CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Burdur'da konuştu: (1)

- "Ülkenin aydınlığa çıkmasının birinci yolu demokrasidir. İkinci önemli halkamız ise üreten Türkiye'dir"- "Devlet şeffaf olmak zorundadır, milletine hesap vermek zorundadır. Yani devleti yönetenler, millete hesap vermek zorundadır. Demokrasilerde milletten hesap sorulmaz, millet yöneticilerden hesap sorar"

27.05.2021, 16:57 Genel
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Burdur'da konuştu: (1)

BURDUR (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ülkenin aydınlığa çıkmasının birinci yolu demokrasidir. İkinci önemli halkamız ise üreten Türkiye'dir." dedi.

Burdur Yörükler Kültür, Araştırma ve Yaşatma Derneğini ziyaret eden Kılıçdaroğlu'nu Yörük kıyafetiyle karşılayan dernek üyeleri, gösteri sundu, sipsi çaldı.

Daha sonra Burdur Belediyesi Konferans ve Sergi Salonu'nda muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, kanaat önderleri ve bazı partilerin il temsilcilerinin de yer aldığı toplantıya katılan Kılıçdaroğlu, katılımcıların sorunlarını dinleyeceğini söyledi.

Ülkeyi büyütmek gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Ülkemizi dünyada saygın kılmak varken neden bu kavgalar oluyor? Neden bu kadar yoksulluk var? Neden herkes kafasının bir köşesinde kocaman soru işareti taşıyor? Her birimizin tek tek sorumluluğumuz var. Benim de sorumluluğum var. Hatta sizden daha fazla ama sizin de sorumluluğunuz var. Sanayicisi, tüccarı, emeklisi, işçisi kim olursa olsun her birimizin sorumluluğu var. 'O bunu yaptı, şöyle dedi, onu söyledi.' demeyeceğim. Bu bir dost toplantısıdır. Ülkede yaşanan sorunları nasıl aşabiliriz? Bunu dostların toplantısı olarak görüyorum."

Çiftçinin memnun olmadığını, işsizlik, yoksulluk olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ülkeyi büyütebilmek, saygın kılabilmek için farklı siyasi görüşlerdekilerin de destek vereceği önemli bir strateji geliştirmek gerektiğini aktardı.

"Dört ayaklı bir stratejiyi hayata geçirmek zorundayız." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Dört ayaklı halkayı iç içe geçirmek zorundayız. Nedir bu halkalar? Birinci halkamız, bu ülkede herkesin can ve mal güvenliği olmalıdır. Can ve mal güvenliği demek, hukukun üstünlüğü demek, yargı bağımsızlığı demek. Bir sorunla karşılaşan kişi, sorununu özgürce dile getirmesine ortam hazırlamak demektir. Özgür bir medya demektir. Ben haksızlığa uğradığımda hakkımı alabilmeliyim. Haksızlığa sadece ben, sen değil, muhtar, sanayici, işsiz birisi de uğrayabilir. Herkes hakkını arayabilmeli. Biz bunların tümüne demokrasi diyoruz. Demek ki stratejinin birinci ayağı vazgeçilmez olan, alan demokrasidir."

21. yüzyılda toplumların ve ülkelerin "demokrasiden ve otoriter rejimden" yana olanlar diye ikiye ayrıldığına değinen Kılıçdaroğlu, demokrasiden, yargı bağımsızlığından, düşünce özgürlüğünden, siyasi kimliğe saygıdan yana olduklarını bildirdi.

Demokrasinin önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, otoriter rejim değil, halkına saygı duyan bir rejimin önemli olduğunu, baskıcı değil halkının sözlerini, sıkıntılarını özgürce dile getirebileceği bir rejimi istediklerini bildirdi.

Demokrasi içinde devletin önemli görevi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Devlet şeffaf olmak zorundadır, milletine hesap vermek zorundadır. Yani devleti yönetenler, millete hesap vermek zorundadır. Demokrasilerde milletten hesap sorulmaz, millet yöneticilerden hesap sorar. Çünkü millet hükümete vergi veriyor. Hepimiz vergi veriyorsak, vatandaş şu soruyu sorma hakkına sahiptir. 'Ben vergi veriyorum, nereye harcanıyor bu vergiler?' Bu vergiler bütçede toplanıyor." diye konuştu.

- "Hakkımızı beraber arayacağız"

Kamu özel sektör iş birliğine değinen Kılıçdaroğlu, hastanelerin, yolların, havalimanlarının yapılmasının güzel olduğunu ancak kaça yapıldığını, ne kadar ödeme yapılacağını kimsenin bilmediğini savundu.

Hakkı demokrasiyle arayacaklarını aktaran Kılıçdaroğlu, "Son günlerin en popüler konusu. 128 milyar dolar nereye gitti? Bilen var mı? Yok. Niye bilmiyoruz, kimindi bu para. Benim param mı, sizin paranız mı hayır. 83 milyonun parasıydı, nereye gitti? Bu soruyu sormak suç konusu haline geldi. Demek ki demokrasi bu kadar önemli bir şey. İnsan hayatı Adem'den bu yana hak aramayla geçmiştir. Hakkımızı beraber arayacağız." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, ülkenin aydınlığa çıkmasının birinci yolunun demokrasi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"İkinci önemli halkamız ise üreten Türkiye'dir. Her alanda üretmesi lazım. Vergi politikası, bütçe, maliye, para politikası üretmeli, üretim üzerine endekslenmelidir. Üretene destek vereceksin, teşvik edeceksin. Bunu yaparken kendi üreticini, alın teri dökeni özel olarak koruyacak. Anayasa'da çiftçi, esnaf korunur diyor, özel hüküm var. Bu ülkede mercimek, fasulye, nohut, canlı hayvan, et mi üretildi? Niçin dışarıdan alıyoruz? Konya'dan küçük olan Hollanda yıllık 185 milyar dolar tarım ürünü ihraç ediyor. Devasa Türkiye 18 milyar dolar. Niçin? Sizden vergi istediler, siz ödediniz. Demek ki Türkiye'nin her alanda üretmesi lazım. Her alanda üreten Türkiye güçlü Türkiye'dir. Sanayi alanında güçlü olmak zorundadır. "

(Sürecek)

Yorumlar (0)