Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile Cenevre'de ortak basın toplantısında konuştu: (2)
- "Yeni bir müzakere sürecinin iki toplum arasında değil, artık iki devlet arasında olması gerektiğini söyledik" - "Türk tarafı egemen eşitliğe dayalı, iki devletli çözüm modelini kayda geçirmiştir. Bu aslında KKTC'nin bağımsızlığı ve egemenliği mücadelesidir"- "Genel Sekreter, süreci 2-3 ay daha devam ettirecek ve 2-3 ay sonrasında tekrar 5+1 formatında gayriresmi bir toplantı gerçekleştirmeyi öngörüyor. Yeri henüz belli değil. Cenevre ya da New York olabilir"- "Rum lider gündemi değiştirmek için Maraş'ın ve Ercan Havaalanı'nın BM kontrolüne, Gazimağusa Limanı'nın da AB kontrolüne verilmesini teklif etme cüretini gösterdi. Tabii bunların ciddiye alınması mümkün değildir"
ANKARA/CENEVRE (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde, Kıbrıslı taraflar ve garantör ülkelerin de katılımıyla 5+1 formatında düzenlenen gayriresmi Kıbrıs konulu konferansta Türk tarafının, "yeni bir müzakere sürecinin iki toplum arasında değil, artık iki devlet arasında olması gerektiğini" vurguladığını belirterek "Türk tarafı egemen eşitliğe dayalı, iki devletli çözüm modelini kayda geçirmiştir. Bu aslında KKTC'nin bağımsızlığı ve egemenliği mücadelesidir." dedi.
Çavuşoğlu ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs konulu konferansın sona ermesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Toplantının Kıbrıs'ta müzakere süreci için ortak zemin bulma arayışı olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "Toplantıda dün ve bugün Sayın Cumhurbaşkanı (Tatar) egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm vizyonunu güçlü şekilde dile getirdi. Tarihi bir konuşma yaptı. Önerisini yazılı olarak da tüm taraflarla paylaştı. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak KKTC'nin bu önerisine tam destek verdik." diye konuştu.
Kıbrıs meselesinin özünde, Rum tarafının hakimiyetçi zihniyetinin sürmesi ve haksız biçimde Ada'nın tek temsilcisi olarak tanınması olduğunu taraflara izah ettiklerini söyleyen Çavuşoğlu, "Bunun için Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliği teslim edilir ve eşit statüsü tanınırsa yeni bir sürecin başlatılabileceğini vurguladık. Yeni bir müzakere sürecinin iki toplum arasında değil, artık iki devlet arasında olması gerektiğini söyledik. Bu yaklaşımın ilerde başlatılacak bir müzakere sürecinin veya bulunacak bir çözümün başarısız olması halinde Kıbrıs Türklerinin statüsünü belirsiz kılmasını da önleyeceğini özellikle ifade ettik." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Rum tarafının ise toplantıda Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kıbrıslı Türkleri de içine alacak şekilde evrilmesi konusunu dile getirdiğini aktararak "Kıbrıs Türklerinin eşitliğini yine koşullara bağladılar. Hiçbir şey olmamış gibi 2017'de Crans Montana'da kalınan yerden devam etmek istedi." ifadelerini kullandı.
Rum lider Nikos Anastasiadis'in, dönüşümlü başkanlık ve +1 oy hakkı gibi konuları kabul edebilmesi için "Tatmin edilmesi" mesajı verdiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Tatmininin limitini sorduk, ona bir cevap veremedi. Bu kadar üst perdeden konuşmaya çalıştılar ama gerekli cevapları Sayın Tatar ve bizden aldılar." dedi.
Çavuşoğlu, Anastasiadis'in Crans Montana'da kalınan yerden devam etme arzusunda da samimi olmadığının ortaya çıktığını belirterek "Crans Montana'da masayı devirenin kendisi olduğunu sanırım unutmaya ve unutturmaya çalıştı ama biz tekrar bunu hatırlattık. O toplantıya gelmeden önce verdiği belgeleri de önce inkar etmeye kalktı, fotokopisini önüne koyduğumuz zaman da ne yapacağını şaşırdığını gördük." diye konuştu.
