Sağlık Bakanı Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamada bulundu: (2)
- "(CHP'nin Çin aşısıyla ilgili iddiaları) Aşı savaşının olduğu bir dünyada üretici bir firma bir ülkeye aşıyı bedava bağışlar mı, bunun akılla izahı var mı?"- "(Kovid-19 aşısı) Vatandaşımız bunu çok iyi bilsin, biz aşıyı dünyadaki bütün ülkelerin aldığı fiyattan en ucuza alan ülkeyiz."- "Altını çiziyorum, hiçbir şekilde aracı firmaya zerre kadar bir kuruş ilave verilmemiştir. Firmayla ne pazarlık yaptıysak bizim verdiğimiz ücret de bundan öte bir ücret değil"- "Özellikle devletler düzeyinde korunması gereken ve devamında aşı sürecinin gelişini etkileyebilecek, herkesin sorumluluk taşıması gerektiği bir dönemde özellikle ülkeler arası hassas noktaları gündeme getirerek, aşının gelişini etkileme çabası içerisinde olmayalım"
ANKARA (AA) - Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin aşısının bir milyon dozunun Türkiye'ye bedelsiz getirildiği iddiası ilişkin, "Aşı savaşının olduğu bir dünyada üretici bir firma bir ülkeye aşıyı bedava bağışlar mı, bunun akılla izahı var mı?" dedi.
Koca, başkanlık ettiği Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Koca, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "aşıların Türkiye'ye bedelsiz geldiği" iddiasına ilişkin, dünyada aşı savaşının yapıldığı bir dönemin yaşandığını söyledi.
Ülkelerarası ticari sır olarak kalması gereken bilgilerin ifşa edildiğini gördüklerini belirten Koca, bunun ülkeler arasında ilişkileri etkileyebileceğini, özellikle ücret ve benzeri noktalarda bunun ticari sır olarak kalmasının sözleşmeye de konduğunu ve bu nedenle fiyatı özellikle söylemediğini ifade etti.
Sağlık Bakanı Koca, şöyle devam etti:
"Ama şunu ifade etmiştim. Vatandaşımız bunu çok iyi bilsin, biz aşıyı dünyadaki bütün ülkelerin aldığı fiyattan en ucuza alan ülkeyiz. Bu iddiamın hala arkasındayım. Dolayısıyla bu ülkeler arası karşılıklı sözleşmeyle de ticari sır olarak korunması gereken bir durumdu. Bunu çok rahatlıkla açıklayabilirdim. Rakamı söylediğimde bunun dünyadaki aşı fiyatlarından düşük olduğunu zaten herkes biliyor olacaktı ancak bu aşı sadece Türkiye'ye satılmıyor, birçok devletlere satılıyor. Bu devletlerin aldığı fiyattan en ucuza alan Türkiye. Bu aşıyı, daha önce de söylemiştim, teminat olmadan almayacağımızı ifade etmiştim. Biz bu bağlantıları çok erken yaptık. Eğer faz-3 çalışması uygun çıkmamış olsaydı, eğer devamında Türkiye kendi yapması gereken tetkiklerden olumlu sonuç almamış olsaydı, bu aşıyı biz almamış olacaktık.
Dolayısıyla bununla ilgili teminatları dahi garantiye aldık. Dünyanın daha aşıyla ilgili bu sözleşmeleri doğru dürüst yapmadığı dönemde. Burada iddia şu, deniyor ki üretici firma 1 milyon doz aşı üretti ve bu 1 milyon doz aşıyı Türkiye'ye aslında bedel almadan bağışladı ancak distribütörü olan firma ise bunu Devlet Malzeme Ofisine, yani devlete fatura etti. Üretici firmanın devlete bağışlamış olduğu veya bedelsiz verdiği aşıyı, üretici firma fatura ederek devletten 12 milyon dolar para aldı. Aşı savaşının olduğu bir dünyada üretici bir firma bir ülkeye aşıyı bedava bağışlar mı, bunun akılla izahı var mı?"
Koca, bunun üzerine firmaya, sözleşme gereği kendilerine Türkiye'nin vermesi gereken bir bedel bulunduğunu ve bu bedelin ödendiğini belirterek, "Böyle bir iddia var. Bu nedir?" diye sorduklarını anlattı.
