Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dönmez'den ilaç sektörüne iş birliği çağrısı:
- "Akademisyenlerin sektörle çalışmaları gerekiyor. İlaç sektörünün üniversitelerdeki araştırma merkezlerine, altyapılara fon sağlamaları gerekiyor. Eğer bu iş birliğini başarırsak Türkiye'nin önünde hiçbir engel kalmayacak"
TRABZON (AA) - Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, akademisyenlerin sektörle çalışmaları, ilaç sektörünün de üniversitelerdeki araştırma merkezlerine, altyapılara fon sağlamaları gerektiğini belirterek, "Eğer bu iş birliğini başarırsak Türkiye'nin önünde hiçbir engel kalmayacak." dedi.
Dönmez, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İlaç ve Farmasötik Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından video konferans yoluyla organize edilen, "Türkiye'de İlaç Endüstrisinin Güçlenmesinde Görüş, Öneri ve Beklentiler" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının da desteğini alan KTÜ İLAFAR'ın çalışmalarından memnun olduklarını vurguladı.
KTÜ İLAFAR Müdürü Prof. Dr. Sena Sezen'in şahsında emeği geçenlere teşekkür eden Dönmez, "Bizim kurmaya çalıştığımız sistem bu işte. Kişilerden, kimin olduğundan bağımsız, iyi bir sistem kurmamız lazım. Bu sistemin temelinde de sektörle iş birliği yapan yapıların olması lazım. Sena hocamızın gayretiyle epey bir yol aldı İLAFAR, daha da alacak inşallah." diye konuştu.
Dönmez, üniversiteler ile endüstrinin, sektör temsilcilerinin iş birliği yapmasının öneminin altını çizerek, iki kesimden de iş birliği noktasında daha önemli adımlar atmalarını beklediklerini vurguladı.
Akademisyenlerin sektörle çalışmaları gerektiğine işaret eden Dönmez, şu değerlendirmede bulundu:
"İlaç sektörünün üniversitelerdeki araştırma merkezlerine, altyapılara fon sağlamaları gerekiyor. Eğer bu işbirliğini başarırsak Türkiye'nin önünde hiçbir engel kalmayacak. İnanın siyasetten, kişilerden, kimin hangi makamda olduğundan bağımsız Türkiye yürüyecek. Bu bağlamda Bakanlık olarak önem verdiğimiz en önemli şey iş birliği çalışmalarının artmasıdır. İLAFAR'a olumlu yönde önyargılıyım. Seminerler dışında makale toplantıları da yapılıyor, bunlar çok önemli."
Dönmez, İLAFAR gibi araştırma merkezlerinin öğrenciler, araştırmacılar için bir umut olduğuna dikkati çekerek, bu tür merkezlerin, altyapıların kurulmasına destek sağlayan sektör temsilcilerine teşekkür etti.
Toplantıdan güzel iş birlikleri çıkmasını temenni eden Dönmez, sektör temsilcilerine İLAFAR'da AR-GE ve ÜR-GE yapan öğrencilere, hocalara daha çok destek olmaları çağrısında bulundu.
- "İstihdama 40 bin kişi ile katkıda bulunuyoruz"
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Başkan Yardımcısı Ali Arpacıoğlu, ülkede 98 ilaç üretim tesisi, 11 de ilaç hammadde üretim tesisleri bulunduğunu söyledi.
Piyasada 12 bin değişik ürün bulunduğunu belirten Arpacıoğlu, "500 tane ilaç sanayisinde çalışan firmamız var. İstihdama 40 bin kişi ile katkıda bulunuyoruz." dedi.
Arpacıoğlu, Türkiye'nin ilaç pazarına ilişkin şu verileri paylaştı:
"Büyüklük açısından 2020 senesinde pandemiye rağmen yüzde 8,3'lük küçülme gösterse de 2,2 milyar kutuluk tüketim, bunun karşılığında da SGK'ya 48 milyar liralık bütçeye mal olmuş bir sektörüz. İlaç endüstrisinin hedefi öncelikle bölgesel, sonra da küresel bir üs olmak. Bunun bir yolu var, AR-GE, biyoteknoloji, yurt içi üretim yani yerelleşmenin sürdürülmesi ve ihracat ayağı. Bu dört ayağını yerine getirdiğimiz zaman Türkiye'deki ilaç endüstrisini önce bölgesel, daha sonra küresel duruma geçirecek altyapıya fazlasıyla sahibiz."
İlaçta AR-GE'ye 2010 yılında 92,1 milyon liralık harcama yapıldığını anımsatan Arpacıoğlu, "Yüzde 360 büyüme ile 423,8 milyonluk harcamaya gelmişiz 2019 senesinde. Akredite AR-GE merkezlerimizde 1450 lisans, lisans üstü, doktoralı çalışanımız var. 2008 senesinde akredite 1 AR-GE merkezimiz vardı, Sanayi Bakanlığımızın verdiği destek ve teşviklerle 2020 yılında akredite AR-GE merkezi sayımız 33'e ulaştı." ifadesini kullandı.
Katılımcılara, üniversitelerle yaptıkları iş birlikleri hakkında bilgi sunan Arpacıoğlu, sektörün beklentilerini de paylaştı.
- "Yapılacak çalışmalarda toplumsal faydayı ön plana koyduk"
KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı ise yaklaşık 65 yıllık geçmişe sahip KTÜ'nün tıp, mühendislik gibi farklı disiplinleri bünyesinde barındıran üniversite olduğunu söyledi.
Göreve yaklaşık 7 ay önce geldiğini belirten Çuvalcı, KTÜ'yü araştırma üniversitesi yapmak için yoğun mesai harcadıklarını, bu doğrultuda çalışma yapan akademisyenlere imkanları ölçüsünde destek sağladıklarını vurguladı.
Çuvalcı, yapılacak çalışmalarda toplumsal faydayı ön plana koyduklarının altını çizerek, "İlin, bölgenin, ülkenin problemlerine uzak kalmayalım istiyoruz, işte İLAFAR bunlardan biri." diye konuştu.
AR-GE kültürünü daha da geliştirmek istediklerine işaret eden Çuvalcı, "KTÜ, 2016-2020 yılları arasında Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Araştırma Destek Programları Başkanlığı programları kapsamında Türkiye'deki üniversiteler arasında 10. sırada yer aldı. Belki çok iyi bir skor değil ama birkaç yıl sonra daha yukarılara gelecek. Bölgesel, kentsel ve ulusal kalkınmayı istiyoruz." dedi.
Çuvalcı, KTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Birimi aracılığı ile sanayicileri ve üniversite hocalarını bir araya getirdiklerini anlatarak, "BAP Birimimizle proje desteği sağlıyoruz, AR-GE yapılıyor. Bize fon verirseniz, örneğin 50 lira verirseniz, 50 lira da biz katkı veriyoruz. Böylelikle hocalarımız sanayicilerle ilaç endüstrisi ile bir araya geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
İLAFAR Müdürü Prof. Dr. Sena Sezen moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıda, çeşitli üniversitelerin yanı sıra sektör temsilcileri de görüşlerini paylaştı.