TBMM Başkanı Şentop, Eyüpsultan Belediyesi Ahmet Kekeç Kütüphanesi açılış töreninde konuştu:

Genel

- "Kitabın kendi içindeki bu değişimler bir yana, görsel dünyanın konforlu ve cazip gelişmeleri de kitapsever insanın zamanını kemiren, aklını çelen başka bir mecra olarak çoktan yüksek bir yaygınlığa erişmiş durumda. Böyle bir vasatta kütüphanelerin geleceği de ister istemez tartışmaya açık hale geliyor. Birçok büyük ve klasik kütüphane kendilerini hızla dijital alana aktarırken kütüphaneler de göründükleri yarı resmi havadan sıyrılarak daha hayatın içinden mekanlar haline gelmeye başlıyor"- "Hayat ve hayatın ritmi değişiyor. Eline ıhlamurunu ya da çayını alıp kurulduğu koltukta kitabını kıraat eyleyen karinin yerini, tabletindeki kitaba göz gezdirirken bir yandan da hamburgerini ısıran yeni okur tipi almaya başlıyor"- "Okumak değil, neyi okuduğunuz önemlidir. 10 tane fayda vermeyen kitap okumak yerine iyi bir kitabı 10 defa okumanın daha değerli olduğunu düşünüyorum"

İSTANBUL (AA) - TBMM Başkanı Mustafa Şentop, bir kütüphane kurmanın adeta uzmanlık işi haline geldiğini belirterek, "Bu yüzden İSAM örneğinde olduğu gibi akademik amaçlı uzmanlık kütüphaneleri veya başka tematik kütüphaneler zannediyorum önümüzdeki dönemde daha da öne çıkacak." dedi.

TBMM Başkanı Şentop, geçen yıl hayatını kaybeden gazeteci, yazar ve hikayeci Ahmet Kekeç'in adının verildiği Eyüpsultan'daki kütüphanenin açılış törenine katıldı.

Şentop, merhum Ahmet Kekeç'in gazeteciliğinden önce bir edebiyatçı, son yıllarda da özellikle romana yönelmiş bir yazı adamı olduğunu söyledi.

Birçok eserinde hüzünlü bir ironi ortaya koyan Kekeç'in bunun yanında yakın siyasi tarihe tuttuğu projektörlere şahitlik ettiğini belirten Şentop, Kekeç'i köşe yazılarında ve televizyon programlarında da ironik bakışını hiç eksiltmeden siyasi gündemin ve polemiklerin içinde kulaç atarken gördüğünü dile getirdi.

Kekeç'in isminin bu kütüphaneye verilmiş olmasını isabetli bulduğunu aktaran Şentop, "Bir kitap kafe, 10 bin kitaplık kütüphane ve araştırma merkezi, ders çalışma alanları, toplantı salonları gibi ünitelerle aynı zamanda 120 kişiye hizmet verecek olan Ahmet Kekeç Kütüphanesi'nin çocuklarımız, gençlerimiz ve bütün Eyüpsultanlı vatandaşlarımız için hayırlı olmasını diliyorum. Bu kütüphanede tanıştığı kitaplardan yola çıkarak kitap okuma zevkiyle iyi bir okur, hatta yazma serüvenine başlayarak Edebiyatçı ve yazar adayları çıkarsa kendimi gerçekten bahtiyar addedeceğim." diye konuştu.

Şentop, kitap tutkusunun başka birçok tutkuyla mukayese edildiğinde suyun üzerinde uzun süre kalabilecek bir tutku olduğunu ifade etti.

İnsanın kitapla olan macerasının katı bir ilgisizlikle yoğun bir ilgi sarkacı arasında gidip geldiğine vurgu yapan Şentop, dünyadaki bazı kütüphanelerin içerisindeki çalışan sayısının binleri bulduğuna, yine dünyada içerisinde 150-200 milyon kitap bulunan ve halen her yıl raflarına milyonlarca kitabı ekleyerek büyümeyi sürdüren kütüphanelerin varlığına dikkati çekti.

