Kurumsal Yönetim Zirvesi
- Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Ahmet İhsan Erdem:- "Artık firmalar sadece kısa dönemli karlılık ve büyümeye odaklanmıyorlar. Her alanda sürdürülebilirlik taahhütleri söz konusu... 'Bunlar olursa güzel olur' hususlardan ziyade artık firmalar için belli başlı mecburiyetler halini almış durumda. Dolayısıyla bu yükümlülükleri yerine getirilebilecekleri ülkeler arayışındalar. Türkiye de bu bağlamda firmaların taleplerini olabildiğince karşılamaya çalışıyor"- Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdürü Ece Börü:- "Uluslararası Finans Enstitüsü'nün ocak ayı raporunda, küresel sürdürülebilir borçlanma ihraçlarının 2020'de tüm zamanların rekorunu kırarak 655 miyar dolar olarak gerçekleştiğini açıkladı. 2021'de de bu tür ihraçların çok daha fazla olmasını beklediğini açıkladı"
İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Ahmet İhsan Erdem, Türkiye'nin 2000'li yılların başından itibaren yapmış olduğu reformlar sayesinde ülkeye gelen uluslararası yatırımların miktarının 220 milyar dolar seviyesine ulaştığını belirterek, bu rakamın Türkiye'nin potansiyelinin altında olduğunu ve daha fazla çalışmaları gerektiğini söyledi.
Erdem, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği'nin (TKYD) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile düzenlediği ve "Sürdürülebilir İş Dünyasının Pusulası: Kurumsal Yönetim" başlığıyla yapılan "XIII. Kurumsal Yönetim Zirvesi"nde, yabancı yatırımcıların ülke tercih ederken dikkat ettiği hususlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Bir şirketin ana ülkesi dışında faaliyet gösterme vizyonuna ve kurumsal kapasitesine sahip olması halinde belli oranda kurumsal yönetim ve sürdürülebilirlik ilkelerini uyguladığının kabul edilebileceğini anlatan Erdem, Türkiye'ye gelen uluslararası doğrudan yatırımcıların da kurumsal yönetim ve sürdürülebilirlik faktörlerini içselleştirdiklerini söyledi.
Bir uluslararası yatırımcı için başka bir ülkeye yatırım yapmak için; iç pazar büyüklüğü, çevresel pazar büyüklüğü, insan kaynağına erişim, ekonomik aktivitenin büyüklüğü ve var olan ekosistemlerin derinliği gibi veri setlerine odaklanıldığını ifade eden Erdem, şunları kaydetti:
"Özellikle bizim iştigal alanımıza giren uluslararası doğrudan yatırımcılar için konuşacak olursak, bu yatırımlar ve yatırımcılar doğası gereği en az 20, 30 belki de daha uzun seneye bakan uzun dönemli perspektifler çerçevesinde yatırım kararları alan ve yatırım yapan şirketlerden oluşuyor. Bu çerçevede kurumsal yönetim ilkeleri bağlamında öngörülebilirliği olan ve sürdürülebilir büyümeyi destekleyen bir yatırım ortamı bu yatırımcılar için hayati bir öneme sahip.
Türkiye'nin 2000'li yılların başından itibaren yapmış olduğu ve yapmaya devam ettiği reformlar sayesinde ülkemize gelen uluslararası yatırımların miktarı bugün 220 milyar dolar seviyesini bulmuş durumda. Tabii bu sevindirici bir rakam ama bizi tatmin edici bir rakam değil. Türkiye'nin potansiyelinin daha yüksek olduğunu, bu bağlamda daha çok çalışmamız gerektiğine inanıyorum."
- "Uluslararası beklenti ve trendleri yakından takip etmeye çalışıyoruz"
Erdem, sürdürülebilirlik perspektifinin uluslararası yatırımcıların kararlarında artık bir zorunluluk halini aldığını ifade ederek, "Artık firmalar sadece kısa dönemli karlılık ve büyümeye odaklanmıyorlar. Her alanda sürdürülebilirlik taahhütleri söz konusu... 'Bunlar olursa güzel olur' hususlardan ziyade artık firmalar için belli başlı mecburiyetler halini almış durumda. Dolayısıyla bu yükümlülükleri yerine getirilebilecekleri ülkeler arayışındalar. Türkiye de bu bağlamda firmaların taleplerini olabildiğince karşılamaya çalışıyor ve bu bağlamda kendimizi reforme edip uluslararası beklenti ve trendleri yakından takip etmeye çalışıyoruz." bilgilerini verdi.
