ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnsan Hakları Eylem Planı ile sadece ifade vermek için mesai saati dışında yakalayıp gözaltına alma, otelde gecenin bir yarısı bulup gözaltına alma gibi uygulamalara son veriyoruz." dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlen İnsan Hakları Eylem Planı Tanıtım Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, İnsan Hakları Eylem Planı'nın beşinci amacının "kişi özgürlüğü ve güvenliğinin güçlendirilmesi" olduğunu, bu temel hak çerçevesinde pek çok yeniliği hayata geçirdiklerini belirtti.
Tutuklamanın bir koruma tedbiri olduğu, istisnai olarak başvurulması gerektiği yönünde mevzuatta önemli değişiklikler yaptıklarını anımsatan Erdoğan, tutuklamanın süresi, kapsamı, gerekçesi konusunda Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin bu alanda önemli bir iyileşme sağladığını söyledi.
Erdoğan, iktidara geldikleri 2002 yılında, cezaevlerinde bulunanların yüzde 41'i tutuklu iken, bugün bu oranın yüzde 17'ye gerilediğini bildirdi.
- İfade alma işlemleri
Ceza Muhakemesinin temel ilkelerine uygun şekilde, bu anlayışı daha da güçlendireceklerini, bunun için, "tutuklamada ölçülülük ve orantılılık" ilkeleri doğrultusunda, katalog suçların kapsamını daraltacaklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Katalog suçlarda 'somut delile dayanma şartı' getirerek, tutuklamanın istisnai bir koruma tedbiri olduğuna ilişkin ilkeyi tahkim ediyoruz. Sulh ceza hakimliklerinin tutuklama ve diğer koruma tedbirlerine ilişkin kararlarına karşı dikey itiraz usulü getiriyoruz. Adli kontrol tedbirlerini de, tutuklamada olduğu gibi üst süreye bağlıyoruz. Müdafi ile görüşme hakkını kısıtlayan kanun hükümlerini, özgürlükler lehine bir yorumla gözden geçiriyoruz. 'Konutu terk etmeme' adli kontrol tedbirinde geçen sürenin, sonuç cezanın infazından mahsubuna yönelik değişiklik yapıyoruz. Konuya sadece mevzuat yönüyle bakmıyor, uygulamadan kaynaklanan aksaklıkları da gündemimize alıyoruz. Vatandaşımızın, sırf ifade almaya yönelik yakalama kararları yüzünden özgürlüğünden mahrum kalmasını istemiyoruz. Eylem Planı'yla, sadece ifade vermek için mesai saati dışında yakalayıp gözaltına alma, otelde gecenin bir yarısı bulup gözaltına alma gibi uygulamalara son veriyoruz. İfade alma işlemleri artık 7 gün 24 saat yapılabilecek."
Şikayete bağlı suçlarda açıklamalı davetiye tebliğine rağmen mazeretsiz olarak duruşmaya gelinmemesi halinde, davanın düşürülmesine ilişkin değişiklik yaptıklarına dikkati çeken Erdoğan, böylece bu tür davalarda yıllarca açık duran dosyaları, sürüncemede kalan yargılamaları ortadan kaldıracaklarını aktardı.
- "Sistematik işkence ya da kötü muamele iddiaları, artık geride kalmıştır"
Erdoğan, Eylem Planı'nın altıncı amacının "kişinin maddi ve manevi bütünlüğü ile özel hayatının güvence altına alınması" olduğunu dile getirdi.
Kişilerin maddi ve manevi varlığının bütünlüğüyle kastedilenin, fiziksel ve manevi dokunulmazlığı olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"İnsan onur ve haysiyetini korumak, devletin en önemli varlık sebebidir. Bunun için, 'işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans' anlayışını istisnasız bir şekilde hayata geçirdik. Geçmişte hep tartışılan sistematik işkence ya da kötü muamele iddiaları, artık geride kalmıştır. İşkenceyi, en ağır yaptırımlarla soruşturan Türkiye, bu konuda zaman aşımını kaldıran dünyadaki ender ülkelerden biridir. Bu alandaki kazanımlarımızı korumak için, kolluk görevlileri ile çarşı ve mahalle bekçilerine zor ve silah kullanımı ile kötü muamele teşkil edebilecek hususlar hakkında düzenli olarak eğitim veriyoruz. İşkence iddialarıyla ilgili disiplin soruşturmalarında da zaman aşımını kaldırıyoruz. Hastanelerde adli muayeneye özgü birimleri ve fiziki mekanları yaygınlaştırıyoruz. Görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle bir hak ihlaline sebebiyet veren kamu görevlileri hakkında rücu ve disiplin işlemlerinin etkinliğini artırıyoruz. Soruşturmaların etkili bir şekilde yürütülmesini temin etmek amacıyla, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısına, yargılama sonucunun bildirilmesini sağlıyoruz. Yine bu kapsamda, olay yeri inceleme, adli arama ve fiziki el koyma işlemlerinin dijital olarak kayıt altına alınması zorunluluğunu getiriyoruz."
