Uluslararası istihbarat faaliyetlerin yanı sıra, ülke içerisinde de bir gizli polis teşkilatı olarak çalışıyordu. 1973'te faaliyete geçen kurum, Geçici Koalisyon Yönetimi tarafından 23 Mayıs 2003'te feshedildi yerine, Nisan 2004 yılında kurulan Irak hükûmetinin gizli servisi Irak Ulusal İstihbarat Servisi INIS ikame edildi. Halen Irak ulusal istihbarat örgütü doğrudan CIA tarafından idare ediliyor.
ABD'nin Irak'ta Baas rejimini devirmesinden sonra 11 Mayıs 2003 ile 28 Haziran 2004 tarihleri arasında Irak Devlet Başkanlığıstatüsünde olan Geçici Koalisyon Yönetimi'nin başkanlığını yapan, Paul Bremer tarafından, Saddam Hüseyin'inaskeri ve güvenlik hizmetleri dağıtıldı.
Irak'ta güvenlik durumunun kötüye gidişi ve işgale karşı Irak direnişinin daha güçlü ve daha şiddetli hale gelmesiyle, acilen yerel güçlerden oluşan bir gizli servis ihtiyacı ortaya çıktı. Bu açığı kapatmak için 2003 yılı Aralık ayında, Geçici Hükûmet Konseyi ve Irak Ulusal Uzlaşı yetkililerinin iki üyesi İyad Allavi ve İçişleri Bakanı Nuri Badran; CIA yardımıyla yeni bir gizli servisin kurulmasının ayrıntılarını görüşmek üzere ABD'ye uçtu.
Irak Ulusal İstihbarat Servisi'nin ilk başkanı ABD eğitimli General Sünni Türkmen Muhammed Abdullah el-Shahwani…
ABD işgaline karşı direnişi bastıramayan Pentagon, bir Hava Kuvvetleri generali tarafından komuta edilen gizli bir birlik olan Irak'taki istihbarat ve özel harekat görev gücünü yenilemek istediğinde, ilk etapta Irakta görevli 275 CIA personeli, yeni kurulacak istihbarat biriminin çekirdek kadrosunu oluşturdu.
Bunlar Saddam karşıtı Kürt ve Şii gruplardan seçtikleri elamanları eğittiler. Aynı zamanda, çoğunlukla kukla Irak Yönetim Konseyi üyeleriyle bağlantılı silahlı adamlardan oluşan bir Irak gizli polisinin kurulması için Senato 3 milyon dolarlık bütçe tahsis etti.
Kurum Nuri Badran başkanlığında ve Saddam'ın Irak İstihbarat Servisi'nin birçok ajanlarını işe almıştı. Yeni organizasyonun temel amacı ABD işgaline direnen daha çok Baas rejimi subaylarının önayak olduğu isyanı yok etmekti. İşe alım sürecinde temel kriter, poligraf sonuçları ve Iraklı muhatapların referansları oldu. Bu bağlamda CIA'nın sorgulama esnasında kişiye bağlanıp herhangi bir yalan söyleyip söylemediğinin tespiti amacıyla poligraf kullanıldı. Sonuçta INIS, ABD Kongresi tarafından onaylanan Irak ödeneği dahilinde kenara ayrılan gizli fonlardan finanse edildi. Derenin taşı ile derenin kuşu vuruldu.
4 Nisan 1938 Kerkük doğumlu Sünni Türkmen Muhammed Abdullah el-Shahwani, Irak Ulusal İstihbarat Servisi (INIS)in ilk direktörü oldu. O da Şii lider Ayetullah Muhammed Bagır El Hekim tarafından Bedir Tugaylarının gerçekleştirdiği infaz ve suikastlerden Bağdat'taki İran büyükelçiliğini suçladı. 1955 yılından 1984 yılına kadar Irak askeriyesinde bulunan El-Shahwani, 1990 yılında İngiltere'ye kaçtı ve INA ve CIA tarafından Saddam Hüseyin’e karşı organize edilen 1996'daki başarısız darbede Binbaşı Anmar al-Shahwani, Kaptan Ayead al-Shahwani ve Lt. Atheer al-Shahwani adında üç oğlu ile birlikte darbeye katılan 82 Iraklı Subay öldürüldü.