Firmanın cevabının yer aldığı İngilizce ve Türkçe yazılı belgeyi gösteren Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Firma diyor ki özetle, 'bu aşıyla ilgili buradaki amaç, siz bizden teminat istediğiniz için biz teminatı sağlayamamıştık, bu nakit akış yönetimini sağlamak için biz distribütörümüz olan, bizi de temsil eden Sinovac firmasını da aynı zamanda temsil eden firmaya bedelsiz olarak verdik ama biz sizden ücretini olduğu gibi aldık'. Bunu üretici firma söylüyor. Hani üretici firma Türkiye Cumhuriyeti'ne bağışlamıştı? Ayrıca bununla ilgili bütün kurumlar vergisi dahil olmak üzere beyanı ve ödemesi de ayrıca yapılmış. Vergiyle ilgili hiçbir sorun yok. Bizim de verdiğimiz parayı firma 'Ben aldım' diyor."
- "Devlet olarak tüm görüşmeleri Sinovac ile yaptık"
Koca, "aracı bulunup bulunmadığına" ilişkin de şunları söyledi:
"Ben ısrarla şunu söylüyorum. Biz, devlet olarak tüm görüşmeleri Sinovac firması ile yaptık. Bu firmanın 10 yıldan fazla süredir bir distribütörü var, tek distribütörü. Bu distribütör bu firmanın Türkiye'deki ayrıca yetkilisi. Genel olarak firmanın Türkiye'deki yetkilisi de firma. Hem tek distribütörü hem tek yetkilisi firma adına. Dolayısıyla biz tüm görüşmeyi Sinovac firması ile yaptık. Altını çiziyorum, hiçbir şekilde aracı firmaya zerre kadar bir kuruş ilave verilmemiştir. Firmayla ne pazarlık yaptıysak bizim verdiğimiz ücret de bundan öte bir ücret değil. Türkiye olarak biz distribütörle de pazarlık yapabilirdik. Birçok firmayla öyle distribütörler üzerinden siz pazarlığı yapıyorsunuz ancak biz aşıda firmanın kendisiyle direkt yaptık.
Daha önce bir başka belge sunmuştum. Firma daha önce de ifade etmişti, 'Görüşmeler bizimle yapıldı. Sağlık Bakanlığı bizimle pazarlık sürecini götürdü. Bu dönemde tüm ticari ilişkiyi biz sağladık' diyor. Bakanlık bizimle yaptı ama distribütör temsil, lojistik ve benzeri işleri yapmak üzere devrede olan bir firma. Bunun için biz ekstra bir ücret ödemiyoruz. Önemli olan aracı dediğiniz kişiye ekstra ücret verme durumudur. Biz ekstra bir ücret vermedik. Biz pazarlığı Sinovac firmasının kendisiyle yaptık. Vatandaşımızın zihni niye bulanıklaştırılıyor?"
- "Vatandaşımızın zihnini bulandırmak isteyenler var"
Özellikle bu dönemde bu konuları siyasi arenaya çekmek istemediğini söyleyen Koca, bunda da son derece direndiğini dile getirdi.
Koca, 83 milyonun birlik ve beraberlik içerisinde salgın mücadelesinde yer alması gerektiğini ve buna inandığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Buna rağmen vatandaşımızın zihnini bulandırmak isteyenler var. Bu özellikle devletler düzeyinde korunması gereken ve devamında aşı sürecinin gelişini etkileyebilecek, herkesin sorumluluk taşıması gerektiği bir dönemde özellikle ülkeler arası hassas noktaları gündeme getirerek, aşının gelişini etkileme çabası içerisinde olmayalım. Bu dönemde bu aşıya birçok ülkeye göre daha erken dönemde iletişime sadece Çin değil, biz AstraZeneca ile de görüşüyoruz, biz BioNTech ile her defasında görüşüyoruz, Sputnik ile başından beri görüşüyoruz. Bu noktada erişebildiğimiz her aşıya erişmek istiyoruz.
Vatandaşımızı aşıyla buluşturmak istiyoruz. Bu noktada hiçbir kimseye ayrıcalık tanımıyoruz ama bu anlamda biz daha erken faz-3 çalışmasına başladığımız ve sonuçlarını bildiğimiz bir aşıyla erken dönemde bu anlamda görüşmelerimizi yaptık, sözleşmelerimizi yaptık. Şu an gelinen noktada elinde 15 milyon aşı olan Avrupa ülkesi çok az. Bu aşının gelişini etkilemek için niye uğraşıyoruz? Ülkeler arası birtakım hassas noktaları niye kaşıyoruz? Olması gereken devletler arası sırrı niye ortaya döküyoruz? Eğer bununla ilgili varsa bir sorun, bu kadar hassasiyetin olduğu durumu biliyorsunuz, bana sayın muhalefet lideri açıp sorabilirdi. 'Böyle bir durum var hassas olduğunu biliyoruz, bu konuyla ilgili bir açıklamanız var mı?' diye bana sorulabilirdi. Yok mu böyle iletişim anlayışı?"
(Sürecek)