Bazı kütüphanelerin zaman içinde yakılarak yok edildiğine değinen Şentop, "İskenderiye Kütüphanesi yanında Moğol istilasında bir kısmı yakılan, bir kısmı ise suya atılan Bağdat'taki kütüphaneler, kitaplar sebebiyle Dicle Nehri'nin günlerce mürekkep renginde aktığı ve acı zamanları yine kitaplar aracılığıyla biliyoruz. İslam medeniyeti bir yönüyle kitap ve kütüphane medeniyetiydi. Gerek sarayın gerekse bazı şahısların çok kıymetli ve hacimli kütüphaneleri olduğunu biliyoruz. O zaman ki Doğu-Batı kütüphane kıyaslamalarına bakılınca bu durum bütün çıplaklığıyla ortaya çıkacaktır. Özellikle Endülüs, Buhara ve Bağdat yönetimleri kendi dönemlerinde kütüphanelere altın yıllarını yaşatmışlardır. Kitap ve kütüphane sosyal ve siyasi hayatın merkez eksenini oluşturuyordu. Demek ki insanoğluyla kitap ve kütüphane arasında öteden beri inkar edilemeyecek bir bağ var." ifadelerini kullandı.

Matbaanın icadıyla birlikte kitapların çoğalıp dolaşıma girmesinin baş döndürücü bir hız kazandığını anlatan Şentop, her yıl milyonlarca kitabın basıldığını aktardı.

Kitabın niceliğinin değil, niteliğinin önemli olduğuna işaret eden Şentop, "Ne kadar çok kitap basıldığı değil, ne kadar çok kitap okunduğu değil belki, basılan ve okunan kitapların içeriği ve niteliği bugün de temel kıstas olarak görülmektedir. Bu itibarla sayısal veriler bir gösterge olmakla birlikte her şey değildir. Kitap yalnızca içeriğiyle değil, biçim ve tasarımıyla da öne çıkan hayatımızda yer alıyor. Kütüphanelerde devasa ciltlerden oluşan kitapların yanı sıra sayfalarını ancak toplu iğne yardımıyla çevirebildiğimiz minik kitaplar da mevcut. Bunun dışında cilt, ebat, kağıt, biçim ve baskı tekniği bakımından binbir çeşit kitap bugün resmi ya da özel kütüphanelerin raflarında kendisine uzanıp sayfalarını açacak parmakları bekliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Derinleşen dijital dünyada insan zihnini bekleyen devasa dijital kütüphanelerin bulunduğunun altını çizen Şentop, "Dünyamızda geleneksel ve dijital kütüphanelerde yüzlerce dilde o kadar çok kitap bulunuyor ki bu kitapların sadece ismini okusak bile ömrümüz buna yetmeyebilir. Demek ki kitaplar arasında bir seçme yaparak okumak mecburiyetindeyiz." dedi.

- "Tematik kütüphaneler zannediyorum önümüzdeki dönemde daha da öne çıkacak"

Beşeriyetin bütün cephelerinden arta kalan hülasanın ancak kütüphanelerde bulunduğunu kaydeden Şentop, şöyle konuştu:

"Bu sessiz dostlarımızın bize açtığı pencerelerden, kapılardan başka zamanlara ve başka insanlarla ulaşıyor, zihnimizin düşünce ve duygu dünyasında eşsiz bahçeler kuruyor, oradan anlam çiçekleri devşiriyoruz. Zihnimizde kopan nice fırtınaların kaynağı bazı kitaplar olabilirken, zihinsel takvim ve dinginlik kaynağının da bazı kitaplar olması mümkündür. Okumak değil, neyi okuduğunuz önemlidir. 10 tane fayda vermeyen kitap okumak yerine iyi bir kitabı 10 defa okumanın daha değerli olduğunu düşünüyorum. İçerik olarak sayısız kitap türü var. Bir kütüphane kurmak da adeta uzmanlık işi haline geldi. Bu yüzden İSAM örneğinde olduğu gibi akademik amaçlı uzmanlık kütüphaneleri veya başka tematik kütüphaneler zannediyorum önümüzdeki dönemde daha da öne çıkacak. Mesela bir öykü-hikaye, bir roman ya da şiir kütüphanesinin varlığını düşünebiliriz. Yahut sadece siyaset, sanat, felsefe, hatta müzik kitaplarından oluşan kütüphaneler düşünebiliriz. Öyle zannediyorum ki bir tür kitap enflasyonu diyebileceğimiz bir dijital veya reel kitap seri çağında bu tür bir ayıklama elzem hale gelmektedir."