Bir İslam Coğrafyası geleneği “Allah ile aldatmak”!..
Sözde istihbarat amaçlı eğit-donat programına alınan bu milisler, Ahmed Çelebi'nin Irak Ulusal Kongresi ile Kürt peşmerge ile bağlantılı güçler ve Şii paramiliter milis kuvvetlerden özellikle İran destekli Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi mensuplarından oluşturuldu. Teknik olarak yasadışı olan bu silahlı kuvvetler, Pentagontarafından hoşgörüyle karşılandı, hatta teşvik edildi. Bu milislerin bir kısmı Bağdat'ta ve diğer şehirlerde açık bir şekilde devriye gezdiler, hatta Irak'ın güneyinde “Allah'ın İntikamı” gibi isimlerle İslam odaklı çok sayıda paramiliter gruplar seferber edildi. Sonuçta İran Devriminin dini lideri Ayetullah Humeyni'nin “büyük şeytan” ilan ettiği emperyalist Amerika, bir Ortadoğutoplumunu yani Irak halkını en klasik yöntemle dini terminolojiler kullanarak yönetti.
Irak Başbakanı Mustafa Kazımi, giderayak İstihbarata çekidüzen veriyor!
Kazımi, Irak Hizbullahı tarafından; 3 Ocak 2020 tarihinde İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şaabi Komisyonu eski Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis’in (Cemal Cafer İbrahim) ABD tarafından Bağdat’ta öldürülmesi konusunda ABD’ye bilgi vermek ile suçlanmıştı.
Irak’ta seçimler yapılmasına rağmen yeni hükümet henüz daha kurulamadı. Halihazırdaki Irak Başbakanı ve aynı zamanda Silahlı Güçler Genel Komutanı Mustafa Kazımi’nin, güvenlik ve istihbarat kurumlarda büyük yetki değişikliklerine imza atacağı belirtiliyor. Irak Başbakanlık Ofisi yetkilileri, Kazımi'nin gerçekleşen güvenlik toplantısı sonrasında bazı güvenlik, askeri ve istihbarat kurumlarında yetkilileri değiştirme kararı aldığı bilgisini paylaşıyor.
Kazımi’nin özellikle görevlerinde başarılı olmayan komutan ve yetkililerin görevlerini değiştirmesi bekleniliyor. Gençlik yıllarında İran, Almanya, İngiltere ve ABD arasında mekik dokuyan Kazımi’nin görevden alınacak başarısız yetkililerin yerine güçlü ve yetenekli kişileri atayacağı dile getiriliyor.
14.09.2020’de Başbakan Mustafa el-Kazımi, Ulusal İstihbarat Servisi'ne Sünni kesimden eski milletvekili Falih İsavi'yi direktör vekili olarak atarken, aynı servisin Operasyonel İşlerden Sorumlu Dairesi Vekilliğine de eski Savunma Bakanı (Sünni) Halit Ubeydi'yi getirmişti.
Gazeteci kökenli Kazimi, 7 Haziran 2016’dan beri Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevini yürütüyordu. Kazimi, 2003 öncesi yıllarda ise Irak’ın dışında Saddam Hüseyinrejimine karşı yürütülen muhalefetin safında yer almıştı. Şii milislerce ABD’ye yakın olmakla suçlanan Kazımi, İran ve ABD arasında dengeli bir siyaset izlemeye çalışıyor. Kazimi ayrıca, bölgesel düşmanlar İran ve Suudi Arabistan arasında arabuluculuk rolü de üstlenmişti.
25 Temmuz 2021’deABD güçlerinin Irak'tan çekilmesiyle ilgili toplantılar gerçekleştirmek üzere yarın yapacağı Washington ziyareti öncesi önemli açıklamalarda bulunmuş, ülkesinin artık muharip ABD güçlerine ihtiyacının kalmadığını, Irak'ın ABD'den eğitim ve askeri istihbarat desteği taleplerini sürdüreceğini, Irak güvenlik güçlerinin ve ordunun ABD güçleri olmadan ülkeyi savunmak için yeterli kapasiteye sahip olduğunu belirtmişti.
İngilizlerden Türklere, Musul Kerkük havucu!..