- "Kurumların şeffaflıklarının artırılması, yatırımcı nezdinde çok olumlu karşılanıyor"
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Ece Börü, dünyadaki fon şirketlerinin ülkelerdeki sürdürülebilirlik ve kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanıp uygulanmadığına bakarak önemli kararlar verdiklerini ifade ederek, "Yurt dışındaki yatırımcılara baktığınız zaman her gün bir tane fon şirketi özellikle sürdürülebilir olmayan alanlara yatırım yapmayacağını açıklıyor ve bunların sayısı da giderek artmaya başlayacak." diye konuştu.
Sadece "Yeşil" ve "Sürdürülebilir" yatırımcıların değil tüm yatırımcıların artık bu kriterleri gözeterek kararlar verdiğini ifade eden Börü, şunları kaydetti:
"Yatırımcıların artan ilgisini 'dünya sürdürülebilir borçlanma miktarına' bakarak da aslında anlayabiliriz. Küresel kabul görmüş olan Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) ocak ayı raporunda, küresel sürdürülebilir borçlanma ihraçlarının 2020'de tüm zamanların rekorunu kırarak 655 miyar dolar olarak gerçekleştiğini açıkladı. 2021'de de bu tür ihraçların çok daha fazla olmasını beklediğini açıkladı.
Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi ve son dönemde Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) sürdürülebilirlik konusunda attığı somut adımların da şirketlerimizin özellikle bu konuda farkındalık ve bilinç düzeyini artırdığını görmekteyiz. Kurumların şeffaflıklarının artırılması, faaliyetlerinin finansal olmayan etkilerini de anlatması yatırımcı nezdinde çok olumlu karşılanan noktalar."
- "Sağlıklı bir veri birikimine ihtiyaç var"
Börü, TSKB olarak yatırımcılarına tahsis ve etki raporları ile entegre faaliyet raporları yayınladıklarını ifade ederek, yatırımcıların bu raporları anlık olarak takip ettiklerini söyledi.
Börü şöyle devam etti:
"Raporların özellikle çıkış tarihleri soruluyor ve merakla bekleniyor ki gelecekle ilgili, sürdürülebilirlikle ilgili yatırım yaptıkları ya da yapacakları varlıkla ilgili bilgi edinmek istiyorlar. Özellikle bunlarla ilgili çok soru alıyoruz yurt dışından ve yurt içinden. Ülkemizin özellikle bu tür yatırımcılardan sermaye girişlerinde daha fazla yararlanabilmesi için hep beraber çalışmamız gerekiyor.
Şirketlerin sağlıklı hedefler belirlemesi, karşılaştırmalı olarak performans göstergelerinden yararlanabilmesi için sağlıklı bir veri birikimine ihtiyaç var. Bunun için de şirket içinde bir adım atmak gerekiyor."
- "İyi bir kurumsal yönetim, şirket sahibinin gerçekten çok iyi uymasını sağlar"
Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Avrupa ve Orta Asya Kurumsal Yönetim Lideri Merima Zupcevic ise zirvede yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisi için KOBİ'lerin sistematik bir öneme sahip olduğunu ve KOBİ'lerin Türkiye ekonomisinin omurgasını oluşturduğunu söyledi.
Kobilerin sağlığının ve büyümesinin Türk insanının da büyümesi anlamına geldiğine dikkati çeken Zupcevic, KOBİ'lerin dışarıdan yatırımcılar ve özellikle özel sermaye fonları açısından ilginç olduğunu dile getirdi.
Zupcevic, kurumsal yönetim anlamında KOBİ'ler için en büyük zorluğun kurumsal yönetime alışmak ve bundan fayda sağlamak olduğunu ifade ederek, öncelenebilirlik ve sürdürülebilirliğin her zaman göz önünde bulundurulması tavsiyesinde bulundu.
Kurumsal yönetim prensiplerinin bazılarının bir KOBİ için çok fazla olabileceğini ancak bunun yanında birçok avantajı da bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Her zaman için iki şeyi unutmayın; öncelikle yatırımcı iyi kurumsal yönetim için para ödemeye hazırdır. Bunu kanıtlayan yatırımcı anketleri var. Bunu çok cömert oldukları için yapmıyorlar. Sadece kurumsal yönetimin iş üzerindeki etkisini biliyorlar. İkinci olarak da iyi bir kurumsal yönetim, şirket sahibinin gerçekten çok iyi uymasını sağlar. Çünkü stresi azaltır, dinlenmesine vakit kalır, tatile çıkmasına vakit kalır ve uzun dönemde sürdürülebilirlik oluşturur gelecek nesiller için.
Kuruluş için de faydalar var. Örneğin sermaye erişiminiz daha iyi olur. Denetim ve izleme iyileşmiştir. Operasyonel ve finansal performans uzun vadede daha etkin yapılar ve strateji sebebiyle daha iyidir. Nitelikli personeliniz vardır ve krize dayanıklı olursunuz."