı sağlıyor.
Türkiye'nin ilk yaban hayatı üretim istasyonu 1959'da Belgrad Ormanı'nda Bahçeköy Geyik Üretim İstasyonu adıyla kuruldu. Atatürk Orman Çiftliği'nden 3 dişi 2 erkek damızlık getirilerek üretime başlanan 104 hektarlık istasyonda, 14 erkek, 36 dişi, 3'ü bir yaş üstü 6 yavru olmak üzere 56 geyik yer alıyor.
Doğadaki kızıl geyik üretimini desteklemek, geçmişten günümüze sürdürülebilirliğiyle yaşam alanına dönmesini sağlamak amacıyla hizmet veren üretim istasyonunda yetişen yaklaşık 200 geyik de Kocaeli, Bolu, Sakarya, Bursa, Eskişehir, Gümüşhane, Giresun ve Kahramanmaraş'a gönderildi.
Doğa ve Milli Parklar 1. Bölge Müdürlüğünce ormanlık alana kurulan foto kapanlar ve kamera sistemiyle takip edilen bu yaban hayvanlarının insanlarla iletişimi de en az seviyede tutuluyor.
Erkekleri çatallı boynuzlu, dişileri ise boynuzsuz olan kızıl geyikler mayıs ve haziran aylarında yavruluyor. Üretim istasyonunda doğan geyikler, yaban hayvanı popülasyonunun devamlılığı için doğaya bırakılıyor.
- 14 bin bini aşkın sülün bulunuyor
Eskiden var olan türlerin popülasyonunu artırıp doğaya kazandırılması amacıyla 2007'de kurulan Polonezköy Sülün Üreme İstasyonu'nda da geçen yıl dişi ve erkek anaç olmak üzere yaklaşık 13 bin 300 civciv üretildi.
14 bini aşkın sülünün bulunduğu istasyondan, Bursa, Düzce, Yalova, Sakarya, Kocaeli ve Zonguldak'a bin 500 sülün gönderilirken, İstanbul'da ise 200, rezerv olmak üzere de 2000 sülün yerleştirme amacıyla doğaya salındı.
Kurulduğundan itibaren 90 bini aşkın sülün üretimi yapılan istasyonda, 45 bin 600'den fazla sülün doğaya bırakıldı.
- Annesiz yavru karacalara rehabilitasyon yapılıyor
Trakya'dan Artvin'e kadar uzanan Karadeniz kıyısı ormanlarında yayılış gösteren karaca da, Polonezköy Karaca Üretme İstasyonu'nda hem rehabilitasyon hem de üretim amacıyla bakılıyor. Doğaya dönemeyecek karacaların rehabilitasyonu amacıyla üretim yapılan merkezde, annesiz kalmış, insan eliyle büyümüş karacalara bakılıyor.
Merkezde, hayvanat bahçeleri ve hobi amaçlı av yaban hayvanı bulundurma belgesi olanlara da satışı yapılıyor.
İlk olarak 2017'de kayıtları tutulan karacaların sayısı, Karadeniz Bölgesi'nden getirilen annesiz yavrularla 19'a ulaştı.
- Göçmen kuşların uğrak yeri
İstanbul, yaban hayatı açısından göçmen kuşlar için de önemli bir durak yeri. Yapılan gözlemler kuşların, özellikle kentin kuzey kısmındaki ormanları dinlenme yeri olarak seçtiğini belirledi. Kartal, şahin ve leyleklerin göç ederken dinlenme ve beslenme alanı olarak seçtiği İstanbul'un üzerinden 400 bin leylek, 200 bin yırtıcı kuş ve yüz binlerce ötücü diğer kuş türlerinin geçtiği tahmin ediliyor.
Kentin yaban hayatı açısından önemli bir yeri olan Belgrad Ormanı'nda 160 kuş türü görülüyor. Bir yıl içerisinde süzülerek geçen kuş sayısının ise 800 bin civarında olduğu değerlendiriliyor.
- Yaban hayatı geliştirme sahaları birçok türün yaşamasına olarak sağlıyor
Çatalca'daki Çilingoz Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nda da 73 familyaya ait 172 tür bulunuyor. Yaban hayatı bakımından zengin bir potansiyele sahip sahada, birçok memeli, kuş ve sürüngen türü mevcut. Türkiye'den geçen önemli kuş göç yolu üzerinde yer alan sahada, farklı ekosistemlerin bulunması, birçok türün yaşamasına olanak sağlıyor. 18 bin 826 hektarlık saha kızıl geyikler açısından da önemli bir barınma yeri.
İstanbul'un kuzeyinde kalan bakir alanlardan Sarıyer'deki Feneryolu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ise, kuş göçlerinin sağlıklı bir şekilde sürmesinin sağlanması, karaca ve sülün yaşam alanının korunması ve popülasyonunun artırılması açısından önemini koruyor.