Bu söylem ABD ve İran konsorsiyumunun Irak idatesi ve politikaları üzerindeki nüfuzunu azaltma çabası olarak görülebilir. Bununla birlikte Irak’ta yeniden sahaya dönme hazırlığı içindeki İngiliz gizli servisinin ayak sesleri olarak yorumlanabilir. İngiliz yetkililerin Türk tarafını ikna etmek için Musul ve Kerkük'ün özel statüsünün yeniden ele alınabileceğini masaya getirdikleri söylenebilir.
MİT Başkanı Hakan Fidan - Irak Başbakanı Mustafa Kazimi görüşmesi…
11/6/2020'de Türk Milli İstihbarat Servisi (MİT) Başkanı Hakan Fidan'ın, Irak'ınbaşkenti Bağdat'a gizli bir ziyaret gerçekleştirdiği, Fidan'ın, yeni kurulan Başbakan Mustafa el-Kazımibaşkanlığındaki yeni hükümet yetkilileriyle ve siyasilerle görüştüğü, ziyarette başbakan Mustafa Kazımi ve Irak ulusal güvenlik danışmanı Falıh Feyaz ile gizli iki toplantı yaptığı medyada yer almıştı. Görüşmelerde Irak’ın TSK’nın Kuzey Irak’ta kampları bulunan PKK terör örgütüne yönelik askeri operasyonlarına karşı çıkmaması, Irak’ın Türkiye’ye PKK’nin alanlarına özellikle Şengal ve mahmur alanlarına dair koordinatları vermesi konularında mutabık kaldıkları istihbarat raporlarında belirtilmişti.
Hakan Fidan'ın yeni yönetimle temasının ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri, Kuzey Irak'ta Pençe/Kaplan operasyonunu başlatmış. Irak’ın kuzeyinde teröristlerce üs olarak kullanılan Sincar, Karacak, Kandil, Zap, Avaşin Basyan ve Hakurk’a Türk Silahlı Kuvvetleri'nce düzenlenen hava harekatında birçok terörist unsur imha edilmişti.
İran, Kuzey Irak’ta kaşınıyor!..
ABD Savunma İstihbarat Ajansı (DIA), Pentagon Başmüfettişliğine, İran destekli milislerin Irak’ta Türkiye’ye karşı PKK terör örgütü ile iş birliği yaptığını ve zaman zaman Türkiye’nin kuzey Irak’taki üslerine saldırı düzenlediğini bildirdi. Irak Kürt BölgeselYönetiminde (IKBY) Kürdistan Demokratik Partisine (KDP) rakip olan Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) İran ve PKK ile bağlarına işaret edilen raporda, PKK’nın Haşdi Şabi ile de bağlantısının olduğuna dikkat çekildi. Türkiye’nin uzun yıllardır Irak’ta PKK’ya karşı hava ve kara saldırıları düzenlediği hatırlatılan raporda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin silahlı insansız hava araçları ile Irak ve Suriye’deki üst düzey PKKelebaşlarını hedef aldığı bir strateji izlediğine değinildi.
Irak İstihbaratının cebinde kimlerin eli yok ki?
Geçen yıl Haşdi Şabi bünyesinde yer alan Asaib Ehlilhak Hareketinin lideri Kays el-Hazali; Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) bir ekibin Irak devletinin istihbarat servisini yönettiği iddiasını dillendirmişti.
BAE yetkilileri istihbarat örgütlerini, CIA güdümünde yeniden dizayn ediyorlar. BAE’de federasyonun kuruluşundan itibaren, Devlet Başkanı’nın Abu Dabi Emiri, Başbakanın ise Dubai Emiri olması yönünde yazılı olmayan bir mutabakat mevcut. Dış politika, güvenlik, ordu ve askeri konular ağırlıklı olarak Abu Dabi Emirliği’nin kontrolünde. BAE istihbaratı da; federasyonun önemli emirlerinden Abu Dabi Emirliği’ne bağlı. Ayarı onlar veriyor.
