BM Özel Raportörü Şahid, Müslümanlara karşı nefretin salgın boyutlarına ulaştığı uyarısında bulundu
CENEVRE (AA) - Birleşmiş Milletler (BM) Din ve İnanç Özgürlüğü Özel Raportörü Ahmed Şahid, 11 Eylül 2001'de ABD'de düzenlenen saldırılar ve İslam adına yapıldığı iddia edilen diğer korkunç terör eylemlerinin ardından Müslüman karşıtı nefretin salgın boyutlarına ulaştığını bildirdi.
BM insan hakları uzmanı Şahid, BM İnsan Hakları Konseyine sunduğu raporda, son yıllarda tırmanışa geçen İslam karşıtlığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Şahid, isim vermeden, çok sayıda devlet ile bölgesel ve uluslararası kuruluşun Müslümanları "orantısız şekilde hedef aldığını", radikalleşme ve güvenlik tehditleri bahanesiyle Müslümanlara yönelik yeni tedbirlerin getirildiğine işaret etti.
İslamofobik söylemlerin, Müslümanlara yönelik devlet destekli ayrımcılığı, düşmanlığı ve şiddeti körüklediğini vurgulayan Şahid, böylelikle Müslümanların din ve inanç özgürlüğünün kısıtlanması ve insan haklarından mahrum kalması gibi ciddi sonuçların ortaya çıktığını vurguladı.
Şahid, Müslümanlara yönelik terörle mücadele politikalarının, Müslüman bireylere ve topluluklara yönelik "ayrımcılığı, düşmanlığı ve şiddeti" devam ettirdiği, yasallaştırdığı ve normalleştirdiği uyarısında bulundu.
Küçük bir azınlığın eylemlerinin toplu olarak tüm Müslümanların üstlenmeye zorlanmasının Müslümanlarda "damgalama, mahcupluk ve şüpheli topluluk" gibi hislere yol açtığına işaret eden Şahid, devletleri İslam ve Müslüman karşıtlığına karşı harekete geçmeye davet etti.
Şahid, 11 Eylül 2001'de ABD'de düzenlenen saldırılar ve İslam adına yapıldığı iddia edilen diğer korkunç terör eylemlerinin ardından Müslüman karşıtı nefretin salgın boyutlarına ulaştığı uyarısında bulundu.
Avrupa'da 2018 ve 2019'da yapılan anketlerde halkın yüzde 37'sinin Müslümanlar hakkında olumsuz görüş belirttiğini aktaran Şahid, 2017'de, ankete katılan Amerikalıların yaklaşık yüzde 30'unun da Müslümanları olumsuz şekilde değerlendirdiğini kaydetti.
- "Müslümanlara karşı nefreti yasaklayın"
Şahid, hem kamusal hem de özel alanda İslamofobik ayrımcılığın bir Müslüman'ın "Müslümanca yaşamasını" genellikle zorlaştırdığının altını çizdi.
Müslümanların, azınlık olarak yaşadıkları ülkelerde sıklıkla "isimleri, ten renkleri, başörtü ve diğer dini kıyafetleri" gibi görünür "Müslüman özellikleri" nedeniyle hedef alındığını vurgulayan Şahid, "Devletleri, Müslümanlara karşı doğrudan ve dolaylı ayrımcılık biçimleriyle mücadele etmek için gerekli tüm önlemleri almaya ve şiddete teşvik oluşturan her türlü dini nefreti yasaklamaya davet ediyorum." ifadesini kullandı.