TBMM Başkanvekili Bilgiç, Yemen konulu "I. Uluslararası Ortak Tarih ve Kültür Sempozyumu"nda konuştu:

- "Türkiye olarak, Yemen'de askeri çözümlerle bir yere varılamayacağını ve nihai çözümün Yemenlilerin kapsayıcı bir siyasi diyalog çerçevesinde, Yemen halkının çıkarlarını koruyacak şekilde bir çözüme varmaları ile mümkün olabileceğine inanıyoruz"- "Yemen'in siyasi birliği ve toprak bütünlüğü temelinde, ihtilafların barış ve diyalog yoluyla, anayasal meşruiyete saygı temelinde siyasi çözümünü savunuyor ve BM tarafından sürdürülen siyasi çözüm çabalarını destekliyoruz"

04.06.2021, 12:21 Genel
TBMM Başkanvekili Bilgiç, Yemen konulu

İSTANBUL (AA) - TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, Türkiye'nin Yemen halkının en büyük destekçilerinden biri olmaya devam ettiğini, gıda, güvenlik, sağlık, temizlik, barınak, eğitim gibi mümkün olan her alanda Yemen halkının acısını hafifletmek için gerekli desteği sağlamaya çalıştığını belirtti.

Bilgiç, TBMM himayesinde İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve Kilis 7 Aralık Üniversitesi iş birliğiyle Milli Saraylar Saray Koleksiyonları Müzesi'nde düzenlenen "Yemen: Siyasi Dinamikler ve İnsani Yardım" konulu "I. Uluslararası Ortak Tarih ve Kültür Sempozyumu"nun açılışında konuştu.

Bugün küreselleşen ama gittikçe daha çok istikrarsızlaşan bir dünya tablosuyla karşı karşıya olunduğunu belirten Bilgiç, Yemen'in bu tablo içinde çok ciddi insani sorunların yaşandığı coğrafi bölgelerden birisi olduğunu ifade etti.

Bilgiç, dünyada ve Yemen'de değişen siyasi dinamikleri anlamak, siyasi çözümü sağlamaya yönelik fikirler üretmek ve böylece Yemen'de istikrarın yeniden kurulmasını tesis etmek, bu süreçte orada yaşayan Müslümanların insani ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapılabilecek yardımların mahiyetini konuşmak ve tartışmak üzere düzenlenen bu sempozyumun Yemen'in barış ve huzuruna katkı sağlayacağına inandığını dile getirdi.

Süreyya Sadi Bilgiç, 1200'lü yıllarda Türk kökenli Resüliler, akabinde Memlüklerden sonra Osmanlıların 1. Dünya Savaşına kadar yönettikleri ve 2. Abdülhamit döneminde inşa edilen mimari eserlerin hala ihtişamını koruduğu, 16. yüzyıldan bu tarafa yüzyıllara uzanan köklü insani, kültürel ve beşeri bağların olduğu, aklın, kudretin ve güzelliğin timsali Saba Melikesi Belkıs'ın diyarı, Veysel Karani Hazretlerine muhabbetleri sebebiyle görmeden vatan belledikleri Yemen'de yaşanan insanlık dramının kendilerini derinden üzdüğünü vurguladı.

Yemen'deki halkın 2015'ten bu yana sürekli çatışma ortamı, açlık, salgın hastalıklar ve sağlık gibi temel hizmetlerin eksikliği sebebiyle sefalet ve sıkıntı çektiğine işaret eden Bilgiç, çok taraflı çatışmalar sebebiyle meydana gelen yıkımdan en fazla zararı Yemenlilerin gördüğünü aktardı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin Yemen Özel Temsilcisi öncülüğünde yürütülen siyasi barış çabalarından bugüne kadar somut bir sonuç alınamadığını belirten Bilgiç, şöyle devam etti:

"Saldırıların ve çatışmaların devam etmesi, savaşın başlamasından bu yana halihazırda yerlerinden edilmiş olan Yemenliler için yeni zorluklar, ilave sıkıntılar doğurmaktadır. 30 milyon nüfuslu Yemen'de şu ana kadar 100 bini aşkın kişi hayatını kaybetmiş, 3 milyon kişi de yaşadığı yerleri terk etmek zorunda kalmıştır. Türkiye bu krizde uluslararası hukuk ve meşruiyetin yanında durarak Yemen Meşru Hükümeti'ne destek vermiştir. Krize siyasi çözüm bulmak için Yemenli taraflar arasında BM gözetiminde yürütülen siyasi çözüm çabalarında Yemen Meşru Hükümeti, bulunacak çözümün yerleşik parametreler olarak dile getirilen KİK Girişimi, Ulusal Diyalog Konferans sonuçları ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) ilgili kararları çerçevesinde olması gerektiğini savunmakta ve Hutileri BMGK'nın 2216 kararı uyarınca ele geçirdikleri yerlerden çekilmelerini ve silahlarını bırakmalarını istemektedir.

Türkiye olarak, Yemen'de askeri çözümlerle bir yere varılamayacağını ve nihai çözümün Yemenlilerin kapsayıcı bir siyasi diyalog çerçevesinde, Yemen halkının çıkarlarını koruyacak şekilde bir çözüme varmaları ile mümkün olabileceğine inanıyoruz. Yemen'in siyasi birliği ve toprak bütünlüğü temelinde, ihtilafların barış ve diyalog yoluyla, anayasal meşruiyete saygı temelinde siyasi çözümünü savunuyor ve BM tarafından sürdürülen siyasi çözüm çabalarını destekliyoruz."

Bilgiç, bu bağlamda, Türkiye'nin önerisiyle 2015'te Cidde'de düzenlenen Yemen konulu İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi (DBK) Olağanüstü Toplantısında, İTT Yemen Grubu kurulduğunu ve bugüne kadar 6 kez toplandığını anlattı.

