TBMM (AA) - TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Anayasa Mahkemesinin CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ile ilgili kararının gerekçesini TBMM'ye göndermesiyle ilgili, "Anayasa Mahkemesinin bildiği ama kararın gerekçesine yazmadığı bir durum varsa bunu öğrenmek istiyoruz. Yapacağı bir şey varsa Meclisin somut olarak, var idiyse ve Meclis bunu yapmadıysa bunun ne olduğunun söylenmesini istiyoruz. Eğer öyle bir şey yoksa burada Meclisin adının geçirilmesini yanlış buluyorum. Bu bir yanlışlık olabilir. O zaman da bunun düzeltilmesini, maddi hatanın düzeltilmesini istiyoruz." dedi.
Şentop, "Hocalı Katliamı'nın 29. Yıl Dönümü Fotoğraf ve Resim Sergisi" açılış töreninin ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Mustafa Şentop, TBMM Başkanlığının, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında verdiği ikinci hak ihlali kararının gerekçesini bilgi için Meclise gönderen Anayasa Mahkemesine "tavzih ve maddi hata düzeltme" yazısı göndermesine dair soru üzerine, bu Anayasa'nın 1982'de yapılıp yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Şentop, Anayasa'da "kesin hükmün" nihai olarak yargılamayı sonuçlandırdığını ve bunun esas alındığını, bireysel başvuruyla ilgili hususun da 2010 değişikliğiyle Anayasa'ya konulduğunu ve 2012'den itibaren uygulanmaya başlandığını dile getirdi.
"Bireysel başvuru olağan yargılama sürecinin bir unsuru değil." diyen Şentop, bir hükmün, dereceleri içinde Yargıtay'ın verdiği kararla kesinleştiğini aktardı. Şentop, şöyle devam etti:
"Bu kesinleşme gerçekleştikten sonra o derece içinde bir mahkeme değil Anayasa Mahkemesi. Bireysel başvurusu süreci de bir olağan yargılama süreci değil. Bu bakımdan bir hükmün kesinleşmesini engellemiyor Anayasa Mahkemesinde davanın görülüyor olması veya bireysel başvuru kararının verilmiş olması. Nitekim bunu yaşadık. 14. Ağır Ceza Mahkemesi ilk bireysel başvuruyla ilgili karara uymayınca Anayasa Mahkemesi tekrar bir karar verdi. O kararda bunu net olarak söylüyor. 14. Ağır Ceza Mahkemesine dört hususta adım atması gerektiğini söylerken bunlardan biri de kesin hükmün kaldırılması. Bunun tersinden anlamı şudur; Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kararıyla kesin hükmü kendisi resen, doğrudan kaldırmıyor, kaldıramıyor. Böyle bir yetkisi yok. Bunu yine o derece içindeki mahkemelerin hangisi yetkiliyse onun yaması lazım. Bu bakımdan Anayasa kesin hükmü esas alıyor. 'Kesin hüküm geldikten sonra, bu Genel Kurula bildirildikten sonra milletvekilliği düşer' diyor. Bireysel başvuru süreci sonra çıkmış. Bireysel başvuru sürecine ilişkin bir şey yapılacaksa, hukuki düzenleme yapılması gerekir. Biz, önce Anayasa'nın sözüne uygun davranmak zorundayız. Anayasa hükümlerini dikkate almak zorundayız bu anlamda uygulama yaparken."
Anayasa Mahkemesi'ne gönderilen yazıya ilişkin ise Şentop, "Bazı dikkatsiz siyasetçiler ve köşe yazarları, Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiğimiz yazı için, 'Neden bu kadar zaman sonra gönderildi?' diyor. Haber olması yeni bunun; 15 gün oluyor bunu göndereli. Yeni gönderilmiş değil bu yazı." dedi.
"Bu, Meclisi töhmet altında bırakan bir tablo. Bu konuda, Meclisin sanki bir şey yapması gerekiyormuş da yapmamış gibi bir anlayış oluşturuyor. Bunun ne olduğu belli değil metinde. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin bildiği ama kararın gerekçesine yazmadığı bir durum varsa bunu öğrenmek istiyoruz. Yapacağı bir şey varsa Meclisin somut olarak, var idiyse ve Meclis bunu yapmadıysa bunun ne olduğunun söylenmesini istiyoruz. Eğer öyle bir şey yoksa burada Meclisin adının geçirilmesini yanlış buluyorum. Bu bir yanlışlık olabilir. O zaman da bunun düzeltilmesini, maddi hatanın düzeltilmesini istiyoruz. Bu Anayasa Mahkemesinin kendi iç tüzüğünde olan bir şey, tavzih yani açıklama veya maddi hatanın düzeltilmesi anlamında bir şey."
- "İkinci karardaki bu değişikliğin de bir sebebi olmalı"
Anayasa Mahkemesinin Berberoğlu ile ilgili iki karar verdiğini hatırlatan Şentop, şunları kaydetti:
"Birinci kararda Türkiye Büyük Millet Meclisi ile ilgili hiçbir ifade geçmezken, bilgi için de olsa kararın gönderilmesine ilişkin bir hüküm içermezken ikinci karardaki bu değişikliğin de bir sebebi olmalı. Bunu merak ediyoruz. Ya bu izah edilmeli, varsa gerçekten Anayasa Mahkemesinin Türkiye Büyük Millet Meclisine yönelik bu süreçle ilgili şunlar yapılmalıydı, yapılabilirdi diyebileceği bir şey. Bunu demesini, eğer böyle bir şey de yoksa bu kararda bir düzeltme yapılmasını, maddi hatanın düzeltilmesini istiyoruz. Benim yapmış olduğum iş Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarını korumaya yönelik bir iştir ve buna Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarıyla ilgili ifadeleri dilinden düşürmeyen bütün arkadaşların da sahip çıkması gerekir. Buna sahip çıkılmıyorsa o zaman Meclisin itibarı dedikleri şey arkadaşlarımızın kendi işine gelen bazı hususlar demektir ki kendi işlerine gelmeyen hususlar olduğu zaman Meclisin itibarı gibi bir meseleleri olmadığını anlarım o zaman. Ben böyle değerlendiririm bu konuyu."
Kurumlar arasındaki ilişkilerin, kurumların yetkilerinin Anayasa'da düzenlendiğine işaret eden Şentop, "Anayasa Mahkemesinin yetki alanı düzenlenmiştir, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetki alanı bellidir, düzenlenmiştir. Anayasa'dan yetki almayan, Anayasa'nın vermiş olduğu bir yetkiye dayanmadan hiç kimsenin bir iş veya işlem yapabilmesi mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi somut bir şey yapması gerektiği kanaatindeyse Meclisin, onu açıkça yazacak kararda. Yok hayır yazmıyorsa açıkça veya yoksa böyle bir şey, o zaman da Türkiye Büyük Millet Meclisini töhmet altında bırakacak şekilde kararda bazı cümleler geçmemeli, geçmeyecek. Benim yapmak istediğim şey budur. Hukuki bir süreç. Bunun mevzuatta da dayanağı var. Bunun gereği olarak bu metni hazırlayıp ilgili arkadaşlarımız gönderdiler." diye konuştu.
(Bitti)