TBMM (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "(Nereye harcandı?) diye yaygarası yapılan 128 milyar dolar, ne buhar olmuştur ne de haksız ve hukuksuz yere herhangi birilerinin cebine girmiştir. Bu para ve çok daha fazlası, ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş, yani yer değiştirmiş, ama sonuçta çoğu yine ülkemizin değeri olarak yurt içinde kalmıştır." dedi.
Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Merkez Bankası rezervlerinin her kuruşunun ne olduğu, neye karşılık geldiği, nasıl toplandığı ve niçin kullanılabileceğinin belli olduğunu ifade etti.
En basit ifadesiyle Merkez Bankası rezervlerinin, çeşitli yöntemlerle piyasadan sağlanan emanet paralar ile altın varlığının ve şayet varsa cari fazlanın toplamından oluştuğuna işaret eden Erdoğan, rezervin amacının, ithalatçısından yatırımcısına, reel sektöründen vatandaşına kadar dövize ihtiyaç duyulan işlemlerde ortaya çıkan talebi karşılamak olduğunu anımsattı.
Merkez Bankasının bu işlemleri bir süredir, ihale yoluyla değil, Asya piyasalarından Türkiye'ye yönelik gece yarısı operasyonlarının önüne geçmek için 24 saat esasına göre çalışan piyasa yapıcısı bankalar eliyle yürüttüğünün altını çizen Erdoğan, "Piyasa, döviz talebini kendi içinde karşılayabiliyorsa, Merkez Bankasına ihtiyaç kalmaz. Nitekim geçtiğimiz haftalarda, yaklaşık 15 milyar dolarlık böyle bir işlem, Merkez Bankasına ihtiyaç kalmadan, piyasanın kendi dinamikleri içinde gerçekleşmiştir." bilgisini verdi.
Erdoğan, bu talebi piyasa karşılayamıyorsa, o zaman Merkez Bankasına görev düştüğüne işaret ederek, "Zaten Merkez Bankasındaki döviz rezervlerinin amacı da budur. Merkez Bankası bu görevini yapmazsa ne olur? Öncelikle arz-talep dengesizliğinden dolayı döviz kuru istikrarsız bir şekilde yükselir. Şayet buna rağmen talep karşılanmazsa, uluslararası piyasalarda ülke olarak temerrüde düşersiniz." değerlendirmesini yaptı.
- "Turşusunu kurmak için değil..."
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"(Nereye harcandı?) diye yaygarası yapılan 128 milyar dolar ne buhar olmuştur ne de haksız ve hukuksuz yere herhangi birilerinin cebine girmiştir. Bu para ve çok daha fazlası, ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş, yani yer değiştirmiş ama sonuçta çoğu yine ülkemizin değeri olarak yurt içinde kalmıştır. Günün sonunda ise ekonomik işleyişin tabii sonucu olarak, bu paranın çok önemli bir kısmı yeniden Merkez Bankası rezervine geri dönmüştür. Üstelik Merkez Bankası bu işlemleri yaparken zarar bir yana, son iki yılda 98 milyar lira kar etmiş ve bunu da Hazineye aktarmıştır.
Merkez Bankası rezervini 27,5 milyar dolardan 135 milyar dolara çıkartan da bizdik Bay Kemal. Bu rezervi turşusunu kurmak için değil, ülkemizin ihtiyaç duyduğunda kullanması için büyütmüştük; o günler geldiğinde de kullandık. Halihazırda Merkez Bankamızın 90 milyar dolara yakın rezervi var. Bu rezerv, ihtiyaç duyulduğu anda yine kullanılabilir veya rezerv yarın öbür gün 100 milyar doların üzerine de çıkabilir. Bunların hepsi de ekonominin kendi dinamikleri içinde yürüyen işlerdir. Elbette bu bir ekonomi politikası tercihidir. Türkiye, serbest piyasa ekonomisi olarak ifade edeceğimiz bu tercihi, çok önceden yapmış bir ülkedir."
-"Türkiye geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyümeyi başardı"
Erdoğan, bu kritik dönemde sergiledikleri güçlü duruşla, Türkiye’yi hem içeride hem dışarıda sıkıntıya düşürmeden bir büyük dalgayı göğüslediklerine, etkisiz hale getirdiklerine inandıklarını söyledi.
Üstelik bununla da kalmadıklarını dile getiren Erdoğan, "Toplamda 60 milyar liranın üzerinde bir kaynağı 'sosyal koruma kalkanı' başlığı altında her kesimden insanımıza hibe şeklinde dağıtarak, vatan toprakları içinde hiç kimseyi sahipsiz bırakmadık. Ayrıca 311 milyar liralık bir kaynağı da üretimi ve istihdamı desteklemek için harekete geçirerek, reel sektörün bu zorlu dönemde ayakta kalmasını, işini yürütmesini sağladık. Bu sayede, gelişmiş ülkeler dahil dünyadaki diğer devletler çok ciddi ekonomik daralmalarla başa çıkmaya çalışırken, Türkiye geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyümeyi başardı, istihdamını büyük ölçüde korudu, üretimini artırarak sürdürdü. Hatta, döviz talebinin önemli bir kısmı da kapasitesini artıran fabrikalarımızın makine, ham madde ve ara mamul ithalatından kaynaklanmıştır. Nitekim bu yılki büyüme hedefimiz yüzde 5’in üzeridir." diye konuştu.
(Sürecek)