- Aile içi şiddet ve kadına karşı şiddet
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kişi güvenliğini sağlamaya yönelik mücadelenin en önemli unsurlarından birinin de aile içi şiddetle ve kadına karşı şiddetle mücadele olduğunu vurguladı.
Ülkede 2012 yılında yürürlüğe giren 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un, kendi alanında çok ileri bir düzenleme olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Tek bir kadının dahi şiddet mağduru olmadığı güne kavuşana kadar kurumlarımızın, sivil toplumun, medyanın ve toplumun tüm kesimlerinin iş birliğiyle, bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Eylem Planı'mızla, kadına karşı şiddet suçlarını etkin bir şekilde soruşturmak amacıyla kurulan özel soruşturma bürolarını ülke genelinde yaygınlaştırıyoruz. Eşe karşı işlenen suçlarla ilgili öngörülen ağırlaştırıcı sebebi, boşanmış eşi de kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Tek taraflı ısrarlı takip fiillerini ayrı bir suç olarak düzenliyoruz. Şiddet mağduru kadınlara avukat görevlendirilmesini sağlıyoruz." diye konuştu.
Eylem Planı'nda kişilerin fiziksel şiddet yanında onur ve haysiyetlerinin korunmasının da ayrıca düzenlendiğini aktaran Erdoğan, bu kapsamda, kişinin, dava konusu olayla ilgisi bulunmayan hususlardaki mahremiyet alanının korunması için gereken tüm tedbirleri aldıklarını ifade etti.
"İletişimin tespiti ve dinlenmesi şeklindeki koruma tedbiriyle elde edilen kayıtların, beraat kararı verilmesi halinde de yok edilmesini sağlıyoruz." diyen Erdoğan, üst ve beden aramalarının, insan onurunu zedelemeyecek şekilde yapılmasına yönelik kararlılıkları doğrultusunda, kolluk ve infaz kurumu personeline düzenli eğitimler vermeye devam edeceklerini söyledi.
- Ceza infaz kurumlarında dijital dönüşüm
Erdoğan, ceza infaz kurumlarında dijital dönüşümü tamamladıklarını, bu çerçevede, hükümlü ve tutukluların yakınlarıyla görüntülü görüşebilmelerinin yanında, mektup alıp gönderme, dilekçe verme ve sağlık durumunu takip gibi işlemlerde de teknolojiden yararlanılacağını belirtti.
Denetimli serbestlik yükümlülerinin meslek edinmelerini sağlamak için halk eğitim merkezleri, İŞKUR, yerel yönetimler ve özel sektör iş birliğiyle programlar düzenlediklerini anımsatan Erdoğan, "Kamuya yararlı bir işte çalışma yükümlülüğünün, bu kurslarda yerine getirilebilmesini sağlıyoruz. Bu başlık altındaki bir diğer önemli hedefimiz olan kişisel verilerin işlenmesinde özel hayatın korunmasını sağlamak için, Kişisel Verileri Koruma Kanunu'nu, Avrupa Birliği standartları ile uyumlu hale getiriyoruz. Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun idari para cezası kararlarına karşı sulh ceza hakimlikleri yerine idari yargıya başvuru imkanı da sağlıyoruz." ifadesini kullandı.
