Riyad Anlaşması'nın başarısızlığı Yemen hükümetiyle BAE destekli güçler arasında yeni bir krizin başlangıcı mı?

Genel

- Yemen İnsan Hakları Araştırmaları Merkezi Başkanı Muhammed Kasım Numan:- "Mevcut durum, Arap koalisyonunun iki tarafı (Suudi Arabistan ve BAE) açısından hem içeride hem de dışarıda bir çıkar çatışmasıdır"- Yemenli siyasi analist Salih el-Cefri:- "Hükümet ile GGK arasında askeri çatışma meydana geleceğini tahmin etmiyorum. İki taraf da birbirine diz çöktürmek için baskı uygulamaya çalışıyor. Ancak bu durumdan zarar gören tek taraf halktır"

ADEN (AA) - ŞUKRİ HÜSEYİN - Yemen hükümeti ile Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) desteklediği ayrılıkçı Güney Geçiş Konseyi (GGK) arasında yaklaşık 1,5 yıl önce imzalanan Riyad Anlaşması'nın sorunlara çözüm olması beklenirken bölgede son dönemde artan gerginlik, yeni çatışmaların habercisi olarak değerlendiriliyor.

Yemen'de 18 Aralık 2020'de 24 bakanlığın kuzey ve güney illeri arasında eşit sayıda paylaştırıldığı, Muin Abdulmelik başbakanlığında yeni hükümet kuruldu.

Hükümet, BAE destekli GGK ve meşru hükümet arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için 5 Kasım 2019'da imzalanan Riyad Anlaşması çerçevesinde oluşturuldu.

Suudi Arabistan ve Birleşmiş Milletler gözetiminde imzalanan bu anlaşma, "hükümetin kurulmasının yanı sıra hükümete ve GGK'ye bağlı tüm askeri teşkilatların Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına bağlanması, esirlerin değişimi" gibi maddeler içeriyordu.

Ancak anlaşmanın güvenlikle ilgili maddesinde, taraflar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle hala somut bir ilerleme kaydedilemedi.

Bakanlıkların kuzey ile güney illeri arasında eşit sayıda paylaştırılarak kurulduğu yeni hükümetten sonra taraflar arasında sular bir müddet durulurken, yaklaşık 5 ay aradan sonra taraflar arasında gerginlik yeniden baş göstermeye başladı.

Yemenli analistler, son günlerde Ebyen vilayetinde yaşanan askeri hareketlilik ile Aden'de güvenlik ve ekonomik koşulların kötüleşmesini her iki taraf arasında yeni bir askeri çatışmanın habercisi olarak görüyor.

- "Koalisyon içinde çıkar çatışması"

Yemen İnsan Hakları Araştırmaları Merkezi Başkanı Muhammed Kasım Numan, Yemen'de hükümet ile GGK arasında yaşanan gelişmelere ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

"Mevcut durum, Arap koalisyonunun iki tarafı (Suudi Arabistan ve BAE) açısından hem içeride hem de dışarıda bir çıkar çatışmasıdır. Dolayısıyla ülkedeki savaşın durması büyük bir sorunu ortaya çıkaracaktır." yorumunu yapan Numan, bu çatışmanın yalnızca yerel olarak değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası düzeyde de önemli olumsuz yansımaları olduğunu söyledi.

Numan, Babu'l Mendeb Boğazı'na yakınlığı ve stratejik konumu nedeniyle herkesin Aden'i kontrol etmek istediğini ve iki tarafın da şehirdeki gerilimi artıran ve aralarında askeri çatışmayı kaçınılmaz kılan hizmetleri aksatarak diğerini engellemeye çalıştığını ifade etti.

Riyad Anlaşması'nın askeri kısmının uygulanmasındaki gecikmenin hükümetin Aden kentindeki geçici karargahında hareketini kısıtladığını belirten Numan, GGK'nin ise buna karşılık hükümeti hizmet koşullarını ertelemek ve vatandaşların acılarını hafifletmekle suçladığını dile getirdi.

- "Riyad Anlaşması'na örtülü suikast"

GGK Genel Sekreter Yardımcısı Fadl el-Cade ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, geçici başkent Aden'de yeterli kamu hizmetinin sağlanmaması ve kötü yaşam koşulları ile insanların cezalandırılmasını Riyad Anlaşması'na yönelik "örtülü bir suikast" olarak değerlendirdi.

Cade, "İnsanlara diz çöktürmek ve aç bırakmak için uygulanan toplu cezalar kabul edilemez ve buna her şekilde ve tüm seçeneklerle karşı çıkacağız." ifadelerine yer verdi.

Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin çok geç olmadan krizin çözümü için sorumluluklarını üstlenmesi gerektiğini vurgulayan Cade, GGK'nin yalnızca güneydeki halkın yanında olacağını ve haklarını savunacağını kaydetti.

