ANKARA (AA) - Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Vakıflar Genel Müdürlüğünce hayır hizmetlerinde geçen yıl 137 milyon lira bütçe ödeneği harcandığını, bu yılın sonuna kadar tahmini bütçe ödeneğinin 160 milyon liraya çıkarıldığını bildirdi.
Ersoy, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Merhametin Dili Kuş Dili Vakıf Haftası Toplantısı"nda konuştu.
Bakan Ersoy, kökleri kültüre uzanan, İslam değerleri ile asli şeklini alan ve Türk-İslam medeniyeti içinde neredeyse bin yıllık bir mazisi olan vakıf kurumunu dünden emanet alınan hal ve anlayışla geleceğe ulaştırmak için hassasiyetle çalıştıklarını söyledi.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün Osmanlı coğrafyasındaki 60 bin mazbut vakfın temsilcisi olduğunu ve bunları, kuruluşunda yer alan amaç ve görevler doğrultusunda çalıştırmaya devam ettiğini belirten Ersoy, "Eğitim, hasta tedavileri, gıda yardımları gibi insani ihtiyaç ve zaruretlerin giderilmesi yolunda, gerek kendi vatandaşlarımıza gerek sınırlarımızın ötesinde muhtaç durumda olan insanlara merhamet elimizi uzatmaktayız. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzce, hayır hizmetlerinde 2020 yılında 137 milyon lira bütçe ödeneği harcanmıştır. 2021 yılı sonuna kadar hayır hizmetlerine harcanacak tahmini bütçe ödeneği ise 160 milyon liraya çıkarılmıştır." diye konuştu.
Bakan Ersoy, bir yandan vakıf akarlarının etkin ve doğru kullanımını sağlarken bir yandan da binlerce vakıf eserini koruma ve yaşatma sorumluluğunu taşıdıklarını anlattı.
Korunan kültür varlıklarıyla ilgili bilgi veren Bakan Ersoy, 2015'ten başlayarak yurt içi ve dışında 725 vakıf kültür varlığının restorasyon kapsamına alındığını, bu çalışmaların 597'sinin tamamlandığını bildirdi.
"Elbette rakamlar, kişi sayıları, yapılan harcama miktarları önemlidir. Burada daha birçok sayı vermek de mümkündür ama bunlara kendimizi çok kaptırıp işin özünü ıskalamamak gerekiyor. 'Sağ elin verdiğinden sol elin haberi olmasın' düsturu ve vakıf anlayışının karşılıksız vermek olduğu bilinciyle, bütün rakamların, sadece ve sadece üstlendiğimiz bu manevi vazifeyi layıkıyla yerine getirme çabamızda bir ayrıntı olduğunun bilinmesini isteriz.
Esasen yaptığımız en ciddi iş, vakıf düşüncesini yaşatmak, geliştirmek ve bu yolu yürüyecek yeni nesiller yetiştirmektir. Bu, bugünün dünyasına bakıldığında sadece ecdadımıza karşı bir vefa borcu değil, bütün dünyaya karşı yerine getirilmesi gereken bir insanlık görevidir. Zira bugün ayrımcılıkla, kinle, nefretle insan vicdanını körelten bir hastalık, her yerde hızla yayılmaktadır. Vakıf, bu hastalığa dur diyecek, tedavi edip iyileştirecek şifa kaynaklarından biridir. Diline, dinine, ırkına bakmaksızın ötekileştirmeden korumak, şefkat ve merhamet ile yaklaşmak ve yaşatmak, vakıf medeniyetinin şiarıdır."
- "Her can bir emanettir, yaşam hakkı vardır"
"Yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin." hadis-i şerifinin, aklıselim her insan için açık bir uyarı, çok kıymetli bir ders olduğunu vurgulayan Bakan Ersoy, "Her can bir emanettir, yaşam hakkı vardır, o hak gasbedilirse ağır bir hesabı vardır. Bu dünyayı paylaştığımız her canlı aslında bizlerin taşıdığı canların birer teminatıdır. Onlardan eksilen bizden de eksilmiş demektir." ifadelerini kullandı.
Ersoy, sokağında, bahçesinde, parkında yaşayan hayvanlara şefkat ve merhamet elini uzatmayanların görmediği, bilmediği, varlığından haberdar olmadığı canlılar için endişelenmesini beklemediklerini dile getirerek, kültür ve inanç gereği her yaşamın kutsal olduğunu, özen gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Vakıf Haftası temasının bu yıl "Merhametin Kuş Dili" olarak belirlenmesinin, bu farkındalığın daha da yaygınlaşması ve kabul görmesi için atılmış değerli bir adım olduğunu belirten Bakan Ersoy, şunları kaydetti:
"Unutmayalım ki korumak, bir tas su ya da yiyeceği hayvanların önüne koymak kadar, bu hassasiyeti paylaşanların sayısını da arttırmaktan geçer. Başta da belirttiğim üzere vakıf bir fikir, bir düşüncedir. Fikirlerin gücü ona sahip çıkanların sayısıyla artar. Ecdadımızdan emanet aldığımız bu vicdani değerleri yaşattığımız ve yaydığımız müddetçe geleceğin daha güzel, daha huzurlu, sağlıklı ve refah içinde olacağından şüphemiz yoktur. Bu anlayışın farklı yansımalarını hayatına aksettirip önemli farklar yaratmış ve ödüllerini almak için aramızda bulunan değerli misafirlerimize ayrı ayrı teşekkür ediyor, kendilerini kutluyorum. Bugün de bizleri yalnız bırakmayan, gerek yürüttükleri faaliyetler, gerekse bizlerin çalışmalarına verdikleri desteklerle, vakıf ve hayır işlerindeki duruşlarıyla hepimize örnek olan Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'ye bir kez daha teşekkürlerimi arz ediyorum."