- "Türkiye, en başından itibaren Yemenli kardeşlerine elini uzatmanın gayreti içerisinde olmuştur"

Süreyya Sadi Bilgiç, Yemen'in, kardeş kavgası neticesinde içine düştüğü durumdan ancak kardeşlik ve dayanışma ruhunu yeniden güçlendirmek suretiyle çıkabileceğine ve İslam dünyası olarak bu konuda Yemenli kardeşlerine her türlü desteği vermeleri gerektiğine inandıklarını, siyasi çözüm çabalarını yakından takip ettiklerini kaydetti.

BM verilerine göre, dünyadaki en ağır insani krizin yaşanmakta olduğu Yemen'deki durumun Kovid-19 salgını ile birlikte daha da vahim hale geldiğini vurgulayan Bilgiç, şöyle konuştu:

"Türkiye ve Türk halkı krizin en başından itibaren Yemenli kardeşlerine elini uzatmanın gayreti içerisinde olmuştur. Gerek resmi kuruluşlarımız, gerek sivil toplum kuruluşlarımız Yemen halkının yaralarının sarılması için çaba göstermektedir. Kızılay'ın verilerine göre Yemen'de toplam nüfusun yüzde 75'i insani yardımlara muhtaç durumdadır. Bunların 12 milyonu acil yardım ve müdahaleye ihtiyaç duyuyor. Yaklaşık 2,9 milyon çocuk ve hamile veya emziren kadın, yetersiz beslenmeyle karşı karşıya. 5 yaş altı 400 bin çocuğun durumu ise ölüm kalım safhasındadır. 17 milyon insan gıda güvenliği konusunda sıkıntılar yaşamaktadır ve bu sayıdan 8,4 milyonu gıda güvenliği ve temininde ciddi sorunlar yaşamakta."

Bilgiç, İnsani İşlerden Sorumlu BM Genel Sekreter Yardımcısının 19 Şubat'taki bir konuşmasında, Yemen'de 16 milyon insanın açlıkla karşı karşıya kaldığını, 50 bin kişinin bu yüzden hayatını kaybettiğini teyit ettiğine değinerek, 2021'de bu rakamın artacağının öngörüldüğüne dikkati çekti.

Bu kapsamda, Yemen'e yardımların zaruri hale geldiğinin altını çizen Bilgiç, "Türkiye olarak Yemen halkının en büyük destekçilerinden biri olmaya devam ediyoruz. Gıda, güvenlik, sağlık, temizlik, barınak, eğitim gibi mümkün olan her alanda Yemen halkının acısını hafifletmek için gerekli desteği sağlamaya çalışıyoruz. İnsani yardımlar aracılığıyla, Yemen'de barış ve huzurun inşa edilebilmesinde katkı sağlayacağımızı umut ediyoruz."

Bilgiç, Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı, Türk Kızılay, Türkiye Diyanet Vakfı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı gibi kurumların, Yemen halkına yardım etmek için çalıştıklarına işaret ederek, TİKA ve Kızılay'ın bu amaç doğrultusunda, Yemen'de daimi personel bulundurduğunu, 1988'de Yemen Arap Cumhuriyeti nezdinde açılan Sana Büyükelçiliğinin Yemen'deki istikrarsızlık nedeniyle faaliyetlerini halihazırda Riyad'dan sürdürdüğünü anlattı.

Yemen'e insani yardımları artırmak için ilave olanaklar üzerinde çalışmalarını sürdürdüklerini aktaran Bilgiç, Türkiye'nin gelecek dönemde de Yemenlilerin yanında olmaya devam edeceğinin altını çizdi.

- "Yaşanan insanlık dramlarının sebebi, gelişmiş ülkelerin demokratik değerlere aykırı kurdukları dünya düzenidir"

Süreyya Sadi Bilgiç, Yemen'in içinde bulunduğu kaosu daha iyi analiz edebilmek için son 300 yılda dünyanın değişen siyasi paradigmalarının kapsamlı şekilde dikkate alınması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Yemen sorununu bu anlamda bölgesel ele almak ve bugünün siyasi aktörleri ve olayları üzerinden açıklamak mümkün değildir. Bugün gelinen noktada maalesef siyasi, ekonomik ve askeri açıdan giderek istikrarsızlaşan, bölgesel anlaşmazlık ve çatışmaların arttığı, uluslararası hukukun ve hatta savaş hukukunun dahi açıkça çiğnendiği, farklı etnik köken ve dini mensubiyetlere karşı toplumsal nefretin arttığı ve siyasi araç haline getirildiği manzarayla karşı karşıyayız. Bugün güçlü olanın kendine her şeyi hak gördüğü bir dünyada yaşıyoruz. Başta Yemen olmak üzere yaşanan insanlık dramlarının ve kaosun sebepleri, gelişmiş ülkelerin bizzatihi temsilcisi olduğunu iddia ettikleri, demokratik değerlere aykırı olarak kurdukları dünya düzenidir. Salgın döneminde kendilerini medeniyetin yegane temsilcisi olarak gören bu devletlerin aşı ve ilaç konusunda takındıkları bencilce tavırla, mevcut dünya düzeninin gerçek yüzünü gözler önüne serdiklerini hep beraber bütün dünya olarak görüyoruz."

Bilgiç, Türkiye'nin insanlığın yarasını saracak, savaşları durduracak ve kalıcı barışı tesis edecek her çabayı desteklediğini dile getirerek, Yemen'de yaşayan insanlar dahil dünyanın her yerinde, insanların huzur ve güven ortamına ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi.

Sempozyumun açılışında İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Özvar ve Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun da konuşma yaptı.

banner1
Yorumlar (0)