ANKARA (AA) - Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kadına yönelik şiddetle mücadelede 2021-2025 yıllarını kapsayacak 4. Ulusal Eylem Planı'nın hazırlandığını belirterek, şiddetle mücadelede hedeflenen gerçek başarının toplumun tüm kesimlerinin katkılarıyla mümkün olacağına dikkati çekti.
Selçuk, Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezinde (GAMER) Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon, İzleme ve Değerlendirme Toplantısında konuşma yaptı.
Kadın güçlü olduğunda ailenin, aile güçlü olduğunda ise toplumların güçlü olacağının altını çizen Selçuk, kadınların aileyi ve toplumu ayakta tuttuğunu, ürettikleri değerlerle de geleceği inşa ettiklerini söyledi.
Selçuk, geçmişe bakıldığında yükselen her medeniyetin öznesinin yine kadın olduğunu vurgulayarak, "Bugün artık bir toplumun gelişmişlik düzeyini kadınlarımıza verdiğimiz değerle, kadınlarımızın sosyo-ekonomik statülerine bakarak anlıyoruz. Dolayısıyla kadına verdiğimiz her desteği aileye verdiğimiz bir destek ve aynı zamanda geleceğimize verdiğimiz bir destek olarak görüyoruz." diye konuştu.
Bakan Selçuk, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu anlamda verdiğimiz desteğin önündeki en büyük engellerden, düşmanlardan biri şiddet olgusu. Şiddet sadece kadınların öz güvenini, itibarını, emeğini hedef alan bir faktör değil, aynı zamanda şiddet aile birliğimizi, bütünlüğümüzü de zedeleyen, kültürel kodlarımıza da zarar veren bir faktör.
Şiddet sadece ülkemizde de değil, küresel bir sorun olarak yer almaktadır. Dünyanın farklı bölgelerinde de şiddetten en çok mağdur olanların kadınlar ve çocuklar olduğunu da görmekteyiz. Dolayısıyla toplumun tüm kesimlerini doğrudan ilgilendiren şiddetle mücadelemizde iş birliğimizin ve dayanışmamızın güçlendirilmesini çok önemsiyoruz."
Kurumlar arası iş birliğinin artmasında büyük bir ivme kazanıldığının altını çizen Selçuk, bütün imkan ve kabiliyetlerinin bu noktada sürdürülmesinde de kararlı olduklarını belirtti. Selçuk, her yıl Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon, İzleme ve Değerlendirme Toplantıları yapıldığını, bu toplantıların, yol haritasının oluşturulmasına, şiddetin önlenmesi ve şiddetle mücadelede ulusal ve yerel düzeyde kapsayıcı ve etkin uygulamaların hayata geçirilmesine büyük katkı sağladığını kaydetti.
- "Son 19 yılda kadınlarımız çok büyük kazanımlar elde etti"
Bakan Selçuk, bu toplantılara tüm kamu kurum ve kuruluşlarının katılımının ve ortak akılla oluşturulacak uygulama birliğinin önemine değindi. Özellikle yereldeki şiddet vakalarının çok boyutlu ele alınmasının zorunlu olduğunu dile getiren Selçuk, şiddetin kökteki nedenlerinin bulunmasının gerekliliğine işaret etti.
Selçuk, akademilerin de bu noktada çok büyük önem taşıdığını belirterek, şöyle devam etti:
"Üniversitelerimizin akademik katkılarıyla kanıta dayalı yerel politikalar geliştirebileceğimize de inanıyoruz. Çünkü, şiddetin temel nedenlerinden biri olarak, ki onda da epey mesafe kat ettik, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı geliyor. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, diğer şiddetin kök sebeplerine dayalı sebepleri analiz etmeden şiddeti bütünüyle yok etmek mümkün olmayacak. Şiddetin kök nedenlerinin detaylandırılması bizim çok önem verdiğimiz bir konu.
Bakanlığımız olarak da kadınlara karşı ayrımcılığı önlemek, kadının insan haklarını korumak, geliştirmek için ve kadınların toplumsal hayatın tüm alanlarında hak, imkan ve fırsatlardan eşit olarak yararlanmasını sağlamak üzere kapsamlı çalışmalar yürütmekteyiz."
Kadına yönelik şiddeti açık bir insan hakları ihlali olarak gördüklerini vurgulayan Selçuk, şiddete karşı sıfır tolerans ilkesiyle çalışmalara devam ettiklerini söyledi. Selçuk, "Son 19 yılda kadınlarımız çok büyük kazanımlar elde etti. Bugün geldiğimiz noktada, bu zorlu mücadelede iş mevzuatımızdan da aldığımız güçle önemli bir aşamaya gelmiş durumdayız." dedi.
