İSTANBUL (AA) - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Rıza Sonkaya, dünyada yaklaşık 10 milyon, Türkiye'de ise 150 bin civarında parkinson hastasının bulunduğunun tahmin edildiğini belirterek, bu sayının yaşlı nüfusun artışına paralel olarak ileriki yıllarda katlanarak artacağının düşünüldüğünü ifade etti.
Doç. Dr. Sonkaya, Dünya Parkinson Günü dolayısıyla AA muhabirine, kronik ve ilerleyici olan bu hastalığın beyindeki dopamin eksikliğinden kaynaklandığının bilindiğini söyledi.
Sonkaya, parkinsonun alzaymırdan sonra en sık görülen nörodejeneratif (beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden) hastalık olduğunu anlatarak, "Parkinson, erkeklerde kadınlara göre 1,5-2 kat daha sık görülmekte olup, genellikle 60 yaş civarında başlar. Yüzde 5-10 oranında gençlerde de görülebilmektedir. Ancak 60 yaş sonrası yaşlandıkça görülme sıklığının arttığı bilinmektedir. Ülkemizde olduğu gibi akraba evliliklerinin sık olduğu toplumlarda hastalığın gençlerde görülme olasılığı daha da artmaktadır. Dünyada yaklaşık 10 milyon, ülkemizde ise 150 bin civarında parkinson hastasının bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu sayının, yaşlı nüfus artışına paralel olarak ileriki yıllarda katlanarak artacağı düşünülmektedir." ifadelerini kullandı.
Hastalığın en sık görülen belirtilerine değinen Sonkaya, şu bilgileri verdi:
- Erken tanı ve tedaviyle hastalık kontrol altına alınabilir
Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Rıza Sonkaya, parkinsonun tamamen ortadan kaldırılmasına ya da önlenmesine yönelik bilinen kesin bir tedavi yöntemi olmadığını aktarakak, "Ancak erken tanı ve tedavi, beyinde dopamin eksikliğinden kaynaklanan aksaklıkları geciktirebileceği için önemlidir. Yapılan bazı ilaçlı tedavilerle hastalık büyük ölçüde kontrol altına alınmaktadır." diye konuştu.
Son yıllarda tıp alanındaki gelişmelere paralel olarak parkinson tedavisinde ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda cihaz destekli tedavilerin de sıkça kullanılmaya başlandığını vurgulayan Sonkaya, hastalığın hayat kalitesini olumsuz etkileyen bir sağlık sorunu olduğunu ifade etti.
Doç. Dr. Sonkaya, bu hastalıkta tıbbi tedavinin yanı sıra aile desteği, hastanın gayreti, hayatın içinde yer alması, fiziksel aktivitelerde bulunması ve sigara-alkol gibi alışkanlıklardan uzak durmasının da çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.