Otizmli bireylerin anneleri "yalnızlıkları ve korkularını" kısa filme taşıdı
- Otizmli çocuk annelerinin korku ve endişeleri kadar, sevinç ve mutluluklarına da odaklanan "Benden sonra" adlı kısa filmde anneler, kendi hikayelerini canlandırdı- Annelere 2,5 ay gönüllü tiyatro ve drama eğitimi veren Benek Çakmak:- "Annelerin çok zor şartları var. Onların kendi duygularını fark etmelerinde yardımcı olmaya çalıştım. Bu eğitimler anneler için bir terapi oldu"- Kısa filmde rol alan otizmli çocuk annesi Arzu Koşar Sever:- "Biz çevremiz tarafından yavaş yavaş yalnız bırakıldık. Bu süreci diğer anneler yaşamasın, çocuklar da anneler de toplumla kaynaşsın istiyoruz"
İSTANBUL (AA) - MEHMET KARA - Otizmli çocuğu olan 16 anne, aldıkları tiyatro ve drama eğitimlerinin ardından, yaşadıkları zorluklar ve endişeleri "Benden sonra" isimli kısa filmle beyaz perdeye taşıdı.
Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV) desteğiyle hayata geçirilen proje kapsamında tiyatro ve drama eğitmeni Benek Çakmak'tan 2,5 ay boyunca ücretsiz eğitim alan anneler, çocuklarına otizm teşhisi konulmasından itibaren yaşadıkları toplumsal uyum problemlerini, zorlukları ve "Benden sonra çocuğuma ne olur?" endişesini anlatmak için bir araya geldi.
Eğitimlerin ardından kısa filmde rol almak için kolları sıvayan annelerin yaşadıkları tecrübeler senaryoya taşındı. Annelerin korku ve endişeleri kadar sevinç ve mutluluklarına da odaklanan kısa filmde 16 otizmli çocuk ve annesi rol alıyor.
-"Eğitimler anneler için bir terapi oldu"
Tiyatro ve drama eğitmeni Benek Çakmak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TODEV Vakfı Başkanı Arzu Gökçe ile başlattıkları projenin ilk ayağında otizmli çocuğu olan annelere gönüllü eğitim verdiğini söyledi.
Annelerin yaşadığı sorunların çok fazla dile getirilmediğini belirten Çakmak, şöyle konuştu:
"Otizmli çocuğu olan annelerin çok zor şartları var. Bu yüzden kendilerine vakit ayırmamış olduklarını düşündüm. Onlara 2,5 ay boyunca her gün gönüllü tiyatro ve drama dersleri verdim. Güzel bir ekip oluşturduk. Onların kendi duygularını fark etmelerinde yardımcı olmaya çalıştım. Bu eğitimler onlar için bir terapi oldu. Kendi duygularını fark ettiler. Güzel ve zor zamanlarımız oldu. Bu projede en önemli şey annelerin kendi yaşadıklarını kendilerini oynaması ve otizmli çocukların da kısa filmde yer alması oldu. Otizmli bir annenin hayatın içinde nasıl yalnızlaştığını anlatmaya çalıştık."
Kısa filmin yönetmenliğini yapan Eda Yüce de otizmli annelerin yaşadıklarını anlatmak için kurulan ekipte yer almaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi. Yüce, filmi çekerken birçok defa duygusal anlar yaşadıklarını, otizmli bir çocuk annesinin teşhisten yaşamının sonuna kadar yaşadığı duyguları anlatmak için gayret sarf ettiklerini kaydetti.
- "Bu filmde hem sevincimizi hem korkularımızı anlattık"
TODEV Vakfı Aile Koordinatörü Eylem Kıymaz, 8 yaşında otizmli bir erkek çocuğu olduğunu belirterek, kısa filme en çok büyük katkıyı annelerin verdiğini ifade etti.
Annelere projeyi anlattıklarında büyük heyecan duyduğunu anlatan Kıymaz, "Ben de onlardan biriyim. Tiyatro eğitimlerimizin ardından koronavirüs pandemisi yüzünden gösterilerimizi yapamadık. Biz de kısa filmle kendimizi anlatmak istedik. 16 otizmli çocuk annesiyle birlikte projemize başladık. Hepimiz üzüldüğümüz, sevindiğimiz anılarımızı anlattık, korkularımızdan bahsettik." dedi.
Arzu Koşar Sever de kısa filmdeki anne karakterini "kalpten hissederek" canlandırdığını söyledi. 16 yaşında otizmli bir oğlu olduğunu ifade eden Sever, kısa film sürecine ve yaşadıklarına ilişkin şunları kaydetti:
"Otizmli çocuk sahibi annelerin yaşadığı yalnızlığı ve en çok da 'Benden sonra çocuğuma ne olacak?' korkusunu anlatmaya çalıştık. Hikaye aslında bizim yaşadıklarımız. Çekerken o günlere gittik, tekrar yaşadık. Bizim isteğimiz otizmli annelerin tekrar bunları yaşamaması. Biz çevremiz tarafından yavaş yavaş yalnız bırakıldık. Bu süreci diğer anneler yaşamasın, çocuklar da anneler de toplumla kaynaşsın istiyoruz. Ortak sorunumuz ve hedefimiz bunu anlatmak."