Selçuk, anayasa, yasalar ve diğer iş mevzuatından aldıkları güçle kadınları korumanın, güçlendirmenin her zaman öncelikli meseleleri olarak devam edeceğini vurguladı.
- "81 il için yeni eylem planları oluşturacağız"
İlk Ulusal Eylem Planı'nın 2007 yılında devreye girdiğini anımsatan Selçuk, "Biz 2007 yılından beri, üç Ulusal Eylem Planını tamamlamış olduk. Şu anda 2021-2025 yıllarını kapsayacak şekilde 4. Ulusal Eylem Planımızı da yine kamu kurum ve kuruluşlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın, üniversitelerimizin de destekleriyle hazırladık. Önümüzdeki 5 yıl boyunca da kadına yönelik şiddetin her türlüsü ile mücadelede hem mevzuatı daha etkin uygulamayı, merkezi ve yerel düzeyde erişilebilir hizmet sunumunda iyileştirmeyi ve şiddet mağdurunu güçlendirmeyi ve şiddet uygulayanı da rehabilite etmeyi önemseyeceğiz." diye konuştu.
"Son yıllarda ivme kazandığımız konulardan biri de idari kayıtları temin edebilmekti. Bu noktada kapsamlı koordinasyon planı sayesinde hem bilgi akışını hızlandırmak hem de sağlıklı veriye ulaşabilmek anlamında çok önemli bir mesafe kaydettik. Bu 2021 sonunda bitecek olan koordinasyon planımızdaki 75 faaliyetin de bir çoğunu daha yıl bitmeden tamamladık. Bu koordinasyon planımızın inşallah yıl bitmeden 2. etabını da açıklayacağız. Böylelikle biz bütün faaliyetlerimizde eşgüdümlü olarak devam edeceğiz.
Yeni dördüncü planımızla beraber önem verdiğimiz konulardan biri de illere nüfuz edebilmek, yerelde etkinleştirebilmek olacak. Yeni eylem planında 81 ilimiz için yeni eylem planları oluşturacağız. Dolayısıyla burada da valilerimiz ve il müdürlerimize çok önemli görevler düşecek. Çünkü istiyoruz ki il il şiddet risk haritasını beraber oluşturalım."
Bu konuda sağlık bilgi ve veri akışının çok büyük önem taşıdığını dile getiren Selçuk, "Dolayısıyla il düzeyinde etkin şekilde planlanması ve izlenmesi için şiddet risk haritalarının çıkarılması önümüzdeki dönemin en önemli hedeflerinde biri." vurgusunu yaptı.
- "Sosyal hizmet merkezleri ve ilçelerde şiddet izleme ve irtibat büroları oluşturuldu"
Selçuk, kurumsal hizmet birimlerine ilişkin de altyapıyı güçlendirmek için çalıştıklarını dile getirerek, şu bilgileri aktardı:
"Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM), 2012 yılında 14 pilot ilde başlamıştı. Bugün hamdolsun 2019 yılı itibarıyla 81 ilimizde Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimiz var. Biz 81 ilimizdeki Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimizin yeterli gelmeyeceğini düşünerek şu anda bütün sosyal hizmet merkezlerimizde de ilçelerimizde şiddet izleme ve irtibat büroları oluşturduk. Dolayısıyla da şu anda bütün sosyal hizmet merkezlerimizle de kadınlarımızın, mağdurlarımızın ulaşabileceği şiddet önleme irtibat noktalarımız var."
ŞÖNİM'ler sayesinde hizmetlerin daha erişilebilir bir noktaya geldiğine işaret eden Selçuk, "Daha fazla vatandaşımıza da bu noktada hizmet edebiliyoruz. ŞÖNİM'ler ve sosyal hizmet merkezlerimizi de dahil ettiğimizde 437 hizmet noktasında varız. Dolayısıyla şiddet mağdurlarımızı bu sayede önleyici ve koruyucu hizmetlerimizden de faydalanıyoruz.
Şu anda 148 kadın konuk evimizde 3 bin 500'ü aşkın kapasiteyle hizmet sunmaktayız." dedi.
