Bazı emekli amirallerin açıklamasına tepki
Kamu Başdenetçisi Malkoç: "Böyle bir bildirinin şeklini, muhtevasını, yayımlanma biçimini yadırgadığımızı söylüyoruz"
ANKARA (AA) - Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, bazı emekli amirallerin imzasıyla yayımlanan açıklamaya ilişkin, "Böyle bir bildirinin şeklini, muhtevasını, yayımlanma biçimini yadırgadığımızı söylüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Azerbaycan İnsan Hakları Komiseri (Ombudsman) Sabina Aliyeva ve beraberindeki heyet, Kamu Başdenetçisi Malkoç'u Kamu Denetçiliği Kurumu'nda ziyaret etti.
Malkoç, bu ziyaret için Aliyeva ve beraberindeki heyete teşekkür ederek, Azerbaycan ile Türkiye'nin dost olduğunu, bu birlikteliğin sevgiye, muhabbete bağlı olduğunu ve uzun bir geçmişe dayandığını belirtti.
Her iki ülkenin ombudsmanları ve ombudsmanlık kurumunun çalışanları olarak tecrübe paylaşımına son derece önem verdiklerini dile getiren Malkoç, Azerbaycanlı arkadaşlarının ombudsmanlık tecrübelerini Türkiye aracılığıyla dünyaya aktarmaya çalıştıklarını ve kendi tecrübelerini de aynı şekilde Azerbaycan'a aktarmaya çalıştıklarını anlattı.
Malkoç, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sıkıntılara işaret ederek, "Bu sıkıntıların sorumluluğu Ermenilerin şımarıklığından ve işgalciliğinden kaynaklanmaktadır. Ombudsmanlar olarak insan haklarını esas alan, insan hakları kararlarıyla ilgili hassas olan kurumlarız. Kararlarımızı hakkaniyete, hukuka dayalı olarak veririz. Bir ülkenin başka bir ülkenin topraklarını işgal etmesi uluslararası hukuka da aykırıdır, hakkaniyete de aykırıdır." dedi.
Ermenistan'ın işgal ettiği toprakların önemli bir kısmının azat edildiğini hatırlatan Malkoç, şöyle devam etti:
"Çatışmayı, savaşı hiç kimse istemez, özellikle ombudsmanlar hiç istemez. Ancak çatışma, savaş kaçınılmaz olduğunda bile bunun bir hukuku vardır, savaş meydanlarındadır bu mücadele. Ancak Azerbaycan'ın toprakları Ermenistan tarafından 250 kilometrelik füzelerle gece yarısı bombalanmıştır, onlarca sivil katledilmiş, yüzlercesi yaralanmıştır. Gence başta olmak üzere füzelerin düştüğü şehir merkezleri alanlarını dolaştık. Şehit olanların yakınlarıyla, yaralı olanlarla görüştük. Belediye ve merkezi yönetimin temsilcileri ile görüştük. Halkla dertleştik. Ermenistan'ın ateşlediği füzelerin ibadethanelere ne kadar zarar verdiğini bizzat yerinde gözlemleyerek bununla ilgili olarak rapor hazırladık. Ayrıca bu raporu İngilizceye çevirdik, Türkiye'de bulunan 114 ülkenin büyükelçilerine gönderdik. Dünyadaki 167 ombudsman veya insan hakları kurumuna bunu gönderdik. Birleşmiş Milletler'e, Avrupa Parlamentosu'na, Avrupa ülkelerinin parlamentolarının insan hakları komisyonuna ve uluslararası ceza mahkemesine bunu gönderdik. Umut ediyorum ki bu raporda belirttiğimiz insanlık suçlarını işleyen Ermenistan'ın devlet yetkilileri uluslararası ceza mahkemesinde yargılanacaktır."