Kıbrıs konusunda 2017'de yapılan Crans Montana görüşmelerinin ardından federasyon seçeneğinin masadan kalktığını belirten Çavuşoğlu, "Hem biz hem Sayın Tatar, federasyon defterini 2017'de kapattığımızı muhataplarımıza hatırlattık. Ezcümle Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin tutumunda hiçbir değişiklik yok." değerlendirmesinde bulundu.
- "Maraş ve Ercan Havalimanı'nın BM kontrolüne verilmesini teklif etti"
Çavuşoğlu, Anastasiadis'in toplantıda gündemi değiştirme girişimlerinden ve toplantının konusu olmayan meseleleri açmasından da söz ederek "Rum lider gündemi değiştirmek için Maraş'ın ve Ercan Havaalanı'nın BM kontrolüne, Gazimağusa Limanı'nın da AB kontrolüne verilmesini teklif etme cüretini gösterdi. Tabii bunların ciddiye alınması mümkün değildir. Bunları da kendilerine söyledik." ifadelerini kullandı.
Doğu Akdeniz'deki hidrokarbonun paylaşımı konusunun da gündeme geldiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Hidrokarbon meselesi, gelir paylaşımı meselesi Doğu Akdeniz'de gerginliğe sebep olan önemli bir konudur. Bu konuda yine KKTC'yle hidrokarbon gelirlerini paylaşılmak istenmediği açıkça göstermiştir." dedi.
Yunanistan'ın ise toplantı boyunca federasyon seçeneğini savunduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Yunanistan ise beklendiği şekilde federasyonu öngören BM Güvenlik Konseyi kararlarının arkasına saklandı ve 50 yıldır sonuç vermeyen federasyon modelini tekrar müzakere edilmesini savundu. Biz de tabii eski konsey kararlarının günümüz gerçeklerini, iki tarafın ortak iradesini yansıtmadığını ve taraflar isterse değiştirilebileceğini söyledik." değerlendirmesinde bulundu
Çavuşoğlu, 5+1 toplantısının Kıbrıs meselesinde önemli bir dönüm noktası olduğunu da belirterek "Türk tarafı egemen eşitliğe dayalı, iki devletli çözüm modelini kayda geçirmiştir. Bu aslında KKTC'nin bağımsızlığı ve egemenliği mücadelesidir. Bu uzun soluklu mücadelede Türkiye, KKTC'nin yanında olmaya devam edecektir." diye konuştu.
- "Güvenlik Konseyi ve AB'den telkinler ve baskılar gelecek bunları da görüyoruz"
Toplantının sonunda gazetecilerin soruların yanıtlayan Çavuşoğlu, "Genel Sekreter, süreci 2-3 ay daha devam ettirecek ve 2-3 ay sonrasında tekrar 5+1 formatında gayriresmi bir toplantı gerçekleştirmeyi öngörüyor. Yeri henüz belli değil. Cenevre ya da New York olabilir." dedi.
Bu süreçte yıllardır müzakere edilen modellerin neden işlemediğinin anlatılacağını söyleyen Çavuşoğlu, "Barışçıl biçimde müzakere edilmiş, kalıcı bir çözümden yana olduğumuzu fakat dayatmaları da kabul etmeyeceğimiz anlatacağız. Bu süreçte başta bazı Güvenlik Konseyi üyeleri olmak üzere ve AB'den telkinler gelecek, baskılar gelecek bunları da görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Özellikle AB'nin Kıbrıs konusunu Türkiye-AB ilişkileri bakımından önemli görmesini eleştiren Çavuşoğlu, "Özellikle AB, Türkiye-AB ilişkileri bakımından önemlidir gibi üst perdeden, tehdit dilini kullanmaya devam edecektir. Bunları öngörüyoruz." diye konuştu.
Çavuşoğlu Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin 53 yıldır tüm planları desteklediği halde neden bu olumlu yaklaşımların yok sayıldığını ve izolasyonların devam ettiğinin izah edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
- "Yalana dayalı kampanyalarını sürdürdüler"
Çavuşoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'ın, Cenevre'deki Kıbrıs görüşmeleri sürerken BM Genel Sekreteri Guterres'e sunduğu 6 maddelik önerinin Rum basınına sızdırılmasına ilişkin soruya ise "Belgenin sızdırılmasına gelince, o bakımdan da hiçbir şeyin değişmediğini, hani 'Batı cephesinde değişen bir şey yok' derler ya, ahlaki olarak da etik olarak da değişmediklerini maalesef olumsuz anlamda söylüyorum bunu, değişmediklerini gördük." yanıtını verdi.