Bu iş için görevlendirdikleri isimlerden birisi, Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan’ın danışmanı, 11 Eylül 2001’de süreklilik programını başlatan Beyaz Saray’ın eski terörle mücadele Çarı Richard Clarke.Richard Clarke “Good Harbor Security Risk Management” isimli şirketin CEO’su sıfatıyla bu sürece müdahil. Bush yönetimine terörle mücadele koordinatörü olarak hizmet veren Richard Clarke’ın Against All Enemies (Bütün Düşmanlara Karşı) adlı kitabı bulunuyor. Ayrıca siber güvenlik konusunda bir uzman ve bu alanda yazdığı “Siber Savaş” kitabı da var.Türk ve Müslüman düşmanı. BAE hariç olmalı. Demek ki onları Müslüman olarak görmüyor! BAE istihbarat acemi eğitimleri Abu Dabi’ye 30 dakika uzaklıktaki “Akademi” olarak isimlendirilen -silah sahası, sürüş parkuru ve casus kışlası ile müteşekkil- bir eğitim sahasında gerçekleşiyor. "Akademi", ABD’nin Virjinya eyaletinde bulunan “CIA’nın çiftliği” Camp Peary’den neredeyse birebir kopya.
Birleşik Arap Emirliği’nin istihbaratı her ne kadar CIA’ya emanet edilse de İngilizler’in nüfuzu baskın. Güvenlik alanında en büyük tehdit olarak algılanan İran’a karşı Batı güvenlik şemsiyesi altına girmeyi marifet sayıyorlar. Tavşan kaç tazı tut ama avcı kim hiç düşünmezler.
Irak istihbaratında uzun süredir bir iç hesaplaşma yaşanıyor!..
Irak Merkezi Hükümetine bağlı Ulusal İstihbarat Servisinin ülke sınırları içerisinde iki güçlü rakibi var. Bunlardan ilki Partîya Demokrata Kurdistan/ Kürdistan Demokrat Partisi'nin kontrolündeki Parastin. Mesut Barzani'nin oğlu Mesrur Barzani, KIBY başbakanı olmafan önce Parastin'in direktörlüğünü yürütüyordu… Diğeri ise Khasrow Gul Mohammed'in yönettiği Fransız istihbaratının etkin olduğu, Yekîtiya Niştimaniya Kurdistan ya da Yekîtiya Niştimanperwerê Kurdistan / Kürdistan Yurtseverler Birliği'ne bağlı Zenyari. Talabaninin ölümünden sonra Zenyari’nin büyük ölçüde etkisini kaybettiği söyleniyor.
Haziran 2021’de Iran İstihbarat Teşkilatına mensup üst düzey bir subay Bağdat’takimliği belirsiz silahlı kişilerce öldürülmüş, birkaç ay içinde yaşanan ikinci suikast vakası olarak medyada yer almıştı. Subayın öldürülmesi son iki yılda, halk hareketindeki aktivistlere yönelik bir dizi suikastın ardından gelmişti. Öldürülen subayın adının Nibras Ferman Şaban, künyesinin Ebu Ali olduğu ve albay rütbesinde bulunduğu, daha önce Bağdat’ın doğusundaki Rusafa’da İstihbarat Direktörü olarak görev yaptığı, suikasttan önce “İstihbarat Teşkilatı İzleme Direktör Yardımcılığı” pozisyonuna atandığı belirtilmişti.
Mart ayında da başkentin batısında bulunan Mansour semtinde Irak Ulusal İstihbarat Teşkilatı’ndan (INIS) kıdemli bir subay olan Mahmud Laith Muhammed Hüseyinsuikasta uğramış ancak o zaman olayın göreviyle ilgili olmadığı, ailevi anlaşmazlıklardan kaynaklandığı açıklanmıştı. Kürt Kökenli olan Mahmud Laith Muhammed Hüseyin daha önce Polis Yüzbaşı olarak görev yapmış, Celal Talabani’ye yakın çalışmıştı.
Asaib Ahl al-Haq ve Kataib Hizbullah (KH) gibi muqawama milisleri, INIS'i Irak'taki başlıca düşmanları olarak görüyor. Buna göre, INIS'in başkan vekili olarak da görev yapan Başbakan Mustafa Kazımi'yicezalandırmak ve korkutmak amacıyla teşkilatın sahalarına roketler attılar ve personeline suikast düzenledikleri belirtiliyor.
