Bahçeşehir Üniversitesi Teknoloji ve Girişim Kenti kapılarını öğrenci projeleriyle açtı
- Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel:- "İçerisinde laboratuvarları olan, startupların kurulduğu, akademisyenlerin bulunduğu ve özellikle son sınıf, master, doktora derecesindeki öğrencilerin birlikte çalışabileceği bir kent kurduk"- "Teknoloji ve Girişim Kenti'ni sadece BAU'nun öğrencilerine değil bütün öğrencilere açıyoruz. Üniversitelerimiz sadece teorik derslerle değil aynı zamanda uygulamanın içerisinde ve sektörle iç içe olsun, öğrenci, sektör ve akademisyenlerden danışmanlıklar alarak burada mükemmel bir yapıya kavuşsun istiyoruz"
İSTANBUL (AA) - Bahçeşehir Üniversitesi'nin (BAU), girişimcilik, teknoloji ve bilim alanlarında geleceğin projelerini hayata geçireceği BAU Teknoloji ve Girişim Kenti'nin açılışı gerçekleştirildi.
Teknoloji transferine yardımcı olacak ve ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin Türkiye'ye girişini hızlandırarak teknolojik altyapı sağlayacak olan BAU Teknoloji ve Girişim Kenti'nin açılış etkinliği, kentte yer alan BAU Future Campus'te yapıldı.
BAU Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, açılışta yaptığı konuşmada, Teknoloji ve Girişim Kenti'nin BAU Global'in yeni bir girişimi olduğunu belirterek, "Burası, öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin, sektörün buluşabileceği, birlikte ürün geliştirebileceği bir laboratuvar şehri. Buradaki yapılacak olan eğitim öğretim interdisipliner bir ortamda gerçekleşiyor. Aynı zamanda burayı dünyaya da açılan bir yer olarak görüyoruz. Artık öğrencilerimiz, üniversitelerimiz alışılagelmişin dışında bir paradigma değişimine giderek daha çok uygulamanın içerisinde bir eğitim öğretimi sürdürecekler." dedi.
- "Teknoloji ve Girişim Kenti'ni bütün öğrencilere açıyoruz"
İçerisinde laboratuvarları olan, startupların kurulduğu, akademisyenlerin bulunduğu ve özellikle son sınıf, master, doktora derecesindeki öğrencilerin birlikte çalışabileceği bir kent kurduklarını ifade eden Yücel, "Türkiye'nin teknoloji geliştirmesi gerektiğine bunun da öncülüğünü üniversitelerin yapması gerektiğine hepimiz inanıyoruz. Üniversitelerimiz sadece teorik derslerle değil aynı zamanda uygulamanın içerisinde ve sektörle iç içe olsun, öğrenci, sektör ve akademisyenlerden danışmanlıklar alarak burada mükemmel bir yapıya kavuşsun istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Yücel, tarımdan hukuka kadar her şeyin sanal alemde yapılabileceği şekilde teknolojinin her alana girdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Çok yakında 5G teknolojisinin geldiğini düşünün. Bunların değişimini gördüğümüz zaman bizim geri kalmamamız lazım. Çünkü yapay zeka artık dünyaya hakim olmak için şart ama dünyaya hakim olamazsak yapay zeka bize hakim olacaktır. Bunlar da ileride bir dijital diktatörlükler getirebilir, getirmesin diyoruz. Gençlerimizi buna göre yetiştirelim istiyoruz. Teknoloji ve Girişim Kenti'ni sadece BAU'nun öğrencilerine değil bütün öğrencilere açıyoruz. Global anlamda burası bir merkez olsun istiyoruz. Öğrencilerimiz, BAU Global'in yurt dışındaki kampüslerinde, Washington'da, Berlin'de, İngiltere'deki yerlerinde de fikirlerini, düşüncelerini gidip anlatma fırsatı bulsunlar istiyoruz. Global anlamdaki yatırımcıları da çağırarak buradaki fikirleri, uygulamaları gelip görsünler istiyoruz."
