GÖRÜŞ - Yükseköğretimde uluslararasılaşma
- Yükseköğretimde uluslararasılaşma yükseköğretim kurumlarının kültürlerarası diyalog, müzakere ve etkileşimlerini artırmak, araştırma ve bilgiyi paylaşarak dışa açılmalarını sağlamak için kullandıkları en etkin araçlardan biri olarak öne çıkıyor- Bundan beş yıl önce sistemimizdeki uluslararası öğrenci sayısı 40 binli rakamlarda iken bugün bu sayı 200 bini aşmış durumda. Türkiye’nin yükseköğretimde bir bölgesel güç olma iddiasını desteklemek ve geliştirmek için, ilgili kurumlardan biri olan YÖK, uluslararasılaşma kavramını aynı zamanda bir kamu politikası olarak ele almaktadır- Türk yükseköğretim sistemine dâhil olan uluslararası öğrenci sayısında da gittikçe artan bir eğilim izlenmekte. 2000-2001 öğretim yılında ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısı 16 bin 656 iken bu sayı Yeni YÖK döneminde 2013-14 öğretim yılında 48 bin 183’e, 2016-17 öğretim yılında 108 bin 76’ya ve bugün büyük bir sıçrama kaydederek 2020-2021 öğretim yılında 200 binli rakamlara ulaştı- Yükseköğretim Kurulu’nun yükseköğretimde yapısal değişiklik çalışmalarında önemli başlıklarından biri de “Hedef Odaklı Uluslararasılaşma” olmuştur. Bu başlıkta Yeni YÖK çalışmaları bağlamında hedef ülkeler belirlenerek çalışmalar yürütülüyor- Uluslararası öğrenciler dışında 2019-2020 verilerine göre, 216’sı profesör, 210’u doçent olmak üzere toplam 3 bin 325 uluslararası öğretim elemanı da üniversitelerimizde görev yapmakta. Bir diğer önemli bilgi, Avrupa Komisyonu 2020 raporuna göre, AB ülkeleri arasında Erasmus+ öğrencilerinin en çok tercih ettiği beşinci ülkeyiz
İSTANBUL (AA) -YEKTA SARAÇ- Yükseköğretimde uluslararası çalışmalar son 30 yıldır küresel dünyada (kuzeyde, güneyde, Asya’da, Avrupa’da) uluslararası, ulusal ve kurumsal politikaların odağında, yazısız karşılıklı güvene ve birlikte yapılan anlaşmalara dayalı olarak, üniversitede yürütülen eğitim, araştırma ve hizmetin uluslararası ve kültürlerarası çalışmalarıyla yürütülüyor.
Dünya literatüründe küreselleşme ülkeler arasındaki ekonomik, siyasi, sosyal ilişkilerin yaygınlaşması ve gelişmesi, ideolojik ayrımlara dayalı kutuplaşmanın değişime uğraması, farklı toplumsal kültürlerin, inanç ve beklentilerin daha iyi tanınması, ilişkilerin yoğunlaşması gibi farklı görünen ancak birbirleriyle bağlantılı olgular içermesi, bir anlamda maddi ve manevi değerlerin ve bu değerler çerçevesinde oluşmuş birikimlerin milli sınırları aşarak dünya çapına yayılması olarak tanımlanıyor. Tam da bu bağlamda yükseköğretimde uluslararasılaşma, yükseköğretim kurumlarının kültürlerarası diyalog, müzakere ve etkileşimlerini artırmak, araştırma ve bilgiyi paylaşarak dışa açılmalarını sağlamak için kullandıkları en etkin araçlardan biri olarak öne çıkıyor. Yükseköğretim sistemlerinin uluslararasılaşmasında en önemli göstergelerden biri olan ve ülkelerin uluslararası görünürlüğüne, etkinliğine ve ekonomilerine katkı sağlayan, yükseköğretimin standartlarını daha da yükselten, uluslararası öğrencilerin yükseköğrenim sistemi içerisinde eğitim görmelerine dünya ülkeleri özel önem atfediyorlar.
Son yıllarda ülkeler ve yükseköğretim kurumları Birleşmiş Milletlerin (BM) 17 maddelik Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda göçmenler, azınlıklar, mülteciler gibi grupların da eğitimini dikkate alarak uluslararasılaşma politikalarında ciddi anlamda gelişme hedefleri ortaya koymaktalar. 2020 yılında ise büyük bir dünya trajedisi olarak değerlendirilen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi nedeniyle çok zor şartlar altında kalan dünyamızda, uluslararası ölçekte çok farklı ve önemli kararlar alınmak durumunda kalındı.
Yükseköğretimde uluslararasılaşma, yetiştireceğimiz bu öğrenciler ve değişim programları, kamu diplomasisinin iki yönlü yaklaşımı için de ideal bir değer taşır. Bu nedenledir ki yükseköğretimde uluslararasılaşma meselesi Yeni YÖK’ün öncelikli hedeflerinden biri olarak gündeme alındı.