İnsan Hakları Eylem Planı'nın yedinci amaç başlığının, "mülkiyet hakkının daha etkin korunması" olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Mülkiyet hakkı, vatandaşımızın sosyal ve ekonomik yönden gelişimini temin eden temel bir haktır. Doğuştan kazanılan bu hakkı korumak, devletin öncelikli vazifelerinden biridir. Kamu idareleri, mülkiyet hakkını kullanmayı zorlaştıracak uygulamalardan büyük bir hassasiyetle kaçınmak mecburiyetindedir. Bu anlayışla, acele kamulaştırmaya ilişkin hükümleri de içerecek şekilde, kamulaştırmayla ilgili tüm mevzuatı yeniden ele alıyoruz. Kamulaştırmasız el atmaya karşı valilikler nezdinde idari bir başvuru yolu getiriyor, bu hususta kusuru bulunan kamu görevlilerine de idari yaptırım yolunu açıyoruz. Aynı şekilde, kamulaştırmasız el atma eylemlerinden kaynaklı davaların öncelikle görülmesini sağlıyoruz. İcra takibi ve yargılama süreçlerinden kaynaklı mağduriyetlerin önüne geçmek için, İcra ve İflas Kanunu ile ilgili yönetmeliği, mülkiyet hakkının en geniş şekilde korunmasını sağlayacak şekilde yeniden düzenliyoruz. İdari yargıda mülkiyet hakkını etkileyen hususların ivedi yargılama usulüyle hızlı biçimde çözümüne imkan sağlıyoruz. İmar planı izleme, değerlendirme ve denetleme sistemi oluşturuyoruz. Yine, imar planlarında parselasyon işlemlerinden doğan mağduriyetleri gidermeye yönelik çalışma yapıyoruz.
Kamu idarelerinin taraf olduğu aynı nitelikteki uyuşmazlıklarda 'pilot dava' usulü getiriyoruz. Pilot davada verilecek kararın aynı konudaki uyuşmazlıklar bakımından bağlayıcı olmasını temin ederek, gereksiz vakit kayıplarının ve kaynak israflarının önüne geçiyoruz. İdarenin, haklı olduğu belli olan vatandaşa 'git davanı aç, kazan öyle gel' şeklinde özetleyebileceğimiz tavrına son veriyoruz. Yerleşik yargı içtihatlarının idare tarafından düzenli olarak takip edilmesini sağlayarak, başvuruları kabul etme ve davadan vazgeçme gibi konularda kurumların yetkilerini artırıyoruz. Tapu siciline idareler tarafından konulan kamusal kısıtlamaları da elektronik ortamda malik ve ilgililerin erişimine açıyoruz."
- Çocuğun üstün yararı ilkesi
Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı'nın sekizinci amacının, "toplumsal refahın güçlendirilmesi ve kırılgan kesimlerin korunması" olduğunu bildirdi.
Bu amaç altındaki hedeflere çocuk haklarıyla başladıklarını vurgulayan Erdoğan, şu görüşleri paylaştı:
"Çocuğun üstün yararı ilkesi doğrultusunda bugüne kadar mevzuat ve uygulamada gerçekleştirdiğimiz reformları, bu çalışmayla derinleştiriyor, güçlendiriyoruz. Çocukların fiziki ve ruhi gelişimlerinin desteklenmesi için onların dijital riskler, siber zorbalık ve internet bağımlılığından korunmasına yönelik çalışmaları en üst seviyeye çıkarıyoruz. Uluslararası koruma ve geçici koruma kapsamındaki kimsesiz çocukların bakım ve gözetiminin daha etkin sağlanabilmesi için tüzel kişi vesayet sistemini hayata geçiriyoruz.
Çocuk adaleti uygulamalarını da güncelliyoruz. Çocuk mahkemelerindeki duruşma salonlarını, çocuk dostu olacak şekilde tasarlıyor, duruşmalara hakim, savcı ve avukatların cübbe giymeksizin katılımına imkan sağlıyoruz. Aile mahremiyeti ve çocuğun üstün yararının daha iyi korunabilmesi amacıyla aile ve çocuk mahkemelerinin müstakil bir kampüs içinde bulunacağı yeni bir adliye mimarisi modeli geliştiriyoruz. Denetimli serbestlik müdürlüklerinde çocuk büroları kuruyoruz. Suça sürüklenen çocukların adli süreçlerinin her aşamasını, bu bürolar vasıtasıyla takip ediyoruz."
Eylem Planı'nda gençlik haklarının da güçlü bir şekilde yer aldığına dikkati çeken Erdoğan, gençlerin karar alma süreçlerine ve kamu hizmetlerine katılımını, liyakat ve eşitlik temelinde güvence altına almayı amaçladıklarını anlattı.