- 400 metreye kadar dalabilen insansız su altı aracı
Açılış etkinliğinde ayrıca, BAU'nun girişimci öğrencilerinin inovatif çevre teknolojilerinden insansız su altı araçlarına kadar çeşitli alanlardaki yenilikçi fikirleri ve girişimcilik ürünleri de sergilendi.
İnsansız su altı aracı geliştiren BAUROV takımından Kaan Kapıcıoğlu, 2017 yılında düşük maliyetli, yüksek kapasiteli insansız su altı araçları üzerine kurulmuş bir ekip olduklarını belirterek, "Ana faaliyet alanımız üçe ayrılıyor. Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. Ulusal ve uluslararası TEKNOFEST başta olmak üzere yarışmalara katılıyoruz. Üçüncü olarak da akademik çalışmalarda bulunuyoruz. Bu şekilde insansız su altı araçları alanına katkıda bulunmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Geliştirdikleri araçla ilk yılından bu yana TEKNOFEST'e katıldıklarını ve 2018'den 2020'ye kadar katıldıkları yarışmaların hepsinde derece elde ettiklerini anlatan Kapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu araçla geçen yıl, iki tane manuel iki tane de otonom olmak üzere toplamda dört görevi tamamlayarak TEKNOFEST'te birincilik elde ettik. Aslında yarışmalara hazırlanıyor gibi görünsek de bu aracı gerçek ortamda da kullanmak için hazırlıyoruz. Analizsel olarak 400 metreye kadar dalabiliyoruz. Üstünde bulunan 2 adet robot kolumuzla herhangi bir objeyi kaldırabiliyoruz ya da herhangi bir manipülasyon görevi yapabiliyoruz. İstediğimiz eksende net bir şekilde görüntüleme de yapabiliyoruz. Ayrıca, su kalitesi ölçümü gibi su içinde yapılabilecek bütün aktiviteleri bu araçla yapabiliyoruz. Aracımız; hafif, küçük ve her yerden rahat bir şekilde denize bırakılabilir olduğu için 400 metreye kadar olan derinliklerde rahat bir kullanım sunuyor ve yüksek kapasitede faaliyet gösterebiliyor."
- Makine öğrenmesi ve yapay zeka ile otomatik maç çekimi
Etkinlikte girişimini sergileyen Sosyal Tribün Kurucu Ortağı Mehmet Bayrak da 2017 yılında Sosyal Tribün'ü kurduklarında halı sahalardan yayın yapmaya başladıklarını aktararak, "2018 yılında otomatik kameraman projemizle TÜBİTAK'tan destek aldık. Bu destek sayesinde amatör futbol kulüpleri için otonom, kameramana ihtiyaç duymayan, maçı otomatik bir şekilde çekebilecek bir sistem geliştirdik. Bu sistemle stadyumlara kameralar kurarak, makine öğrenmesi ve yapay zeka kullanarak otomatik olarak maç çekimi gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda oyuncu istatistikleri, top hızı, pas oranı, topa sahip olma oranı gibi oranlar sunuyoruz. Halı sahalarda yaptığımız yayınlar sanal gerçeklik gözlüğüyle izlenebiliyor." ifadelerini kullandı.
3D baskı teknolojisini kullanarak çeşitli çalışmalar yapan Kaan İnal ise BAU'de Görsel İletişim Tasarım Bölümü öğrencisi olduğunu belirterek, 3D baskı teknolojisini kullanarak, fikirlerini ve hayallerini gerçekleştirmek için uğraştığını dile getirdi. Dijital tasarımlarla her şeyin sıfırdan modellemesini ve heykelini yaptığını anlatan İnal, "Bu yöntem, hamurla heykel yapmaktan çok daha pratik ve hızlı bir yöntem. 3D yazıcılar özellikle birden fazla 3D yazılara sahip olunduğu zaman ciddi anlamda hızlı üretim sağlıyor." dedi.