Hastaların yaşama tutunmasında ilk el olan acil tıp teknisyenleri Kovid-19'a da göğüs geriyor
- Acil Tıp Teknisyeni Şule Atalay:- "Yaşlı bir hastaya gitmiştik. Hem de KOAH hastasıydı. Ciddi anlamda solunum sıkıntısı yaşıyordu. Kovid-19'du kendisi. Oksijen verdiğimizde bile 'Allah razı olsun. İyi ki yetiştiniz.' dedi. Yaptığınız aslında basit bir uygulama gibi gözüküyor ama o insana umut veriyorsunuz. Hayata bağlanması için bir sebep veriyorsunuz. Bunları unutamıyorum"- "Kimse, 'Bana bir şey olmaz. Ben iyiyim, bağışıklık sistemim güçlü.' demesin. Hastanede genç, yaşlı, çocuk birçok insan yatıyor. Bir nefes alabilmek için nelerini feda edecek insanları biliyoruz"- İstanbul 112 Acil Avrupa Komuta Merkezi Şefi Direnç Bozkurt:- "(Günde) 25 bin civarı çağrı alıyoruz. Bunun yüzde 90'ı da ambulansa ihtiyacı olmayan çağrılar. Pandemi sürecinde (çağrılar) çok arttı. 50 binleri bulan çağrı oldu"
İSTANBUL (AA) - ELİF KÜÇÜK - Sağlık ordusunun neferlerinden olan, çoğu zaman yaptıkları ilk müdahaleyle hastaların yaşama tutunmasını sağlayan acil tıp teknisyenleri, salgına da göğüs gererek, Kovid-19'lu hastalara sağlık hizmeti sunuyor.
Kimi zaman sokakta, kimi zaman evde, kimi zamansa ulaşılması zor bölgelerde şifa arayanlara "hızır gibi yetişen" acil tıp teknisyenleri, hastalara hızlı ve doğru desteği verebilmek için gece ve gündüz demeden görevini yerine getiriyor.
Çoğu zaman ilk müdahaleyi yapan kişiler olarak, birçok hastaya yaşam umudu veren, rahatsızlığına derman bulmasını sağlayan acil tıp teknisyenleri, sağlık hizmetlerinin de önemli bir parçasını oluşturuyor.
112 Acil Çağrı Merkezi'ne gelen yardım çağrısının ardından yapılan vaka anonsunu duyar duymaz paramedik ve ambulans şoföründen oluşan ekibiyle istasyonlarından süratle ayrılan acil tıp teknisyenleri, vakaya en kısa sürede ulaşarak müdahalede bulunuyor.
- "Hasta Kovidli" diye asla endişe etmiyorlar
Acil tıp teknisyenliği görevini 7 yıldır sürdüren Şule Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaptıkları işin "hayati" olduğunu söyledi.
Atalay, insanlara en zor zamanlarında yardımcı olduklarını, salgının özellikle yükselişe geçtiği dönemlerde çok yoğun çalıştıklarını ancak bu süreçte Türkiye'nin sağlık sisteminin ne kadar başarılı olduğunu da anladıklarını belirtti.
Vakaya giderken maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat ettiklerini, 3M maske, tulum, eldiven, siperlik gibi koruyucu ekipmanlarla önlem aldıklarını kaydeden Atalay, ambulansların içini de Kovid-19'lu bir vakanın ardından dezenfekte ettiklerini bildirdi.
Salgın sürecinde 112 Acil Çağrı Merkezi'ni, "Nefes alamıyorum, göğsüm çok ağrıyor" şikayetiyle arayan, müdahale için gidildiğinde ise "Test yaptırmak istiyordum. O yüzden aradım" diyen birçok vakayla karşılaştıklarını dile getiren Atalay, bu tarzdaki talepler nedeniyle işlerinin daha da yoğunlaştığını söyledi.
Atalay, Kovid-19 tanılı vakaya giderken, "Hasta Kovidli" diye asla endişe etmediklerini, insanın hayatını kurtarmanın her şeyden daha önemli olduğunu düşündüklerini kaydetti.
- "Nefes alamayıp, zor durumda olan insanlara fazlasıyla gittik"
Acil tıp teknisyeni Atalay, gittikleri vakalarda bazı hasta yakınlarının kendilerine tepki gösterebildiğini anlatarak, "Belki vakaya 5 ya da 10 dakikada gidiyoruz ama o insan yakınının acısını yaşadığı ya da yakınına yardım edemediği için bir yardım eli bekliyor ve süre ona daha uzun geliyor. 'Niye geç kaldınız? Neredesiniz?' diyor. Bunlara hep maruz kalıyoruz ama emin olsunlar ki elimizden geldiğince hızlı şekilde çıkıyoruz, geliyoruz. Vakaya ulaşma sürelerimiz gayet kısa." dedi.
Vakaya kısa sürede ulaşabilmeleri için vatandaşlardan trafikte kendilerine yardımcı olmalarını isteyen Atalay, "Fermuar sistemi var. Sağdaki araçların sağa soldakilerin sola geçmesi gerekiyor ama bizim önümüze kırdıklarında trafikte mahsur kalıyoruz. Bir de ambulansın arkasına takılıyorlar. Ani fren yaptığımızda kazaya karışabiliriz. Bu sırada ben kaza geçirdiğim için o insana gidemem, başka birinin hayatını kurtaramamış olurum." diye konuştu.