- "Darbecilik ve darbe seviciliği suçtur"
Malkoç, Türkiye'de geçmişte yaşanan çok acı tecrübelerin olduğunu hatırlatarak, "Üzülerek belirtiyorum, maalesef Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisinde habis ur gibi darbeciler yakın tarihimizde hep olagelmiştir, hukukun dışına çıkmışlar, anayasayı çiğnemişler, darbelerden sonra hak ve hürriyetleri askıya almışlar, insan hakları ihlalleri yapmışlar ve Türkiye'ye çok büyük zararlar vermiştir. Bunlar Cumhuriyetin yeniçerileridir, bunlar Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisindeki hastalıklı insanlardır. Ama şunu da memnuniyetle belirteyim ki Türk Silahlı Kuvvetlerinin genel yapısı bunlara karşıdır, geçmişte de bunu gördük, bugün de görüyoruz." diye konuştu.
İçerisinde darbe hevesi olan bu hastalıklı ruh yapısına sahip insanların emekli olduktan sonra da hastalıklarını sürdürdüklerini ifade eden Malkoç, darbeciliğin, darbe heveskarlığının psikolojik tedavi gerektiren bir husus olduğunu aktardı.
Malkoç, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir hukuk devleti olduğunun altını çizerek, bazı emekli amirallerin imzasıyla yayımlanan açıklama ve sonrasında yaşanan gelişmeleri şöyle değerlendirdi:
"Darbecilik ve darbe seviciliği suçtur. Bütün bunlara rağmen emekli general veyahut sıradan vatandaş elbette düşüncesini açıklayabilir. Zaten bu bildiriye imza atanların bir kısmı aylardan beri televizyonlarda görüşlerini açıklıyor. Ancak emekli general adı altında hukuka uymayan ifadelerle Türkiye'de darbe çağrışımı oluşturacak ifadelerle hele hele gecenin bu kadar geç saatinde bildiri yayımlamak, milletimizin darbelerle ilgili hafızası tazelendiğinde, bu metnin üslubu dikkate alındığında, yayımlanma şekli göz önünde bulundurulduğunda bu hoş bir şey değildir. Bu sadece bir fikir açıklama mıdır, bunun kapsamında mıdır, değil midir buna karar verecek olan Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Cumhuriyet Başsavcılığı bunun önünde arkasında bir şey var mı yok mu bakar, inceler.
Kamu Denetçiliği Kurumu olarak, hukukun üstünlüğüne inanan, insan haklarını savunan ve Türkiye'nin demokrasi ile idare edilmesi gerektiğini inanan, halkın iradesini, milletin reyini son derece değerli sayan ve Türkiye'deki bütün çalışmaların hukuk ekseninde yürümesi sağlanan bir kurumuz. Böyle bir bildirinin şeklini, muhtevasını, yayımlanma biçimini yadırgadığımızı söylüyoruz. Farklı değerlendirmeler yapılabilir, suç mudur, değil midir, bunu inceleyecek olan anayasada ve yasalardaki yetkili makamlardır. Cumhuriyet Savcılığı gerekli incelemeyi yapar, delil bulursa davasını açar, mahkeme de karar verir. Bunu hep beraber göreceğiz. Ama Türkiye'yi üzmeye, Türkiye'nin düşmanlarını sevindirmeye, insan hakları konusunda hassas olan insanları rencide edecek üslup ve metot kullanmaya kimsenin hak ve hukuku yoktur."
- "Türkiye Devleti, Azerbaycan'ın hak sesini dünyaya duyurdu"
Aliyeva ise Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hayata geçirdikleri politikalar sayesinde iki ülke arasındaki iş birliğinin her alanda devam ettiğini belirtti.
İnsan haklarının korunmasında iki kurum arasında değerli bir iş birliğinin mevcut olduğunu ifade eden Aliyeva, Malkoç ve heyetinin Gence'ye yaptıkları ziyaret sonrası Türkiye Ombudsmanlığının çok geniş bir rapor hazırladığını anımsattı.
Aliyeva, rapor için teşekkür ederek, "Türkiye Devleti, halkı her zaman Azerbaycan'a destek oldu. Azerbaycan'ın hak sesini, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü, yaklaşık bir milyon göçmenin ihlal edilen insan haklarını uluslararası kürsülerde dünyaya duyurmuştur. Bugünkü görüşmemizin gelecek faaliyetimize ivme kazandıracağını düşünüyorum." dedi.