Bundan beş yıl önce sistemimizdeki uluslararası öğrenci sayısı 40 binli rakamlarda iken bugün bu sayı 200 bini aşmış durumda. Türkiye’nin yükseköğretimde bir bölgesel güç olma iddiasını desteklemek ve geliştirmek için, ilgili kurumlardan biri olan YÖK, uluslararasılaşma kavramını aynı zamanda bir kamu politikası olarak ele almaktadır.
Dünya genelindeki öğrenci hareketliliğine bakıldığında, 1970’li yıllarda yaklaşık 800 bin olan uluslararası öğrenci sayısının 2012 yılında 4,5 milyona, 2019’da 5,6 milyona ulaştığı görülmekte. 1990’lardan sonra dünyanın küresel ekonomiye geçişiyle uluslararasılaşma da bu büyük değişimden etkilenmiştir.
Türk yükseköğretim sistemine dâhil olan uluslararası öğrenci sayısında da gittikçe artan bir eğilim izlenmekte. 2000-2001 öğretim yılında ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısı 16 bin 656 iken bu sayı Yeni YÖK döneminde 2013-14 öğretim yılında 48 bin 183’e, 2016-17 öğretim yılında 108 bin 76’ya ve bugün büyük bir sıçrama kaydederek 2020-2021 öğretim yılında 200 binli rakamlara ulaştı.
- Dünyada yükseköğretimde uluslararasılaşma
UNESCO ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre, dünyada toplam uluslararası öğrenci sayısı 5,6 milyon; OECD ülkelerindeki uluslararası öğrenci sayıları 3,9 milyon; OECD ülkeleri dışındaki ülkelerdeki uluslararası öğrenci sayıları 1,7 milyondur. [1]
Kuzey Amerika ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, toplam uluslararası öğrencilerin yüzde 65’ine ev sahipliği yapıyor. 2020 itibarıyla Çin dünyada ülke dışına en çok öğrenci gönderen ülke konumundadır. Hindistan ve Vietnam ise Çin’i takip eden ülkelerdir. Genel olarak bakıldığında, öğrenci kabulünde ilk üç ülke İngilizce konuşulan ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya olarak öne çıkıyor. [2] ABD 1965’te 100 bin olan uluslararası öğrenci sayısını 2019 itibarıyla bir milyonun üzerine çıkardı.
Uluslararası öğrenci hareketliliğinde pandemiden önce de ülkeler arasında sayıların değişken olduğunu görebiliyoruz. Eğitimin kalitesi, eğitim dili, düşük maliyet, öğrencilere sağlanan iyi olanaklar, öğrenciyi güler yüzle karşılamak ve “komşu ülkeler” kavramı uluslararası öğrenci çekmekte etkin faktörler olarak biliniyor.
- Türkiye’de yükseköğretimde uluslararasılaşma
Yükseköğretim Kurulu’nun yükseköğretimde yapısal değişiklik çalışmalarında önemli başlıklarından biri de “Hedef Odaklı Uluslararasılaşma” olmuştur. Bu başlıkta Yeni YÖK çalışmaları bağlamında hedef ülkeler belirlenerek çalışmalar yürütülüyor. Hedef ülkelerin belirlenmesinde başta Dışişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) olmak üzere Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, AB Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı’ndan katkı alınarak stratejileriler oluşturuldu. Ayrıca tüm üniversitelerimizden kendi uluslararasılaşma stratejilerinde kısa, orta ve uzun vadeli hedef/odak olarak belirledikleri ülkelerin listesi ile bu ülkelerle yapılacak işbirliği alanları hakkında görüşler toplandı. Bu veriler üzerinde yapılan değerlendirmeler neticesinde, Türkiye’nin yükseköğretimde uluslararasılaşma projesine katkı konusunda yüksek potansiyele sahip ülkeler, ayrıca stratejik yönden öne çıkan ülkeler, önümüzdeki beş yıllık süreyi kapsayacak biçimde 2017 yılında belirlenmiş ve ilk defa YÖK Uluslararasılaşma Strateji Belgesi (2018) yayımlanarak çalışmalar bu doğrultuda yürütülmüştür.
Türkiye yükseköğretim sistemi hakkında uluslararası öğrencileri bilgilendirmek için “Study in Turkey” adlı bir web sitesi kuruldu. [3] Site Türkçe, İngilizce ve Arapça dillerinde hizmet vermekte. Bu platform sayesinde, uluslararası öğrenciler ve öğretim elemanları tek bir merkezden doğru, güncel, pratik ve kapsamlı bilgilere ulaşabiliyorlar. Pandemi yılı olan 2020’de Türk üniversitelerinin yurtdışında dijital ortamda tanıtılması için 20-22 Temmuz 2020 tarihlerinde “Study in Turkey YÖK Sanal Fuarı” gerçekleştirildi. Proje diplomatik temsilciliğimizin bulunduğu 142 ülkede, Dışişleri bakanlığımız, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Yunus Emre Enstitüsü (YEE), Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) gibi paydaş kurumların da katkılarıyla yürütüldü. Fuara toplam 164 ülkeden ziyaretçi girişi oldu.
