İSTANBUL (AA) - KENAN IRTAK - Ülkelerinde yaşanan iç savaş sebebiyle 8 yıl önce Türkiye'ye göç eden Suriyeli El Betran ailesi, mahallelerinde buldukları ve içerisinde 50 bin TL değerinde altının olduğu çantayı sahibine teslim etti.
Yaşadıkları Halep'ten iç savaş sonrası göç etmek zorunda kalan El Betran ailesi, önce Kahramanmaraş'a ardından da çocuklarının sağlık sorunu nedeniyle İstanbul'un Sultangazi ilçesi Malkoçoğlu Mahallesi'ne yerleşti.
Burada kiraladıkları evde yaşayan 10 kişilik aile, geçimlerini baba mesleği olan ayakkabıcılıkla sağlıyor.
Baba Yusuf El Betran sağlık sorunları ve yaşı sebebiyle çalışamazken, ailenin geçimini evli olan 23 yaşındaki Halit El Betran ile biri 20, diğeri de 13 yaşında olan 3 kardeş sağlıyor.
Savaştan kaçarak İstanbul'da yeniden hayata tutunan ailenin büyük oğlu Halit El Betran, geçen hafta aynı mahallede oturan ablasına gitmek üzere geç saatlerde çıktığı sokakta, bir vatandaşın düşürdüğü ve içinde 50 bin TL değerinde altın ile bir miktar para olan çantayı buldu.
Durumu ailesiyle paylaşan El Betran, kardeşleriyle birlikte çantanın sahibini sokaklarda aramaya başladı.
Çantadan çıkan bir fatura üzerine sosyal medyadan da çantanın sahibine ulaşmaya çalışan aile, bu sırada mahalle muhtarlığının camına da konuya ilişkin not yazdı.
Bir sonraki gün, çantasını arayan vatandaşla sokakta tesadüfen karşılaşılırken, El Betran ailesinin çabası sonucunda çanta sahibine eksiksiz ulaştırılmış oldu.
- "Kimlikteki isimle Facebook'ta araştırma yaptım"
Halit El Betran, çantayı bulması sonucunda başlayan süreci AA muhabirine anlatırken, oğlunun karaciğerindeki problem nedeniyle 4 yıl önce İstanbul'a taşındıklarını söyledi.
Sürecin, aynı mahallede yaşayan ablasının evine gitmek için dışarı çıktığı sırada sokaktaki çantayı bulmasıyla başladığını aktaran El Betran, şunları kaydetti:
El Betran, annesinin pazar günü civardaki yerlerde çanta sahipleri bulmak için dışarı çıktığını dile getirerek, "Pazar günü annem dışarıdaydı. Çantanın sahipleri de mahallede çantayı arıyorlar. Annem 'neyi kaybettiklerini?' sormuş. Onlar da 'çantayı' deyince, 'nasıl bir çanta, içinde ne var?' diye sormuş annem. Onlar da çantayı tarif edince annem 'çanta bizde' demiş. Geldiler çantayı adamlara verdik." diye konuştu.
İhtiyaçları olmasına rağmen çantayı sahibine teslim ettiklerine vurgu yapan El Betran, "Bizi, Cenab-ı Allah haramdan uzak etsin. Çocuğum tedavi görecekse helal paradan görsün. Bugüne kadar kimsenin malında mülkünde gözümüz olmadı. Hep çalıştık. 10 yaşından beri çalışıyorum. Geçinip gidiyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Karakola gittik, muhtarlığa haber verdik"
Aynı mahallede esnaf olarak çalışan çantanın sahibi Musab Çınar (27) da kardeşinin söz kesme merasimi için memleketleri Şanlıurfa'ya gittiklerini söyledi.
Çınar, söz merasiminin ardından sokağa çıkma kısıtlaması başlamadan önce evlerine yetişmek için hızlı hareket ettiklerini, aceleyle İstanbul'a ulaşmaya çalıştıklarını anlattı.
Çınar, "Mahalleye varınca hepimiz indik. Arabanın arka kapısının kapanmadığını fark ettim. Kapatmaları konusunda bizimkileri uyardım. Tekrar aracın kapasını kapatınca çantanın düştüğü fark edilmemiş. Biz eve vardığımızda 'çanta yok, arabada unuttuk’ dediler. Arabaya bakınca bulamadılar. Kaybolduğunu anlayınca bayağı bir aradık ama bulamadık. Karakola gittik, muhtarlığa haber verdik. O gece çantayı bulamadık." diye konuştu.
Çınar, pazar günü arabasını park ettiği civarda çantayı aramayı sürdürdüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Sabah tekrar aramaya başladık. Arabayı park ettiğimiz esnafın güvenlik kamerasından incelemek istedik. Esnaf polis eşliği dışında kamerasını bize açmadı. Ondan sonra eşimi arayıp ona 'yüksek sesle kızıp bağıracağımı, böylece sokaktan birilerinin sesimi duyacağını, camdan bana bakanların sayısının artacağını' söyledim. Eşim kabul etti. Biraz daha aradıktan sonra eşime telefon açıp bağırıp çağırdım. 7-8 yaşında bir erkek çocuk 'ne aradığımı?' sordu. Ben de 'çanta kaybettiğimi' söyledim. O çocuk, 'Dün akşam burada buldum. Çocuk olduğum için ve bayan çantası olduğu için alamadım.' dedi ve kaçıp gitti. Böylece çantanın bu sokakta birileri tarafından alındığını anladım. O sırada eşime telefondan bağırdığımı gören bu ailenin 11-12 yaşındaki bir kızı beni duyup kaçmaya başladı. Ben de yeğenime o kızı takip etmesini söyledim. Öbür sokağa dönerken kızı, ailenin annesi olan teyzeye sarılmış ve titrer bir halde bulduk. Teyze 'hayırdır?' dedi. 'Çantayı kaybettiğimizi' söyledik. O da 'çantanın kendilerinde olduğunu" söyledi ve bize teslim ettiler. Teyzenin gözleri şişmişti ne olduğunu sorduğumda 'gece 4'e kadar bizleri aradıklarını ve uykusuz olduklarını' söyledi."
- "Bozuk paralar dahil hiçbir şeye dokunmamışlar"
El Betran ailesinin yaptığı iyilikle kendilerini çok mutlu ettiğini vurgulayan Çınar, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Muhtaç olduğu halde Suriyeli bir kardeşimin bu çantayı bulup teslim etmesi, dokunmaması bir Müslüman olarak beni çok mutlu etti. İslam'da varken verirsen çok farklı bir şey, yokken versen çok daha farklı bir şeydir Allah katında. Suriyelilerin üzerinde olumsuz algının kırılması gerekiyor. Suriye'den buraya mülteci olarak geliyorlar, 50 bin lira değerinde altının bulunduğu çantayı yerde buluyor ve bu çantanın içerisinde bulanan bir tek bozuk paraya dahi dokunmuyor. Bozuk paralar dahil hiçbir şeye dokunmamışlar. Böylesine helal süt emmiş çocuklar yetiştirdiği için teyzeye teşekkür ederim. Böyle bir aile ile tanıştığımız için çok mutluyuz."