- "Tehlikeli süreç"

Aden'deki halk direniş güçleri sözcüsü Ali el-Ahmedi de Riyad Anlaşması sonrası gelişmelerin askeri yönde tırmanışa geçmesini, "her iki taraftan da daha fazla kan dökülmesine yol açacak tehlikeli bir süreç" olarak nitelendirdi.

Suudi Arabistan'ın anlaşmayı gözeten taraf olarak, taahhütlerden kaçınan her iki tarafa da baskı yapması gerektiğini ifade eden Ahmedi, taahhütlerinin yerine gelmemesinin halkın daha fazla acı çekmesi ve savaşın uzaması anlamına geleceğini dile getirdi.

- "Suudi Arabistan ve BAE arasında nüfuz mücadelesi"

Ülkenin güney bölgesindeki önemli medya aktivistlerinden, Aden El Ghad internet sitesi Genel Yayın Yönetmeni Fethi bin Lezrak da Aden'deki krizin, koalisyonun her iki tarafı (Suudi Arabistan-BAE) ile sahadaki temsilcileri (hükümet-GGK) arasında nüfuz mücadelesinden ibaret olduğunu söyledi.

Aden, Ebyen ve güneydeki bazı illerde yaşanan siyasi krizin, devletin performansını olumsuz etkilediğini söyleyen Lezrak, bu durumun hizmetlerin aksamasına ve ekonomik sıkıntının büyümesine neden olduğunu ifade etti.

Lezrak, Riyad Anlaşması hükümlerinin uygulanmasıyla mümkün olan siyasi ve askeri istikrar sağlanmadıkça durumun daha da kötüye gideceği uyarısında bulundu.

- "En büyük sorumluluk koalisyona ait"

Yemenli siyasi yazar Ali en-Neki ise son gelişmelere ilişkin, "Hükümet ile Geçiş Konseyi arasındaki askeri çatışmanın belirtileri barıştan daha büyük." dedi.

Neki, geçici başkent Aden'de ekonomik kriz, hizmetlerdeki felç durumu ve Ebyen'deki askeri hareketliliği, geçen yılın mayıs ayında patlak veren askeri çatışmanın benzeri gelişmelerin belirtileri olarak değerlendirdi.

"Riyad Anlaşması'nın bugüne kadar uygulanmamasının en büyük sorumluluğu koalisyona aittir." diyen Neki, her iki tarafın da anlaşmanın uygulanması konusunda ciddi olmadığını dile getirdi.

- "İki taraf da birbirine diz çöktürmek için baskı uygulamaya çalışıyor"

Yemenli siyasi analist Salih el-Cefri de Riyad Anlaşması'nın uygulanmamasıyla ilgili Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap koalisyona bağlı ülkeleri suçladı.

Cefri, "Hükümet ile GGK arasında askeri çatışma meydana geleceğini tahmin etmiyorum. İki taraf da birbirine diz çöktürmek için baskı uygulamaya çalışıyor. Ancak bu durumdan zarar gören tek taraf halktır." ifadelerini kullandı.

- Riyad Anlaşması kapsamındaki gelişmeler

Riyad'da 5 Kasım 2019'da Yemen hükümeti ile GGK arasında "hükümetin Aden'e dönmesi, siyasi bir hükümet kurulması, tüm askeri teşkilatların savunma ve içişleri bakanlıklarına bağlanması, tarafların ellerinde bulunan esirlerin karşılıklı değişimi" gibi maddeleri içeren anlaşma imzalanmıştı.

Ancak özellikle anlaşmanın güvenlik maddeleri taraflar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle uygulanamamıştı.

Suudi Arabistan resmi ajansı SPA'nın 29 Temmuz 2020'de yayımladığı habere göre, Riyad yönetimi, Yemen hükümeti ile GGK arasında imzalanan Riyad Anlaşması'nın uygulanması ve ülkede istikrarın sağlanması için taraflara öneri sunmuştu.

Haberin ardından GGK Sözcüsü Nizar Heysem, Twitter hesabından, Konseyin, Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap koalisyonuna Riyad Anlaşması'nın hayata geçirilmesi için özerk yönetimden vazgeçtiğini duyurmuştu.

Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi de Suudi Arabistan'ın sunduğu öneri ve GGK'nin güney illerindeki özerklikten vazgeçtiğini ilan etmesinin ardından çıkardığı kararnameyle Ahmed Salim Rabi'nin yerine Ahmed Hamid Lemles'i yeni Aden Valisi olarak atamıştı. Tuğgeneral Muhammed Ahmed el-Hamidi ise tümgeneral rütbesine yükseltilerek Emniyet Müdürlüğüne getirilmişti.

Hadi, daha sonra Başbakan Muin Abdulmelik'i Riyad Anlaşması uyarınca yeni hükümeti kurmakla görevlendirmişti.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.