Gençlerin toplumsal ve demokratik hayata katılımını artırmak için ortaöğretim müfredatına "Gönüllülük Çalışmaları" koyacaklarını ve bunu üniversitelerde de yaygınlaştıracaklarını kaydeden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dijital dünyada kariyer yapmak isteyen gençlerimizin, uluslararası alanda geçerli sertifika programları yoluyla, yazılım sektörüne kazandırılmalarını sağlıyoruz. Gençleri aile kurmaları yönünde teşvik için evlilik yardımının kapsamını genişletiyoruz. Yine, gençlerin iş gücü piyasasına aktif katılımları için 'genç istihdamı ulusal strateji belgesi' hazırlayarak, staj imkanlarını geliştiriyoruz. İstanbul'da bir Birleşmiş Milletler Gençlik Merkezi kurulmasına yönelik çalışmalara hız veriyoruz. Böylece, Birleşmiş Milletler 2030 Gençlik Stratejisi'nin etkin bir şekilde uygulanması hedefine de katkıda bulunmak istiyoruz."
- Engelli ve yaşlı bireylerin hakları
Erdoğan, desteklemeye ve özel politikalar geliştirmeye devam edecekleri bir diğer grubun da engelli ve yaşlı vatandaşlar olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Engelli bireylerin üst kademe kamu yöneticiliği ile mesleklerine uygun kamu görevlerinde istihdamını zorlaştıran hükümleri tespit edip kaldırıyoruz. Sağlık raporlarında engellilik oranı ve haline ilişkin kriterlere bir standart getirerek, bu konuda yaşanan sorunları gideriyoruz. Engelli ve yaşlı vatandaşlarımızın oy kullanma süreçlerine tam katılımını sağlamak ve kolaylaştırmak için yeni tedbirler alıyoruz. Ayrıca, engelli öğrencilerimizin yurtlarda ücretsiz barındırılmasını sağlıyoruz. Sosyal ve insani politikalar açısından, cezaevlerinde bulunan-bulunmayan gibi bir ayrımı doğru bulmuyoruz. Özel infaz usullerinin kapsamını genişletmeye devam ederek, ağır hasta, yaşlı veya engelli hükümlülerin cezalarının konutlarında infazının imkanlarını artırıyoruz. Yaş veya sağlık sebebiyle ceza infaz kurumunda hayatını tek başına idame ettiremeyen hükümlüler için denetimli serbestlik uygulamasının alanını genişletiyoruz. Uluslararası koruma ve geçici koruma kapsamındaki yabancıların rehabilitasyonu ve adalete erişimlerinin güçlendirilmesi için de çalışmalar yapıyoruz. Geri gönderme merkezlerindeki barınma şartlarına ilişkin şikayetleri incelemek üzere etkili bir başvuru yolu oluşturuyoruz. Yabancılar için hazırlanan şüpheli, sanık ve mağdur hakları formlarını yaygın dillere tercüme ederek, ilgililerin kolayca ulaşımına açıyoruz. İnsan ticaretine ilişkin suç ve cezaları, Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi ve GRETA tavsiyeleri çerçevesinde yeniden ele alıyoruz."
Toplumsal refahın güçlendirilmesi için sağlıklı ve yaşanabilir çevrenin korunmasının vazgeçilmez öneme sahip olduğunu, bunun için çevrenin, doğanın ve özellikle ormanların korunmasına yönelik yürüttükleri iletişim kampanyalarına devam ettiklerini dile getiren Erdoğan, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım oranını artırdıklarını aktardı.
Erdoğan, "Tabiatı ve çevreyi beraber paylaştığımız hayvanları 'mal' olarak değil 'can' olarak gören bir anlayışla mevzuat değişikliği yapıyoruz." dedi.
Gıda güvencesinin sağlanması için tüketici örgütleri temsilcilerinin de bulunduğu bağımsız bir mekanizma oluşturacaklarını anlatan Erdoğan, toplum sağlığının korunması kapsamında uyuşturucu ile mücadeleye kararlılıkla devam edildiğini kaydetti.
Önleme ve tedavi görevlerini yürüten ÇEMATEM ve AMATEM'lerin sayılarını, kapasitelerini ve etkinliğini artırdıklarını anlatan Erdoğan, "Uyuşturucu kullanımından ilk kez denetimli serbestlik kararı alanların rehabilitasyon ve tedavilerinin ara kontrollerle izleneceği, 5 yıl süreli 'bağımlılık takip modeli' kuruyoruz. Fiziki çevrenin korunması ve çevre sağlığının geliştirilmesi kadar, dijital mecralarda da insan haklarını koruyacak tedbirler getiriyoruz. İfade özgürlüğü dengesini bozmayacak şekilde bireylerin kişilik haklarının sosyal medya üzerinden ihlaline yönelik fiillerle mücadeleyi artırarak sürdürüyoruz." diye konuştu.
(Sürecek)