Atalay, Kovid-19 döneminde maske, mesafe ve hijyene dikkat edilmesinin önemini ifade ederek, kalabalık ortamlara girilmemesi ve ziyaretlere ara verilmesi önerisinde bulundu.
Salgının devam ettiğine dikkati çeken Atalay, "Hastanede yatan insanları görseler. Kimse, 'Bana bir şey olmaz. Ben iyiyim, bağışıklık sistemim güçlü' demesin. Hastanede genç, yaşlı, çocuk birçok insan yatıyor. Bir nefes alabilmek için nelerini feda edecek insanları biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Atalay, salgın sürecinde müdahale için gittikleri bir hastayla unutamadığı hikayesini şöyle anlattı:
"Yaşlı bir hastaya gitmiştik. Hem de KOAH hastasıydı. Ciddi anlamda solunum sıkıntısı yaşıyordu. Kovid-19'du kendisi. Oksijen verdiğimizde bile 'Allah razı olsun. İyi ki yetiştiniz' dedi. Yaptığınız aslında basit bir uygulama gibi gözüküyor ama o insana umut veriyorsunuz. Hayata bağlanması için bir sebep veriyorsunuz. Bunları unutamıyorum. Nefes alamayıp, zor durumda olan insanlara fazlasıyla gittik. O yüzden herkes dikkat etsin."
- Dünyanın en büyük şehirlerinden İstanbul'da hastalara ilk müdahaleyi yapıyorlar
İstanbul 112 Acil Avrupa Komuta Merkezi Şefi Direnç Bozkurt ise kendilerini arayan vatandaşların telefonlarına ilk olarak veri girişinde bakıldığını, eğer gerçekten ambulans ihtiyacı varsa aramanın çağrı karşılayıcı personele yönlendirildiğini, değerlendirilen vakalar için ambulans çıkarıldığını ve ekiplerin hastalara ulaştığını belirtti.
Kendilerini, "dünyanın en büyük şehirlerinden birinde, hastalık ve acil olaylarla karşılaşıldığında ilk müdahaleyi yapan ekip" olarak, tanımlayan Bozkurt, bu sorumluluğun altından kalkacak organizasyona da sahip olduklarını kaydetti.
Salgında organizasyonlarının biraz daha hızlı hale geldiğini ifade eden Bozkurt, vaka sayılarının çok arttığı dönemde hastaları değerlendirmek için kendilerine göre farklı yöntemler uygulamaya başladıklarını söyledi.
Bozkurt, pandemi sürecinde ambulansa çok daha fazla ihtiyaç olduğu için değerlendirmeyi biraz daha hassas yaptıklarını belirterek, "Hastaların durumunu biraz daha sorgulayarak ambulansa yönlendiriyoruz. Bu önemli bir ayrım. Ambulansları daha işlevsel kullanmamıza sebep oldu. Kovid için arayan ama durumu acil olmayanlar için filyasyon ve Kovid destek birimimiz var. Onlara yönlendiriyoruz. Onlar, o an müdahale gerektirmeyen ama yardıma ihtiyacı olan insanları hastanelere götürüyor." bilgisini verdi.
- 112'ye yapılan çağrıların yüzde 90'ı asılsız
112 Acil Çağrı Merkezi'ne yapılan aramaların yüzde 90'ının ambulansa ihtiyacı olmayan, bir kısmının asılsız ve kendileriyle hiç alakası bulunmayan çağrılar olduğuna dikkati çeken Bozkurt, şunları kaydetti:
"Sadece bunun için her gün 30'un üzerinde insanın çalışması, bu eliminasyonu yapması gerekiyor. Bu da önemli bir şey. (Günde) 25 bin civarı çağrı alıyoruz. Bunun yüzde 90'ı da ambulansa ihtiyacı olmayan çağrılar. Pandemi sürecinde çok arttı. 50 binleri bulan çağrı oldu. Ama bugünün, nispeten işlerin daha rayına oturduğu dönemi söylersek, insanlar sağlık sorunlarıyla ilgili hemen hemen her şey için bizi arıyorlar. Bu çok anormal değil açıkçası ama bir de asılsız arayanlar, 112'yi meşgul edenler var. Ne için yaptıklarını bilmiyorum ama sistemi bu şekilde kullananlar var. Asıl zarar verenler bunlar."
Sistemin gereksiz yere meşgul edildiği her anın, sağlığa ihtiyacı olan birine hizmetin aksamasına neden olduğunun unutulmaması ve bunun bilincinde davranılması gerektiğinin altını çizen Bozkurt, "Bazen de ambulansa ihtiyacı olup aramayanlar var. Bazıları meşgul etmek istemiyor ama bu durum hastalara zarar veriyor. Yani, ihtiyacı olmamasına rağmen araması da çok yanlış, ihtiyacı olmasına rağmen aramaması da çok büyük bir yanlış. Bu konuda toplumun ciddi şekilde bilinçlendirilmesi lazım." şeklinde konuştu.