Marmara Denizi'ndeki tehlike müsilaj sorunu bilimsel verilerle masaya yatırıldı
- Marmara Belediyeler Birliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın:- "Denize yapılan deşarjların arıtmadan geçerek yapılması gerekiyor. Yeterli biyolojik arıtmanın yapılmaması, azot ve fosforun giderilmemesi veya ileri arıtma tekniklerinin uygulanmaması burada karşı karşıya kaldığımız problemin temel nedeni"- Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı:- "Madem ki evsel ve endüstriyel atıklardan, tarımsal faaliyetlerden kaynaklanıyor, yeni bir atık yönetim sistemine geçerek bunu değiştirebiliriz. Marmara Denizi'nin atık yükünü azaltırız bunun sonucunda da müsilaj azalmaya başlar"- İÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neslihan Özdelice:- "Müsilajdan yan ürünler elde etmek veya endüstriye kazandırmak yanlış bir yaklaşım. Ne zaman yapabiliriz? Laboratuvar şartlarında uygun ortamda, diğer canlıların etkilenmeyeceği şekilde biz müsilajı üretip, endüstriye kazandırabiliriz"
İSTANBUL (AA) - Marmara Belediyeler Birliğince düzenlenen çevrim içi seminerde, müsilaj oluşumunu tetikleyen çevresel faktörler, alınması gereken önlemler, müsilajın balıkçılığa etkileri ve sualtı dünyasına etkileri bilimsel verilerle ele alındı.
"Marmara Denizi'nin Yeni Kabusu: Müsilaj" başlığıyla düzenlenen seminerin açılışında konuşan Marmara Belediyeler Birliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, müsilajın neden meydana geldiğinin ortada olduğu bir tablo ile karşı karşıya olunduğunu belirtti.
Kontrol değişkenleri açısından bir yönetim meselesi olarak gördüklerinde ellerinde nelerin olduğunu da bildiklerini ifade eden Büyükakın, "Küresel ısınmadan mütevellit sebepleri kısa vadede ortadan kaldıramayacağımızı biliyoruz. Kontrol edilebilir olanlar belli. Denize yapılan deşarjların arıtmadan geçerek yapılması gerekiyor. Yeterli biyolojik arıtmanın yapılmaması, azot ve fosforun giderilmemesi veya ileri arıtma tekniklerinin uygulanmaması burada karşı karşıya kaldığımız problemin temel nedeni. Aslında bu manada uzun uzun sebepleri tartışmak yerine, eylem planı üzerine yoğunlaşılmalı. Buna ilişkin girişimleri başlattım. Bir eylem planı hazırlanması gerektiği konusunda ön mutabakat sağlandı. Önümüzdeki günlerde netleşecek olan bir eylem planı hazırlığı, bu çerçevede de belediyeler ve bakanlık tarafından alınacak aksiyonlar konusunda farkındalığı oluşturmuş olduk." dedi.
Aşırı yağış alınan durumlarda arıtma tesislerinin kapasitesini aşan, arıtmanın yapılması için gerekli olan sürenin yeterli olmadığı hallerde bazı deşarjların yapıldığını aktaran Büyükakın, bunun bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
Bu konuda birlikte hareketin önemine değinen Büyükakın, "Biz tamamen arıtma yaparak önemli bir kısmı bizde de biyolojik arıtma , kalan kısmı ileri arıtma şeklinde. Bursa yine ileri safhalarda bir durumda. Ancak İstanbul ve Tekirdağ eksenine baktığınızda aynı şeyleri maalesef söyleyemiyoruz. İstanbul dev bir metropol olarak, yapılan deşarjın yüzde 72'sine tekabül eden bir deşarj ile Marmara alıcı ortamına ilave yapıyor. Bizim bir yıllık deşarj tutarımız ile İstanbul'un bir günlüğü neredeyse birbirine denk denebilecek oranlarda." değerlendirmesinde bulundu.
Büyükakın, tarımsal ve endüstriyel faaliyetler alanında da çalışma yapılması gerektiğine dikkati çekti.
- "Marmara, Akdeniz ve Karadeniz arasında astımlı bir insana benziyor"
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, "Müsilaj Oluşumunu Tetikleyen Çevresel Faktörler ve Alınması Gereken Önlemler" başlıklı konuşmasında, müsilajın mikroplanktonların aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkan bir organik yapı olduğunu belirtti.
Müsilajın gerçekleşmesi için üç temel şartın bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Sarı, "Deniz suyu sıcaklığının ortalama sıcaklıklardan yüksek olması, deniz şartlarının durağan olması ve ortamda yeteri miktarda besin elementi olması gerekiyor." dedi.
