TBMM (AA) - TÜİK Başkanı Sait Erdal Dinçer, "TÜİK'in yayınladığı verilerin, maalesef ki, sürekli olarak yanlış veya hatalı, eksik veya fazla olduğu şeklindeki ifadeler beni üzüyor. Kurumu dışarıdan izlediğimde ben de pek çok kişi gibi bununla ilgili şüpheler içine zaman zaman düştüğüm olmuştu. Ancak kurumun içinde 4 bine yakın çalışanı, 26 bölgede merkezi ve 81 ili bilfiil kapsayan büyük bir kurum içinde, bu işlerin, bu veri akışının, veri evresinin ve bunların hazırlanmasının, sunulmasının, raporlarının ne kadar ciddi ve titiz bir şekilde gerçekleştirildiğini bizzat görmek kaydıyla inanılmaz mutlu oldum." dedi.
AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık başkanlığında toplanan Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, TÜİK, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü ile Kamu Denetçiliği Kurumunun bu alandaki istatistiki verilerini, çözüm önerilerini, değerlendirmelerini dinledi.
Kamu Denetçiliği Kurumu Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, komisyonda yaptığı sunumda, Kuruma yapılan başvuruları titizlikle incelediklerini, bu konuda idarelerden bilgi ve belgeler istediklerini, araştırmalar yaptıklarını, ihtiyaç hasıl olursa yerinde incelemeler de yaptıklarını söyledi.
Kurumun, kadınlarla ilgili gelen şikayetlerde sadece yazışmalar yapmadığını, çoğu zaman bu sorunların daha net anlaşılması, çözüm önerilerinin daha etkili, kararların daha tesirli olması için mini toplantılar yaptıklarını dile getiren Malkoç, önemli paydaşlarından olan sivil toplum kuruluşlarının da çözüm önerilerini dinlediklerini ifade etti.
Malkoç, kurumun şikayet üzerine inceleme yaptığını belirterek, şikayet gelmese bile toplumda gündeme gelen, temel sorun niteliğinde konular varsa oralarda da özel raporlar hazırlayabildiklerini söyledi.
Türkiye'de hak ve özgürlükler konusunda, kadın hakları konusunda ve diğer konularda mevzuat düzenlemelerinin bulunduğunu anımsatan Malkoç, "Uygulamada çok sıkıntılı, zorluklarla karşılaşıyoruz. Çalışmalarımızda tespit ettiğimiz önemli problemler var. Kadına şiddet, insan hakları, kadın hakları konusunda Türkiye'de kurum eksikliği olmadığı kanaatindeyiz ama kurumlar arasında ciddi anlamda koordinasyon eksikliği var. Burada da en önemli görev Aile Bakanlığına düşüyor." dedi.
Kadın hakları, kadına karşı şiddet konusunda çalışan kamu ve STK’lerdeki görevlilerin hem teşvik açısından hem de yaptıkları iş açısından mutlaka periyodik eğitimlerinin yapılması gerektiğini belirten Malkoç, şöyle devam etti:
"Kadın hakları, kadına karşı şiddetle ilgili, kadın cinayetleriyle ilgili mutlaka Türkiye'de bir akademi kurulması gerekir. Bunu, kamu kurumlarından birisinin üstlenebileceği gibi üniversitelerden birisine de bu görev verilebilir.
Yine çok feci bir durum; kadın hakları, kadına şiddet, kadın cinayetleriyle ilgili yaklaşımda medyanın dili çok kötü, haber veriş biçimi facia; adeta kadına şiddeti teşvik edici şekilde. Hepimiz gazetelere, sosyal medyaya bakıyoruz, içimiz yanıyor. Ama o haberlere eşiyle, kız arkadaşıyla arasında problemler olanlar baktığında; 'Burada kadını dövmüş, burada kadını öldürmüş, ben de böyle yapmam gerekir...' diye bir haber dili var. RTÜK’ün bu konuda çalışması var ama bu çalışmalar genellikle vakalar olduktan sonra yapılan çalışmalar. Bir önleyici haber dilini Türkiye inşa etmek zorunda. Yaptığımız tespitlerde kadına karşı şiddet işleyenlerin büyük kısmı, bu haberlerden etkilenerek yapmış bunu. Adeta okuduğu haberler kendisine yol göstermiş."