BM Genel Sekreteri Guterres'in, toplantıda Chatham House kurallarının izlenmesini istemesine karşın önerinin sızdırıldığına işaret eden Çavuşoğlu, "Neticede gizli bir belge değil. Biraz önce Sayın Cumhurbaşkanımızla (Tatar) beraber izah etmeye çalıştığımız, KKTC'nin ve Türkiye'nin desteklediği vizyonunu paylaşmıştır. Bu toplantı sırasında tabi her yeri arayarak 'Türkiye ve KKTC çözüm istemiyor, bunlar her şeyi tıkıyor' gibi yalana dayalı kampanyaları sürdürmüşlerdir." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Crans-Montana'daki görüşmelerde Anastasiadis'in söylediklerini Rum kesimindeki seçim sonuçlanana kadar kendisine söz verdikleri için kimseyle paylaşmadıklarını anlatarak, şunları kaydetti:
"O zaman 'En iyi çözüm iki devletli çözümdü' demişti. Şimdi başka şeyler söylüyor. Daha sonra New York'ta neler söyledi, onlara da o zaman 'İki devletli çözüm için yeterli destek yok, konfederasyon ama konfederasyonda da dönüşümlü başkanlığı kabul etmem, başkan yardımcısı Kıbrıs Türklerinden olacak, başkan Rumlardan olacak' demişti. Bu çelişkili ifade ve yalanlarını farklı kişilere, kesimlere, farklı zamanlarda farklı şeyler söylediğini, dürüst olmadığını da söylemek durumunda kaldık. O nedenle dünkü belgelere paylaşmaları, bu tür yalan söylemeler onlara yakışan bir tavır. Biz orda da söyledik toplantıda da, her yerde aynı şeyleri söylüyoruz. İlkesel tutumumuzu sergiliyoruz, etik kurallara da sonuna kadar riayet ediyoruz."
- "Vizyonumuzun ilkesel bir vizyon ve tutum olduğunu tüm taraflar sevse de sevmese de görmüş oldu"
Bakan Çavuşoğlu, Crans-Montana'dan bu yana İngiltere ve BM'nin tutumunda değişiklik olup olmadığı yönündeki soruya cevaben, "Genel Sekreter bizi bu gayriresmi toplantıya artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diye davet etti. BM Güvenlik Konseyi'nin kendisine verdiği görevler çerçevesinde görevlerini yapması doğaldır ama bu gayriresmi bir toplantı olduğu için onun dışındaki fikirleri de gündeme getirdi." dedi.
Guterres'in sonuçta orta yolu bulmaya çalıştığını söyleyen Çavuşoğlu, İngiltere'nin de aynı şekilde farklı sorular sorduğunu, bazı fikirler ortaya attığını belirtti.
Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bazı fikirleri ilginç bulsak da özellikle egemen eşitlik beklentileri karşılamadığı için ve Kıbrıs Türklerinin 1960 anlaşmasıyla elde ettiği statü ve egemenlik konusunda beklentileri karşılayacak nitelikte olmadığı için kendi düşüncelerimizi de paylaştık. En azından bir çaba sarf ettiler. Onların tutumu da ne değişti ne değişmedi. Sonuçta söylemek bize düşmez ama bu toplantıya bizim müzakereyi üst perdeden başlatmak için gelmediğimizi vizyonumuzun ilkesel bir vizyon ve tutum olduğunu tüm taraflar sevse de sevmese de görmüş oldu."
Çavuşoğlu başka bir soru üzerine, KKTC'deki siyasi partilerin genel başkanlarına Cumhurbaşkanı Tatar ile birlikte bilgilendirmede bulunduklarını anımsatarak "Orada da söyledim. Net bir şekilde egemen eşitlik tanınırsa ve de iki tarafın uluslararası statüsü eşitlenirse iki devletli çözüm temelinde müzakereler olabilir dedik. Bunları söylediğimiz halde, 'bu niye söylenmedi denirse burada farklı bir niyetin olduğunu düşünebiliriz."
(Bitti)