Türk Toraks Derneği, astımla ilgili doğru bilinen yanlışları anlattı:
- "Astım bir çocukluk çağı hastalığıdır, zamanla kaybolur, düşüncesi yanlış olup astım her yaşta ortaya çıkabilir. Astımlı çocukların bir bölümü büyüyünce şikayetsiz devam etse de tamamı düzelmemektedir"- "Astımın bulaşıcı bir enfeksiyon olduğu düşünülebilmektedir ancak astım bulaşıcı bir enfeksiyon değildir. Özellikle viral solunum yolu enfeksiyonları (soğuk algınlığı ve grip) astım ataklarına neden olabilir"- "Astım ilaçları bağımlılık yapar, düşüncesi yanlış olup astım tedavisinde kullanılan hiçbir ilacın bağımlılık yapıcı etkisi bulunmamaktadır, yani ilaçlar kesildiğinde yoksunluk belirtileri ortaya çıkmaz"
İSTANBUL (AA) - Türk Toraks Derneği, 5 Mayıs Dünya Dünya Astım Günü dolayısıyla astımla ilgili doğru bilinen yanlışlara ilişkin bilgi verdi.
Dernekten yapılan açıklamada, Dünya Sağlık Örgütüne göre dünyada 339 milyon astım hastası bulunduğu, 2016 yılı verilerine göre dünya genelinde 417 bin 918 kişinin astıma bağlı olarak hayatını kaybettiği belirtildi.
Solunum Hastalıklarına Karşı Küresel İş Birliği-Türkiye kapsamında, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Türk Toraks Derneği ile Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği iş birliğiyle her yıl Dünya Astım Günü'nde toplum ve sağlık çalışanları için eğitim ve farkındalık toplantıları düzenlenirken, o yıla özgü farklı bir temanın belirlendiği aktarılan açıklamada, bu yıl ise "Astımda Doğru Bilinen Yanlışlar" teması ele alınarak etkinlikler düzenlendiği kaydedildi.
Astım hastalığında tedavinin sürekliliği ve düzenli ilerlemesinin önemine işaret edilen açıklamada, astım ilaçlarının bağımlılık yaptığı, kilo aldırdığı gibi yanlış inanışların tedavi başarısını düşürdüğüne dikkati çekildi.
Açıklamada, astımla ilgili toplumda sık duyulan yanlış kanaatler ve doğru bilgiler şöyle sıralandı:
"- 'Astım bir çocukluk çağı hastalığıdır, zamanla kaybolur.' düşüncesi yanlış olup astım her yaşta ortaya çıkabilir. Astımlı çocukların bir bölümü büyüyünce şikayetsiz devam etse de tamamı düzelmemektedir.
- Astımın bulaşıcı bir enfeksiyon olduğu düşünülebilmektedir ancak astım bulaşıcı bir enfeksiyon değildir. Özellikle viral solunum yolu enfeksiyonları (soğuk algınlığı ve grip) astım ataklarına neden olabilir.
- 'Astımlıların hepsinde alerji vardır.' kanısı yanlış olup astımlıların yaklaşık yarısında alerji vardır. Çocuklarda astım genellikle alerji ile ilişkiliyken erişkin yaşta başlayan astım daha az oranda alerjiyle ilişkilidir.
- 'Astımlıların egzersiz yapmamaları gerektiği' düşüncesi doğru olmayıp hastalık iyi kontrol altındaysa astımlılar egzersiz, hatta ağır sporları dahi yapabilirler.
- 'Astım sadece yüksek doz kortizonla kontrol edilebilir.' düşüncesi gerçek olmayıp astım genellikle düşük-orta doz inhaler kortizonla kontrol altına alınabilir.
- 'Astım ilaçları bağımlılık yapar.' düşüncesi yanlış olup astım tedavisinde kullanılan hiçbir ilacın bağımlılık yapıcı etkisi bulunmamaktadır, yani ilaçlar kesildiğinde yoksunluk belirtileri ortaya çıkmaz. Hastanın şikayeti olmasa bile astım müzmin bir hastalık olduğundan hekim kontrolünde astım ilaçlarının uzun süre kullanılması gerekebilir."
Astımın, tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalık olduğu belirtilen açıklamada, hastanın tedaviye uyumunu etkileyebilecek, azaltabilecek yanlış bilgilerin ortadan kaldırılması için hastaların ve toplumun bilgilendirilmesinin, hastalığın kontrolü açısından önem taşıdığı vurgulandı.
- Gereksiz dezenfektan kullanımına dikkat
Kontrol altında olan astım hastalarında, Kovid-19 enfeksiyonunu ağır geçirme ve ölüm riskinin artmadığı belirtilen açıklamada, "Ancak astımı kontrol altında olmayan, yakın zamanda astım atağı nedeniyle hastaneye yatış öyküsü olanlarda Kovid-19 enfeksiyonunu ağır geçirme riski artmıştır. Astım için önerilen tedavilerin doğru ve düzenli şekilde kullanılması önem taşımaktadır. Tüm toplumda olduğu gibi astımlı hastalar da hijyen stratejileri ve kişisel koruyucu ekipman kullanımı hakkında, Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığının enfeksiyon kontrol önerilerine uymalıdır. Dezenfektanların aşırı kullanımının astım şikayetlerini artırabileceği akılda tutulmalı ve bu noktada dikkatli olunmalıdır. Sık dezenfektan kullanımı yerine el yıkama tercih edilebilir." ifadeleri kullanıldı.
Astımın, akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının daralması sonucu ortaya çıkan kronik bir akciğer hastalığı olduğu bildirilen açıklamada, astımı tamamen ortadan kaldıran bir ilaç tedavisi olmadığı, astım tedavisiyle hastalığın şikayetlerinin kontrol altına alınmasının ve hastanın yaşamını normale en yakın şekilde devam ettirilmesinin amaçlandığı ifade edildi.
Açıklamada, astım tedavisinin ulusal ve uluslararası uzmanların katılımıyla hazırlanan ve her yıl yenilenen rehberdeki önerilere göre yapıldığı belirtilerek, şu bilgiler verildi:
"Uluslararası ve ulusal astım rehberindeki en önemli yenilik nefes açıcı ilaçların astım atak tedavisinde artık tek başına kullanılması yerine mutlaka asıl tedavi edici ilaç olan inhaler kortizon ile birlikte alınması önerisidir. Dünyada astım hastalığının tedavisi ve takibi için kullanılması önerilen her türlü ilaç ve malzeme ülkemizde bulunmaktadır. Uygun ilaç tedavisiyle astımlıların önemli bir kısmı iş ve okul dahil günlük yaşamlarına, hastalık nedeniyle ilgili herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yolu ile kullanılan ilaçlardır ve bu yolla daha az yan etki ile direk hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluştururlar. Astım tedavisi için kullanılan inhalasyon cihazlarının pek çok farklı şekli vardır. Bu cihazların doğru kullanılması tedavinin etkin yapılabilmesi için çok önemlidir. Tedaviye başlanırken bu cihazların kullanım şekli mutlaka hastalara gösterilmelidir."