Boşanma davalarında psikolojik desteğin artırılması gerektiğini belirten Malkoç, "Boşanma davaları maalesef çok uzuyor. Bu konuda bize vatandaşlar dert yanıyor. Boşanma davasının süresince eşlerin yanı sıra çocuklar, aileler, akrabalar, aşiretler Çin işkencesinden geçiyor. Çözülmesi zor bir olay değil. HSK'nin, Adalet Bakanlığı'nın mutlaka bu konuyu özel olarak ele alması gerekir." diye konuştu.
Aile içi şiddetle ilgili mevzuatta arabuluculuğun söz konusu olmadığını, şiddet olmayan boşanma davalarında bu yönde verdikleri tavsiye kararlarının bulunduğunu da aktartan Malkoç, aile arabuluculuğunun ihdas edilmesi kanaatinde olduklarını kaydetti.
- TÜİK'e yapılan eleştiriler...
Komisyon toplantısına katılan TÜİK Başkanı Sait Erdal Dinçer, milletvekillerinin, TÜİK'in çeşitli konularda paylaştığı veriler konusundaki eleştirilerine yanıt verdi.
Göreve geldiğinden bu yana hep bu eleştirilerle karşılaştığını ve kendisini de bunun üzdüğünü belirten Dinçer, şunları kaydetti:
"TÜİK'in yayınladığı verilerin, maalesef ki, sürekli olarak yanlış veya hatalı, eksik veya fazla olduğu şeklindeki ifadeler beni üzüyor. Kurumu dışarıdan izlediğimde ben de pek çok kişi gibi bununla ilgili şüpheler içine zaman zaman düştüğüm olmuştu. Ancak kurumun içinde 4 bine yakın çalışanı, 26 bölgede merkezi ve 81 ili bilfiil kapsayan büyük bir kurum içinde, bu işlerin, bu veri akışının, veri evresinin ve bunların hazırlanmasının, sunulmasının, raporlarının ne kadar ciddi ve titiz bir şekilde gerçekleştirildiğini bizzat görmek kaydıyla inanılmaz mutlu oldum.
Çalışan arkadaşların inanılmaz özverileri, sahadan başlamak kaydıyla veri girişini, veri girişinden analizlerini, düzenlenmesini, örneklem ve anket formlarına varana kadar titizlikle hazırlanmasına ve bunlarla ilgili yapılan çalışmalarda hiçbir an ve zaman içerisinde herhangi bir şahsın veya başka bir şekilde müdahalenin edilemediğini görmekten inanılmaz keyif aldım. Hali hazırda eksikliklerin olduğunu biliyoruz. Gelişen şartlarda TÜİK’in yerine getirmesi gereken son derece önemli, kendini yenilemesi gereken alanların olduğunun farkındayız. Bunlarla ilgili çalışmalarımızı gerekli projeler altında hayata geçirmeye başladık.
Maalesef ki 5 yıl içinde birden fazla başkanın kuruma gelmiş olması, herkesin aklında şüphe oluşturur. Gördüm ki her gelen başkanımız aynı titizlikle bu işlevi gerçekleştirmek için elinden gelen çabayı bilfiil sarf etmiş. Biz verilerimizi iki ana gruptan elde ederiz. Birisi kendimiz, doğrudan elde ederiz. Diğeri ise idari olarak, kamu kuruluşlarından, STK'lerden elde ettiğimiz veriler. Bu veriler içerisinde kendi elde ettiğimiz verilerle ilgili sıkıntım yok. Diğerlerinden elde edilen bilgilerde eksiklikler, ricalar, yapılan protokoller sonucunda istenilen boyuttaki tüm veri miktarına ulaşılamayabiliyor."