Türkiye uluslararası öğrenci kabul eden ülkeler arasında son beş yılda en hızlı büyüyen ülkelerden biri. 2021 yılında bugün, yükseköğretim kurumlarımızda 182 farklı ülkeden uluslararası öğrencimiz bulunuyor. 2014 yılında 48 binlerde olan uluslararası öğrenci sayımız 2021’de 207 bine ulaştı. Bu sayı ile dünyada uluslararası öğrenci kabul eden ilk 10 ülkeden biriyiz ve Avrupa yükseköğretim alanında ise İngiltere, Almanya, Fransa ve Rusya’dan sonra beşinci sırada yer almaktayız. [4]
Uluslararası öğrenciler dışında 2019-2020 verilerine göre, 216’sı profesör, 210’u doçent olmak üzere toplam 3 bin 325 uluslararası öğretim elemanı da üniversitelerimizde görev yapmakta. Bir diğer önemli bilgi, Avrupa Komisyonu 2020 raporuna göre, AB ülkeleri arasında Erasmus+ öğrencilerinin en çok tercih ettiği beşinci ülkeyiz.
YÖK’ün kuruluşu olan 1982 yılından 2014’e kadar geçen 32 yılda, 15 ülke ile yükseköğretim alanında işbirliğine yönelik Mutabakat Zaptı (MoU) imzalanmışken, son beş yılda aralarında Japonya, Kore, Malezya, Makedonya, Romanya, Tayvan ve Pakistan’ın da bulunduğu 39 ülke ile yükseköğretim alanında işbirliğine yönelik 54 protokol imzalandı. Bu anlaşmalarla Balkanlar’dan Afrika’ya, Uzakdoğu’dan Avrupa’ya geniş çaplı bir uluslararasılaşma faaliyeti sürdürülüyor.
Hedef odaklı uluslararasılaşma çalışmalarımızdan biri de yabancı uyruklu öğrencilerimize verilen YÖK burslarıdır. Bu öğrenciler, bu burs kapsamında eğitimlerini tamamladıklarında kendi ülkelerine dönmekte, devlet kurumlarında veya kendi ülkelerindeki devlet üniversitelerinde mecburi hizmet esasına dayalı olarak görev yapmaktadırlar. Bu özgün burs projesi Filipinler, Ukrayna, Filistin, Arnavutluk, Bangladeş, Makedonya, Sudan gibi ülkelerle koordineli bir şekilde yürütülmektedir.
Mülteciler ve geçici koruma kanunu kapsamındaki göçmenler konusunda, Türkiye’nin açık kapı politikası ile uyguladığı insani yaklaşımların yansımasını, yükseköğretim sayılarında da görmekteyiz. Dünya ortalamasında mültecilerin yükseköğretime erişiminin yüzde 3 olduğu bu dönemde, Türkiye’de bu oran yüzde 7,54 olarak verilmektedir. 2021’de Türk yükseköğretiminde 48 bin 192 Suriyeli öğrenci, 14 bin 206 Iraklı öğrenci ve 8 bin 494 Afganistanlı öğrenci eğitim görüyor. Bu ülkelerden üniversitelerimize katılan toplam öğretim elemanı sayısı da 376.
Pandemi döneminde eğitimde, araştırmada ciddi güçlükler yaşıyoruz. Seyahatlerin, ülkeler arası hareketliliğin kısıtlı olduğu bu dönemde, bütün dünya üniversitelerindeki uluslararası etkinliklerin ve öğrenci hareketliliğinin de yoğun olarak etkilendiğini görmekteyiz. Sınırlar ve kampüslerin kapalı olması nedeniyle, Türkiye’deki üniversiteler de dahil olmak üzere, yükseköğretim kurumlarının yüzde 60’ı dijital etkinliklerine büyük yatırımlar yaptılar. Uluslararası tüm etkinliklerde bilişim teknolojileri kullanılarak eğitim ve araştırma sistemlerinin sürdürülmesine azami gayret gösteriliyor.
Önümüzdeki zaman diliminde yükseköğretimde çevrimiçi (online) eğitimin bir süre daha devam edeceği öngörülüyor. Dolayısıyla üniversitelerimizde dijital altyapılarımızı güçlü kılmaya, bu yapıları kullanacak nitelikli personeli yetiştirmeye ve yurtdışı yükseköğretim kurumlarıyla işbirliklerini ve iletişim ağlarını geliştirmeye devam etmemiz gerekiyor.
[Eski Türk edebiyatı, belâgat-retorik ve metin şerhi alanında uzmanlaşan, 2005 yılında Yükseköğretim Kurulu genel kurul üyesi olan Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç 2014 yılından bu yana Yükseköğretim Kurulu Başkanıdır]
[1] OECD- Education at a Glance 2020, Eylül 2020.
[2] UNESCO, Ocak 2020
[3] www.studyinturkey.gov.tr
[4] UNESCO verileri, 2020