İSTANBUL (AA) - Sağlığa Evet Derneği Başkanı ve çocuk göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Elif Dağlı, Kovid-19 salgınının ilk aylarında çocukların pek hastalanmadıkları, hastalansalar bile hastalığı hafif geçirdikleri ve virüsü yaymadıkları kanaatinin hakim olduğunu hatırlatarak, Türkiye'de İngiliz mutasyonunu gösteren virüsün egemen olması ve vaka sayılarının hızla artmasıyla salgının özelliklerinin değiştiğini ve çocuklarda da hastalık belirtilerinin görülmeye başladığını belirtti.
Dağlı, yaptığı yazılı açıklamada, dünyada çocuklarda Kovid-19 konusunda yapılmış geniş kapsamlı çalışmalar incelendiğinde, hastalığın çocuklarda yüzde 16-19 oranında belirti vermeden geçerken, belirti verenlerde en sık ateş, öksürük, boğaz ağrısı, burun doluluğu ve akıntısının görüldüğü ve bunlara baş ağrısı, kas ağrısı, yorgunluk, karın ağrısı, mide bulantısı, kusmanın eşlik edebildiği sonuçlarına varıldığını aktardı.
Çocuklarda tat ve koku kaybının Kovid-19 tanısı için değerli olduğunu ifade eden Dağlı, hastaların yüzde 8-12'sinde sık ve zorlu nefes alma, yüzde 1'inde cilt döküntüsü görülebildiğini ve söz konusu belirtilerin hastalığın ağırlığına işaret edebildiğini anlattı.
Dağlı, nadir olsa da çocuklarda Kovid-19'un hastaneye yatışı gerektiren ağırlıkta olabildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
Çocukların virüsü yüzde 73 oranında bir erişkinden aldığını, başka bir çocuktan alma oranının yüzde 5 kadar düşük olduğunu kaydeden Dağlı, çocukların evde kaynak vaka olmasının yüzde 8 civarında bulunduğunu belirtti.
Dağlı, çocuklarda geniz bölgesinde virüs birikimi erişkinlerden fazla olabildiği için testin en az erişkinlerde olduğu kadar güvenilir olduğuna ve Kovid-19 vakalarının yoğun olduğu bölgelerde çocukların viral enfeksiyon belirtileri hafif bile olsa test yapılması gerektiğine değinen Dağlı, tedaviye ilişkin şu bilgileri verdi:
"Antibiyotik tedavisinin Kovid hastalığında yeri yoktur. Kovid tanısı alan çocukların sadece yüzde 6'sında eşlik eden başka bir bakteri ve virüs saptanmıştır. İkincil enfeksiyon gelişmemesi için yaygın antibiyotik kullanmak toplumsal antibiyotik direnci geliştirebilir. Hafif hastalığı olan çocuklar bol sıvı almalı, dinlenmeli, gerekirse ateş düşürücü kullanmalıdır. Erişkinlerde solunum sıkıntısında yararlı olan kortizonun çocuklarda kullanımı için yeterli kanıt olmamakla birlikte nefes darlığı olduğunda uygulanması mümkündür. Ağır tablo gösteren çocuklarda damar yoluyla immunoglobulin ve kortizon uygulanmaktadır."
Prof. Dr. Elif Dağlı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kovid-19 pandemisinin ilk aylarında çocukların pek hastalanmadıkları, hastalansalar bile hafif geçirdikleri ve virüsü yaymadıkları kanaati hakimdi. Ülkemizde birkaç aydır İngiliz mutasyonunu gösteren virüsün egemen olması ve vaka sayılarının hızla artması salgının özelliklerini değiştirdi, çocuklarda da hastalık belirtileri görülmeye başladı. Bu nedenle ailelerin eğitim kurumlarının ve karar vericilerin, çocuklarda Kovid-19 konusundaki bilgilerini güncellemeleri gerekmektedir. Mutant virüsler görülünceye kadar çocuklar pandemi denkleminde yer bulamadılar, aşı çalışmaları çocukları kapsamadı. Son aylarda değişik aşı firmalarının çocukluk yaş aşı denemelerine başladılar, ancak yaygın uygulama için daha çok zamana gereksinim bulunmaktadır. Halen en önemli önlem toplumdaki yayılımı durdurmaktır. Çocuklar virüsü erişkinlerden almaktadır. Bulaş kaynağının okul değil ev olduğu gösterilmiştir. Okulların kaynak gibi gösterilerek eğitime sıklıkla ara verilmesi çocuklarda birçok ruhsal soruna neden olmuştur, eğitim yeterince sunulmamıştır. Erişkinlerin pandemi kurallarına uymadığı, karar vericilerin toplumsal hareketliliği durdurmadığı koşullarda mutasyon gösteren virüslerin çeşitlenmesi ve çocukların hastalanmaya devam etmesi kaçınılmaz bir sonuçtur. Pandemi sırasında da çocuk sağlığı ve çocuk hakları gözetilmelidir."