ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, camide cuma namazı öncesinde verdiği vaazdaki ifadeleri nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan ve tedbiren görevden uzaklaştırılan Akçakoca İlçe Müftüsü Şaban Soytekinoğlu'na ilişkin, "Hiç kimsenin ama hiç kimsenin hele hele maaşını milletin ödediği devlet memuru makamını işgal eden birinin, toplumu bölmeye ve parçalamaya yönelik sözlerini, kin ve nefret kusmasını asla kabul etmemiz mümkün değildir." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, video konferans yöntemiyle toplandı.
Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Öztrak, Pençe-Yıldırım Harekatı sırasında şehit düşen Uzman Onbaşı Eyyüp Gergin'e Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diledi.
Öztrak, Sakarya'nın Karasu ilçesindeki camide cuma namazı öncesinde verdiği vaazdaki ifadeleri nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan ve tedbiren görevden uzaklaştırılan müftü Soytekinoğlu'na ilişkin, şunları kaydetti:
"Akçakoca İlçe Müftüsü koltuğunda oturan bir kendini bilmez hadsiz, güya bir devlet görevlisi, bu ülkenin asli unsuru olan bazı yurttaşlarımıza, kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatıralarına hem de cami minberinden ağır ve kabul edilemez hakaretler etti. Bu müftü, bu makama layık değildir. İlk Diyanet İşleri Başkanımız Rıfat Börekçi'nin, milli ruh ve imanının yanından bile geçmemiş bu şahıs, o koltukta bir dakika dahi oturtulamaz.
Hiç kimsenin ama hiç kimsenin hele hele maaşını milletin ödediği devlet memuru makamını işgal eden birinin, toplumu bölmeye ve parçalamaya yönelik sözlerini, kin ve nefret kusmasını asla kabul etmemiz mümkün değildir. Bu adam hakkında, Diyanet İşleri Başkanlığının soruşturma başlatmış olması, açığa almış olması yetmez. Savcılar bu kendini bilmez hakkında halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten derhal yasal işlem yapmalıdır. Devlet olmanın gereği budur."
- "Bağımsız ve tarafsız yargı susuyor"
Türkiye'nin bir "mafya elebaşı"nın ifşa ve itiraflarını tefrika halinde izlediğini söyleyen Öztrak, "mafya-siyaset-ticaret ekseninde patlayan kanalizasyondan ortalığa tahammül edilemez kokular saçıldığını" kaydetti.
İddiaların korkunç olduğunu dile getiren Öztrak, "Saray sosyetesine mensup birçok kişi zan altında. Türkiye'ye yönelik uyuşturucu rotaları, Kolombiya'da ele geçen kokainler, Venezuela üzerinden gelen uyuşturucular, mafya-siyaset-ticaret şeytan üçgeni, faili meçhul cinayetler ve bunların faillerine ilişkin yeni iddialar var. Uğur Mumcu'nun katledilmesiyle ilgili ortaya atılan iddialar yenilir, yutulur cinsten değil." diye konuştu.
Bu çürük duvardan çekilmesi gereken hangi tuğla varsa artık onun çekilmesi gerektiğini ifade eden Öztrak, memleketin memleket olmaktan çıktığını savundu.
Öztrak, şöyle devam etti:
"Mafya konuşuyor ama asıl konuşması gerekenler susuyor. Adalet Bakanı susuyor. Bağımsız ve tarafsız yargı susuyor. Cumhuriyet savcıları susuyor. Havuz medyası susuyor. Bir İçişleri Bakanı konuşuyor, o da milletvekillerini zan altında bırakıyor. TBMM Başkanı da susuyor. Ama en önemlisi işler iyi giderken 'Bu ülkede her şeyin sorumlusu benim ben' diyen Erdoğan'ın şimdi gıkı çıkmıyor. Hiçbir şey yokmuş gibi 'dördüncü yargı paketi yolda' masalları anlatıyor. Hayırlara vesile olur inşallah. Fakat bugüne kadar beyefendinin açıkladığı her pakette yargıda işler düzelmeyi bırakın, hep daha kötüye gitti."
Öztrak, insanın sadece konuştuklarından değil, sustuklarından da sorumlu olduğunu dile getirdi.
Ülkedeki yerli ve milli üreticilerden almak yerine 11 bin kilometre uzaktaki Venezuela'dan peynir alındığını ve onun da toz çıktığını iddia eden Öztrak, "Son Başbakan'ın oğlu Venezuela'ya yardım için test kiti ve maske götürmüş. Babası öyle açıklıyor. Gittiği dönemde, Türkiye'de günlük vaka sayıları 15 bin 755. Venezuela'da 317. Filistin'de ise 1329. Venezuela'ya maske ve test kiti taşıma görevini oğlunuza kim verdi? Resmi heyetle Venezuela'da nasıl denk geldi? Madem yardım yapılacaktı vaka sayısı Venezuela'nın dört katı olan Filistin'e neden yardım etmediniz?" diye konuştu.
- "600 milletvekilini zan altında bırakan iddia ortalıkta bırakılamaz"
Öztrak, bugün devleti ve demokrasiyi korumak için yapılması gerekenlerin belli olduğunu, hukukun işletilmesi, adaletin çalıştırılması gerektiğini söyledi. TBMM'nin devreye sokulması ve sandığın milletin önüne getirilmesi gerektiğini belirten Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Siyaset pisliğe bulaştığında bunun temizliği öncelikle millet iradesinin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde siyaset kurumu tarafından yapılmalıdır. Bu çerçevede bir Meclis Soruşturma Komisyonu derhal kurulmalıdır."