2020 yılında 2 ile daha kadın konukevi açtıklarını hatırlatan Selçuk, 7 ilde de 9 yeni kadın konukevinin hizmete açılması için çalıştıklarını söyledi. Bakan Selçuk, "2021 yılı bitmeden 148 sayısını daha da artıracağız. 100 bini aşkın nüfusu olan bütün belediyelerimizin de kanun, mevzuattan kaynaklı olarak kadın konukevlerini açma ve bunun sürdürülebilirliğini sağlama noktasında da vazifeleri var. Özellikle belediyelerin kadın konukevlerini, barınma ihtiyacı olan mağdur kadınlarımızın ulaşması açısından önemsiyoruz. Kadın konukevlerimizde de hem kadınlarımıza hem de çocuklarımıza hizmet vermekteyiz." ifadelerini kullandı.
Şiddet mağduru kadınların istihdam edilebilirliğini ve iş edinmelerini kolaylaştırmak için çalışmaların İŞKUR aracılığıyla sürdüğünü anlatan Selçuk, şiddet mağduru kadınların ve beraberindeki çocukların psiko-sosyal gelişimlerini desteklemek amacıyla yaşadıkları travmalara da daha etkin müdahale edebilmek açısından psiko-sosyal destek rehberi hazırladıklarını belirtti. Selçuk, "Bu psiko-sosyal destek rehberimizi de 2021 yılı içerisinde tüm illerimize dağıtmış olacağız." diye konuştu.
Şiddet içeren davranış kalıplarını değiştirmeye yönelik program geliştirmek durumunda olduklarını ifade eden Selçuk, "Bunlar hep belirttiğimiz gibi öfke kontrolü, stresle baş etme gibi. Bu noktada da eğitim programlarının içeriğinin hazırlığını tamamladık, 40 ilde bu programları uygulayacak personelimize oryantasyon eğitimleri vererek pilot uygulamasına da başladık. İnşallah önümüzdeki dönemde 81 ilimizde bu programları yaygınlaştıracağız." açıklamasında bulundu.
- "Mücadelede elimizi güçlendirecek en önemli kuvvet medyanın dili olacak"
Bakan Selçuk, sadece şiddet değil aynı zamanda barınma ihtiyacını da göz önünde bulundurarak 49 ilde 71 tesisi barınmak amacıyla kullandıklarını aktardı.
Elektronik kelepçe uygulamasını 2021 itibarıyla 81 ilde yaygınlaştırdıklarını dile getiren Selçuk, şöyle devam etti:
"Bunun takip işlemleri GAMER (Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi) tarafından yürütülecek. Biz de yönetmelik çalışmasını tamamlamış olduk. Farkındalık eğitimleri şiddetle mücadelede çok önemli. Fakat bu farkındalık eğitimlerinde belirttiğimiz gibi samimiyetle, içerik odaklı ve nitelikli yapmayı çok önemsiyoruz. Şu ana kadar biz bütün farkındalık eğitimleri ile 2 milyon kişiye ulaştık.
Medyanın şiddete yönelik mücadelede bizim yanımızda durması, doğru dili kullanması önemli. Gerek bütün programlarla, dizilerin dilleriyle... Dolayısıyla şiddetle mücadelede bizim elimizi güçlendirecek en önemli kuvvet medyanın dili olacak. Hem şiddet olaylarının televizyon haberlerinde aksettirilmesi hem de dizilere ve diğer bütün programlarda bunun dilinin uygulanması noktasında da biz medyanın desteğini rica ediyoruz. Önümüzdeki dönemde medya ile bu konuda iyi bir iş birliği sağlayacağımıza da inanıyorum.
Medya, toplum üzerindeki en büyük eğiticilerden. En büyük ulaşım kanallarından bir tanesi. Dolayısıyla medyanın dilinin şiddetle mücadelede bizlerle eş güdümlü olmasını önemsiyoruz. Her daim insana saygı, insana değer vermek, en önemli önceliğimiz."
Şiddet ile mücadelenin, siyasetin ve ideolojilerin üstünde bir konu olarak görülmesi gerektiğine dikkati çeken Selçuk, şunları kaydetti:
"İnsan hayatının söz konusu olduğu bir konuyu politik bir argümana dönüştürmeyi veya siyasi rant aracı olarak kullanılmasını da asla kabul etmiyoruz. Nitekim Cumhurbaşkanımızın da iradesiyle biz kadına yönelik şiddetle mücadelede her geçen gün daha da güçlü bir şekilde irademizi ortaya koymaya devam ediyoruz. Biz gücümüzü metinlerden almıyoruz, biz gücümüzü milletin iradesinden alıyoruz. Dolayısıyla şiddetle mücadelede hedeflenen gerçek başarı da inşallah toplumun tüm kesimlerinin katkılarıyla mümkün olacak."