İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'den "3 Mayıs Türkçülük Günü" mesajı:
- "İYİ Parti olarak bizler, paydaş ülkelerin birbiriyle yakın iş birliğinde olduğu, güçlü bir Türk Dünyasının hem ülkemizin hem de kardeş ülkelerimizin kalkınmasında kritik öneme sahip olduğunu düşünüyoruz"- "Türk Dünyası Dil Kurultayı, Türk Dünyası Bilim ve Teknoloji Kurultayı ve Türk Dünyası İktisat Kongresinin en uygun ve en kısa zamanda düzenlenmesinin ilişkilere her alanda ivme kazandıracağını düşünüyoruz"
ANKARA (AA) - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, paydaş ülkelerin birbiriyle yakın iş birliğinde olduğu, güçlü bir Türk Dünyasının, hem Türkiye'nin hem de kardeş ülkelerin kalkınmasında kritik öneme sahip olduğunu belirtti.
Akşener, 3 Mayıs Türkçülük Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, Türkiye'nin, kardeş Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığını tanıyan ilk devlet olduğunu, fırsatların zamanında ve yerinde değerlendirilememesi sebebiyle geçen 30 yıllık süreç içerisinde potansiyelin hak ettiği seviyeye taşınamadığını ifade etti.
Özellikle ülkeler arasındaki ekonomik iş birliği ve dış ticaret seviyesinin, beklentilerin oldukça gerisinde kaldığını vurgulayan Akşener, Türk Dünyasında iş birliğinin gerçekçi ve somut projelerle yürütülebilmesi için 9 temel ilkenin ve hedefin hayata geçirilmesinin zorunluluk olduğunu kaydetti.
İktidara, bu ilke ve hedefler doğrultusunda gerekli adımları atma çağrısında bulunan Akşener, temel ilke ve hedefleri şöyle sıraladı:
"Türk Dünyasının iş birliğinde, mevcut kazanımların korunması, egemen eşitlik ve karşılıklı anlayış ilkeleri, ilişkilerin yürütülmesinde vazgeçilmez bir öneme sahip olmalıdır. Türk Dünyasında bütünleşme sürecinin ilerletilmesi diğer uluslararası organizasyonların bir alternatifi olarak değil, bağımsız bir medeniyet ve ekonomik yükseliş projesi olarak tasarlanmalıdır. 'Dilde, fikirde, işte birlik' anlayışıyla, üye ülkelerin ortak ve karşılıklı çıkarları esas alınarak, her alanda ilişkilerin geliştirilmesi hedeflenmelidir.
Türk Dünyasının ekonomik potansiyelini harekete geçirebilmek ve etkili bir güzergah haline gelebilmesi için Trans-Hazar Koridorunun işlerlik kazanması büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda öncelikle söz konusu koridorun tüm ülkeler açısından bütünleştirici ve katkı sağlayıcı olabilmesi sağlanmalıdır. Bu hedefe uygun olarak nakliye ve gümrük konuları başta olmak üzere sahada yaşanan problemler bir an önce giderilmeli ve gerekli kararlar alınmalıdır."
- "Türk Dünyası Bakanlığı kurulmalı"
Türkiye'nin dış politikadaki hatalarının, Türk Dünyası ilişkilerinden uzak tutulmasına ve bu ülkelerin hassasiyetlerini zedelemesine asla izin verilmemesi gerektiğini dile getiren Akşener, üye ülkelerle olan projelerin etkinliği ve ülke içerisindeki kurum ve kuruluşların koordinasyonu açısından ivedilikle bir "Türk Dünyası Bakanlığı" kurulmasını önerdi.
Akşener, "Türk Dünyası 2040 Vizyonu" çerçevesinde, "Türk Devletleri İşbirliği Örgütü" yaklaşımının resmiyet kazanması gerektiğini belirterek, buna bağlı olarak Türk Konseyinin genişleme stratejisinin Türk dili ve ortaklığı üzerinde şekillendirilmesi tavsiyesinde bulundu.