Beyazıt Devlet Kütüphanesi idarecisi İsmail Saib Sencer'i rahmetle yad eden Şentop, Sencer'in 43 yıl kütüphanede hizmet ettiğini ve eşsiz hafızasıyla dünya çapında bilinip tanındığını ve hürmet gördüğünü kaydetti.

İçinde bulunduğumuz çağın bir adının da "bilgi çağı" olduğunu belirten Şentop, şunları söyledi:

"Çağımızın bir adı da bilgi çağı ama büyük kütleli bilgi çöpleri arasından bir ayıklama yapıp hakikate ulaşmak belki eskisinden çok daha zor hale geldi. İnternete girip arama motoruna anahtar kelimeyi yazdığınızda karşınıza yüzbinlerce sayfalık bilgi çıkması mümkün ama diğer taraftan şöyle bir gerçek var, internette ancak oraya koyulan bilgilere ulaşabiliyorsunuz. Peki oraya konulmayan bilgiler? Veya bilginin sansürlenmesi, eksik konulması halinde ne yapabilirsiniz? Ya da birden internet bağlantısının yok olduğunu düşünelim. Birden bire cahil mi kalacağız? Bilginin dijital platformlarda tekelleşip otoriter karaktere bürünmesi uzun süredir tartışılan bir konu. Fakat internetin, online olmanın neredeyse mecburiyet haline geldiği bir dünyada bu tartışmaların varacağı yer de aşağı yukarı da belli. Gerçek bilgiye ulaşma tartışmaları bir yana, okuma zevki dediğimiz şey hakkında da çok yönlü tartışmalar yapıyoruz. Elektronik veya sesli kitabın matbu kitabın yerine ikame olup olmayacağı, yayın endüstrisinin dağıtım ve maliyet eksenli gerçekleriyle yüzleşiyor. Hayat ve hayatın ritmi değişiyor. Eline ıhlamurunu ya da çayını alıp kurulduğu koltukta kitabını kıraat eyleyen karinin yerini tabletindeki kitaba göz gezdirirken bir yandan da bir yandan da hamburgerini ısıran yeni okur tipi almaya başlıyor.

Kitabın kendi içindeki bu değişimler bir yana görsel dünyanın konforlu ve cazip gelişmeleri de kitapsever insanın zamanını kemiren, aklını çelen başka bir mecra olarak çoktan yüksek bir yaygınlığa erişmiş durumda. Böyle bir vasatta kütüphanelerin geleceği de ister istemez tartışmaya açık hale geliyor. Birçok büyük ve klasik kütüphane kendilerini hızla dijital alana aktarırken kütüphaneler de göründükleri yarı resmi havadan sıyrılarak daha hayatın içinden mekanlar haline gelmeye başlıyor. 24 saat açık kütüphane, içinde müzik dinlenilebilen, değişik etkinlikler yapılabilen, yeme içmeyle ilgili temel ihtiyaçların karşılanabildiği yeni konsept kütüphaneler hızla yaygınlık ve yeni fonksiyonlar kazanarak devam ediyor."

Şentop, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi başta olmak üzere kitapseverler için her türlü ihtiyaca cevap verecek şekilde dizayn edilen yeni nesil kütüphanelerin sayısının arttığını sözlerine ekledi.

Törende, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken ve Ahmet Kekeç'in oğlu Hakan Mehmet Kekeç de konuşma yaptı. Köken TBMM Başkanı Şentop'a tablo hediye etti.

Şentop ve katılımcılar açılış kurdelesini kestikten sonra kütüphaneyi gezdi. Açılışa, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz ve Eyüpsultan Kaymakamı İhsan Kara da katıldı.

TBMM Başkanı Şentop, açılış töreninin ardından Eyüpsultan Belediyesini ziyaret etti.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.