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin İstihbarat Birimi Irak Ulusal İstihbarat Servisine monte ediliyor…
Molla Mustafa Barzani’nin torunu, bir önceki IKBY Başkanı Mesut Barzani’nin oğlu Mesrur Barzani, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı olmadan önce, Kürdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi Müsteşarlığı görevinde bulunuyordu. Konumu itibariyle birçok kez, Ankara’da, Erbil’de ve birçok uluslararası platformda MİT başkanı Dr. Hakan Fidan ile bir araya geldiler. Hani “aralarından su sızmaz” derler ya, aynen öyle. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Kürdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi Müsteşarı Mesrur Barzani arasında gerçekleşen görüşmeler, günümüzdeki “de facto” durum açısından değerlendirildiğinde, Kuzey Irak Kürtlerinin yol haritasının Ankara tarafından belirlendiği ve Erbil’deki mahalli idarenin de bu iradeye boyun eğdiği söylenebilir. Önceki Kürdistan Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı şimdiki Başbakan Mesrur Barzani, “K24” kanalıyla medyayı kontrol ediyordu.
Başbakan olmadan önce, Kürdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi Müsteşarı Mesrur Barzani’ye bağlı iki istihbarat servisi bulunuyordu. Bunlardan ilki Türkçe koruma güvenlik anlamına gelen “Parastin” KDP eksenli istihbarat örgütü. Diğeri de KYP uzantısı bilgi manasına gelen Dazgay Zanyari. Bu iki örgüt, Celal Talabani'nin ölümünden sonra Parastin u Zanyari (koruma ve bilgi) adı altında birleştirilmişti.
Parastin ilk kez 1968’de KDP tarafından kuruldu. Parastin u Zanyari bazen “Kürt istihbarat servisi” olarak anılıyor. Ajansın temel işlevi, Kürdistan bölgesinin hem iç hem de dış güvenliği ile ilgili suçların araştırılmasıdır. Ajansın resmi olarak tutuklama veya gözaltına alma yetkisi yok. Özellikle Parastin çalışanlarının Kuzey Irak’ta kümeleşen PKK’nın alt kuruluşlarına hoşgörüyle yaklaşmadıkları biliniyor. Parastin u Zanyari, KDP ve KYB tarafından kurulmuş ve finanse edilmesine rağmen, resmi olarak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin komutası altında hareket etmektedir. KDP’nin ana ajansı, Masrur Barzani tarafından yönetilen Parastin ve KYB’ninki, 81 yaşındaki Khasrow Gül Muhammed tarafından yönetilen Dazgay Zanyari’dir. Bu iki kurumun temel işlevi, hem iç hem de dış güvenlikle ilgili konularda istihbarat toplamadır.
KDP ve KYB yönetimlerinin Mayıs 2006’da birleşmesinden bu yana, her iki siyasi partinin Asayish kuvvetleri ayrı ve paralel ajanslar olarak işlev görmeye devam etmiştir. KDP’nin en çekirdek istihbarat örgütü Parastin’deki profesyonellerin büyük bir kısmının istihbarat eğitimini İsrail’de gördüğü iddia ediliyor. Yakın zamana kadar iki Kürt istihbaratını birleştirme çabaları sırasında Irak’ta devlet geleneğinin yerleşmesi ve kurumsallaşma adına ilginç gelişmeler yaşandı.
Kurulan istihbarat ajansının elemanlarını İsrail gizli servisi (MOSSAD) ve ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ajanları yetiştiriyor. Söz konusu teşkilatlar, hukuk dışı uygulamaları ile bilinmekte.
Asayiş’in, KDP ve KBY dışında kalan bölgelerde de operasyon yürüttüğü ve söz konusu bölgelerin yönetimlerini dikkate almadığı görülmekte.
ABD istihbarat servisleriyle (CIA) birlikte çalışan yerel güvenlik güçleri “Asayiş”in de kontrolü, iki Kürt Partisi KYB ve KDP’nin elinde bulunmaktadır.
Bu tabloyu gözünüzün önüne getirin. MİT Başkanı Dr. Hakan Fidan ve çalışma arkadaşlarının, Cihanşümul Kadim Türk Devletinin bekası için yaptıkları hizmetleri öyle değerlendirin.
KAYNAK: Ömer Çelik Dönmez / DikGazete.com