Müsilajın normalde doğal bir süreç olduğunu ama bu sene görüldüğü gibi bu kadar çok yoğun karşılaşılmasının doğal olmadığını ifade eden Prof. Dr. Sarı, "40 yıllık deniz suyu sıcaklık değerleri ortalamasını dikkate aldığımızda Marmara Denizi'nin bu yılki sıcaklığı 40 yıllık ortalamanın yaklaşık 2,5 derece üzerinde cereyan etmiş durumda. Marmara, Akdeniz ve Karadeniz arasında astımlı bir insana benziyor. Yeterli miktarda beslenemiyor, büyük denizlerle bağlantısı sınırlı." diye konuştu.
- "Derin deniz deşarjı diye bir atık yönetim sistemi yok"
Deniz şartlarının küresel iklim değişiminin etkisi ve Marmara Denizi'nin orijinal yapısı nedeniyle durağan olduğunu anlatan Prof. Dr. Sarı, müsilajın gelişmesine vesile olan besin elementlerine ilişkin şu bilgileri aktardı:
"Nereden geliyor bu besin elementleri? Marmara Denizi'nin çevresinde 25 milyon insan yaşıyor. Türkiye'nin endüstrisinin yarısı neredeyse Marmara Denizi'nin çevresinde. Bu insanların ve endüstrinin atıkları doğrudan ve dolaylı olarak Marmara Denizi'ne gidiyor. Besin elementi nerede yoğunsa, bitkiler, planktonlar yoğun şekilde çalışıp onu tüketmeye çalışıyorlar. Bu yüzden karşımıza devasa bir sorun çıkıyor. "
Midyelerin üzerlerinin müsilaj ile kaplı olduğunu, üreme faaliyetini gerçekleştiremediklerini ve beslenemediklerini belirten Sarı, sözlerine şöyle devam etti:
"Midyeler ölürse denizi kim temizleyecek? Fazla besin elementlerini azaltmamız lazım. Nereden geliyor bu? Evsel ve endüstriyel atıklar ile tarımsal faaliyetlerden. Marmara Denizi için yeni normale ihtiyacımız var. O eskiden su kirliliği yönetmeliğindeki değerlerimiz, eskiden yaptığımız arıtmalar, deşarjlar devam ederse bu etkiyi kıramayacağız. Bozamadığımız sürece de devam eder.
Madem ki evsel ve endüstriyel atıklardan, tarımsal faaliyetlerden kaynaklanıyor, yeni bir atık yönetim sistemine geçerek bunu değiştirebiliriz. Marmara Denizi'nin atık yükünü azaltırız bunun sonucunda da müsilaj azalmaya başlar. Arıtılmadan attığımız her bir litre atık, denizin yükünü arttırıyor. Derin deniz deşarjı diye bir atık yönetim sistemi yok. Bunlar çaresizlikten yapıldı geçmişte. Bundan vazgeçmemiz lazım. Seyrelteceğiz ondan sonra derin deşarj yapacağız. Bir an önce acil müsilaj eylem planına ihtiyacımız var. "
- "Müsilajdan yan ürünler elde etmek yanlış bir yaklaşım"
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neslihan Özdelice, "Marmara Denizi'nde Gözlenen Müsilaj Olayları ve Alınması Gereken Tedbirler" başlıklı konuşmasında, müsiilajın iç yapısına ilişkin bilgi verdi.
Müsilaj üzerinde çalışacak bilim adamlarının glikoz ve galaktoz bileşiklerine bakması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Özdelice, bu bileşiklerden hangisi daha baskın görülürse en azından ilk etapta müsilaja sebep olan grubun da belirlenmiş olacağını söyledi.
Müsilajdan yan ürünler elde etmenin veya endüstriye kazandırılmasının yanlış bir yaklaşım olduğunu savunan Prof. Dr. Özdelice, "Ne zaman yapabiliriz? Laboratuvar şartlarında uygun ortamda, diğer canlıların etkilenmeyeceği şekilde biz müsilajı üretip, endüstriye kazandırabiliriz. " dedi.
Midyelerin içerisinde toksik bir türün saldığı toksin de varsa tüketilmesi halinde solunum felci, ishal, kusma, deride kızarıklıklar gibi vakalarla da karşılaşılabileceğini aktaran Prof. Dr. Özdelice, solunum felcine giden ve yurt dışında ölüm olaylarının bile gözlendiği olayların söz konusu olduğunu kaydetti.
Marmara Adası ve Köyleri Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Engin Algan, müsilajın balıkçılığa etkilerini anlatırken Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem de İzmit Körfezi'ndeki müsilaj tehdidi ve Marmara Denizi için sürdürülebilir çözümler konusunda görüşlerini aktardı.
Sualtı Fotoğraf ve Filmcileri Derneği Başkanı Ateş Evirgen, sualtında çektiği müsilaj manzaralarını katılımcılarla paylaştı.