Öztrak, "Tüm bu olayların göbeğindeki İçişleri Bakanının, bir milletvekilinin bir suç örgütü lideri tarafından, 'ayda 10 bin dolar maaşa bağlandığını' iddia ettiğini" söyleyerek, "Bakan, milletvekillerini zan altında bırakmıştır. TBMM Başkanı derhal İçişleri Bakanını çağırmalıdır. Bu konuda kendisinden bilgi almalı ve gereğini yapmalıdır. 600 milletvekilini zan altında bırakan bu iddia öyle ortalıkta bırakılamaz." şeklinde konuştu.
- "Merkez Bankasının kasasında yeterli döviz rezervi kalmadı"
Öztrak, 128 milyar doların hesabının hala verilmediğini, milletin 128 milyar dolarının Merkez Bankasının arka kapısından, hukuksuz biçimde buharlaştırıldığını iddia etti.
Faiz, döviz kuru ve enflasyonun rekorlar kırdığını ifade eden Öztrak, "Çünkü Merkez Bankasının kasasında sigorta olarak yeterli döviz rezervi kalmadı." dedi.
Yeni Hazine ve Maliye Bakanının geçen mart ayında açıkladığı eylem planında, "İç borçlanmada döviz cinsi borçlanmayı azaltacağız" sözü verdiğini belirten Öztrak, bu yılın ilk üç ayında yapılan iç borçlanmanın yüzde 39'unun, döviz cinsinden olduğunu söyledi.
Döviz cinsinden iç borçlanmanın Ekim 2017'ye kadar sıfırken artık iç borç stokunun dörtte birinin döviz ve altın cinsinden olduğunu, borç yükünün sıçradığını aktaran Öztrak, "128 milyar dolar gittiği için de dolar ve altın en ufak bir belirsizlik de artıyor, arkasından borç yükü sıçrıyor." diye konuştu.
Öztrak, 1 milyon 384 bin esnafa 4 milyar 622 milyon lira karşılıksız, koşulsuz destek verileceğinin açıklandığını hatırlatarak, hükümetin kaşıkla verdiğini kepçeyle geri aldığını öne sürdü.
Akaryakıttan alınan ÖTV'nin artırıldığını, benzinin litresine 55, mazotun litresine 67, oto gazın litresine 35 kuruş zam geldiğini ifade eden Öztrak, "Bu zamlarla haziran-aralık döneminde, milletten toplanacak ilave ÖTV yaklaşık 12 milyar lira. Yani ÖTV artışıyla milletin cebinden çekilip alınacak para esnafa verilecek hibenin neredeyse üç katı. Kalan 8 milyar lira da milletin sırtına bu iktidarın beceriksizliklerinin faturası olarak bindiriliyor." diye konuştu.
Bu sene pek çok bölgede ciddi kuraklık yaşandığını, bunun verimi düşürdüğünü ve çiftçinin üretim için harcadığı parayı geri almakta zorlandığını vurgulayan Öztrak, şöyle konuştu:
"Tarımda acil bir eylem planı gerekiyor. Çiftçinin hem bu sene yaptığı masrafı çıkarması hem önümüzdeki dönemde tarlasını ekebilmesi için ciddi destekler gerekiyor. Kuraklık nedeniyle özel bankalara olan borçlarının da uygun şartlarda ertelenmesi için şahsım hükümetinin derhal gerekli adımları atması gerekiyor. Çiftçi borçları yeniden yapılandırılırken de faizlerin silinip, silinen faizlerin destek alacaklarına mahsup edilmesi gerekiyor. Bu şekilde yeniden yapılanma yapmazsanız, önümüzdeki yıl çiftçi tarlasına girmekte zorlanır."
- "CHP iktidarında faili meçhuller mutlaka aydınlatılacaktır"
Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Parti Meclisi ne zaman toplanacak? Kamuoyuyla yeni anayasa çalışması ne zaman paylaşılacak?" sorusuna karşılık Öztrak, "Bu konuyla ilgili olarak gerekli açıklamayı Genel Sekreterimiz yapacaktır. Zamanında toplanacağız." dedi.
"Susurluk, JİTEM davasında beraat kararları bozuldu. Mehmet Ağar ve Korkut Eken'in de aralarında olduğu isimlere yeniden yargı yolu açıldı. Gündem ve zamanlama itibarıyla CHP'nin bu mahkeme kararlarına ilişkin yorumu nasıl olacak?" sorusuna Öztrak, şu yanıtı verdi:
"Bu çürük duvardan hangi tuğlanın çekilmesi gerekiyorsa artık çekilmelidir. Ancak bu kadar kirlenmiş metal yorgunu bir yönetim ve vesayet altındaki bir yargı Türkiye'deki faili meçhul cinayetleri aydınlatmaz, aydınlatamaz. Olsa olsa bunları zamanı geldiğinde kullanılacak bir koz diye saklar. Faili meçhullerin aydınlanması için ilkin Türkiye'nin bu kirli yönetimden arınması gerekir. CHP iktidarında faili meçhuller mutlaka aydınlatılacaktır."