İlk aşamada, Türkmenistan'ın yanı sıra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Türk Konseyine dahil edilmesi girişiminin başlatılması, Avrasya bölgesinde dil akrabalığına sahip olunan diğer devletlerle ilişkilerin Türk Konseyi çerçevesinde yeni bir evreye taşınması gerektiğini vurgulayan Akşener, genişleme eğilimi sürecinde iş dünyasının da potansiyelini harekete geçirebilecek ve karlılık, verimlilik temelinde faaliyet gösterecek "Türk Ekonomik İşbirliği ve Yatırım Fonu" oluşturulması önerisini sundu.
- "Ortak tarih, ortak coğrafya dersleri tüm okullara uyarlanmalıdır"
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, şöyle devam etti:
"Salgınla mücadele sürecindeki tecrübeler, ülkelerin sağlık alanında iş birliği yaparak olası krizlere hazırlıklı olmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Bu konudaki öncü ülkelerin Ar-Ge çalışmalarına ayırdığı bütçeler her sene artarken, Türk Dünyası söz konusu alanda da potansiyel imkanlarını bir araya getirmelidir. Tarihsel birikimi, bilimsel altyapısı ve insan kaynağı ile Türk Dünyasının bu hedefe ilerlemesi mümkün gözükmektedir. Türk Konseyi ile ilişkili kurumlardan biri olarak Doğal Afet ve Salgın Hastalıklarla Ortak Mücadele Merkezi ile Biyoteknoloji ve İnovasyon Merkezi kurulması düşünülmelidir. Bununla birlikte, ekoloji ve çevre sorunları göz ardı edilmeyerek, başta su kaynakları olmak üzere diğer tüm kaynakların ortak ve yerinde kullanımı meselesi de masaya yatırılmalıdır.
Bu kapsamda birbirini tamamlayacak şekilde, Türk Dünyası Dil Kurultayı, Türk Dünyası Bilim ve Teknoloji Kurultayı ve Türk Dünyası İktisat Kongresinin en uygun ve en kısa zamanda düzenlenmesinin ilişkilere her alanda ivme kazandıracağını düşünüyoruz."
Akşener, siyasi ve ekonomik ilişkilerin yanı sıra eğitim ve kültür alanında değişen koşullara uygun ve yeni nesilleri gözeten inşa edici projelerin devreye konulması gerektiğini belirtti. Eğitim ve öğretimde, müfredat uyumunu nihai hedef alarak ve pilot uygulamaların ötesine geçilerek, Türk Akademisi ve üye ülkelerin milli eğitim bakanlıklarının iş birliği ile ortak tarih, ortak coğrafya derslerinin tüm okullara uyarlanmasını isteyen Akşener, "Türkiye'nin 90'lı yıllarda başlattığı Büyük Öğrenci Projesi'nde olduğu gibi kapsamlı değişim programları uygulamaya konulmalı ve Türkiye'nin mevcut kontenjanları iki katına çıkarılmalıdır. Gerekli tüm hazırlıklar, ilgili ülkelerle ve onların hassasiyetleri gözetilerek eş güdüm içerisinde gerçekleştirilmelidir." görüşünü paylaştı.
Akşener, son dönemde yeniden gündeme gelen "Dil ve Alfabe Birliği" konusundaki çalışmaların, bilimsel zeminde devam ettirilmesi ve Mustafa Kemal Atatürk'ün başlattığı yol haritasına uygun şekilde geleceğe taşınması gerektiğini aktardı.
Başta Doğu Türkistan ve Kırım olmak üzere Türk Dünyası coğrafyasında yaşanan insan hakları ihlalleri konusunda diplomatik adımlar atılması ve etkili çalışmalar yapılması gerektiğini ifade eden Akşener, şunları kaydetti:
"İktidar önerilerimizi görmezden gelse de İYİ Parti iktidarında, bu ilke ve hedefleri hayata geçirecek adımları süratle atacağız. Çünkü İYİ Parti olarak bizler, paydaş ülkelerin birbiriyle yakın iş birliğinde olduğu, güçlü bir Türk Dünyasının, hem ülkemizin hem de kardeş ülkelerimizin kalkınmasında kritik öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Güçlü Türk Dünyasının, güçlü Türkiye demek olduğuna inanıyoruz."