Irak’ın kuzeyinde Türkiye’nin terörle mücadelesi sürerken Sincar-Kerkük hattında dikkatle takip edilmesi gereken gelişmeler yaşanıyor.
Daha önce bir çok kez ifade ettiğimiz gibi Sincar, Suriye-Irak arasındaki terör koridorunun en önemli lojistik üssü haline gelmekte. Sincar aynı zamanda PKK terör örgütünün Türkiye’ye yönelik bir psikolojik harekat merkezi görünümünde...Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılanmasına giden tırlar Semelka kapısından geçerken Sincar bir kalkan vazifesi görüyor.
Özellikle Gara’daki hain saldırının ardından sahadaki farklı aktörler bu hat üzerinde etki kurmaya çalışıyor.
Bu noktada altı çizilmesi gereken bir husus da sahada son dönemde etkisini hissettiren İran etkisi. Zira Tahran’dan kalkan bir konvoy İran’ın resmî ve sahadaki gayriresmi güçleri ile Halep’e kadar kesintisiz geçiş yapabiliyor. Bunun sürdürülebilirliği için Sincar ve çevresi hayli önemli hale geliyor.
Dün Ankara’da Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi ile bir görüşme gerçekleştirdik.
İki önemli konu üzerinde değerlendirmelerimiz oldu. Erşat Bey, Sincar’daki terörist varlığından son derece rahatsız ve bir an önce merkezi hükümetin bu konuyu nihayete erdirmesini istiyor. Bundan yaklaşık 3 yıl önce İran söz konusu olduğunda nasıl kararlı adımlar atıldıysa PKK terör örgütüyle ilgili de aynısının yapılması gerektiğini hatırlatıyor. Bu aslında Irak anayasası açısından bir zorunluluk. Öyle ki komşu ülkeleri tehdit eden ve İran karşıtı olan “halk mücahitleri” terör örgütü kabul edip ülke dışına çıkarılmışlar. Bu süreçte Salihi’nin de mecliste yer aldığı komisyonun büyük rolü olmuş.
Bir diğer husus, olası bir adımda terör örgütü mensuplarının Türkmen yoğunluklu yerleşimlere kaydırılması endişesi. Zira şu an Sincar-Kerkük hattının kavşak noktası olan Telafer’de nüfusun sadece üçte biri yaşamakta. DEAŞ saldırıları sonrasında bir kısmı ülke dışına bir kısmı da diğer bölgelere gitmek zorunda kalmış. Bir önemli bilgi de terör örgütü Telafer’de yaşanan işsizlik sorununda faydalanıp gençler üzerinde yoğunlaşmaya çalışıyor. 300-400 dolar maaşlar teklif ediliyormuş. Tabi bütçenin de bir kısmı ABD’den haliyle...Telafer Türkmen yoğunluklu bölgenin Türkiye’ye en yakın noktası.
Konu buraya geldiğinde Sincar çevresinde yer alan bazı Türkmen köylerinin varlığını hatırladım. Sincar merkezi çevreleyen 8-9 Türkmen köyü var. Bu köyler şu an boştur. Sincar bu kadar önemli olduğuna göre Türkmenlerin buradaki köylerine dönüşleri neden düşünülmüyor?
Belirtmek gerekir ki Türkmen siyasetinde geç kalınmış adımlar var. Bilhassa gayrimeşru referandum sonrası Türkmenler sahadaki güç mücadelesinde daha etkili kılınabilirdi kanaatindeyim.
Şüphesiz Türkiye açısından Sincar ve Telafer kadar önemli bir yer de bu hattın güney ucundaki Kerkük...
Burası Türkmenlerin Irak’taki merkezi. Şimdi bir başka sorunla karşı karşıya. Zira Erşat Bey Kerkük’teki Türkmenlerin mecbur kalmadıkça mevcut topraklarını satmamaları ve bölgeden göç etmemeleri konusunda çağrıda bulunuyor. Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi’nin belirttiğine göre Saddam döneminden kalan bir yasa sebebiyle Türkmenlerin ekip-biçebilecekleri araziler büyük ölçüde Araplar tarafından işleniyor. Gelir çok düştüğü için de insanlar toprakları satmayı bir çözüm görüyor.
Erşat Bey bu konuda Kerkük’teki yerel yönetim bazında sonuç alamadıklarını ancak söz konusu yasanın değişmesi için parlamentoda gündeme getirmeleri gerektiğini ifade ediyor. Eğer böyle giderse zaten şehir merkezinde toplanmış Türkmen nüfusu giderek belirli semtlerde sıkışıp kalabilir.
Şu an Irak Merkezi Hükümetinde parlamentodan sorumlu devlet bakanı bir Türkmen. Parlamentoda ise Toplam 8 Türkmen milletvekili vardır.
Türkiye açısından kritik bir öneme sahip olan Sincar-Kerkük hattındaki gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğim.