Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Mercan'dan Türkiye aleyhindeki makaleye yanıt:
- "Uzun süreli bir NATO müttefiki olarak Türkiye, zorluklar ve tehditler girdabının karşısında ön cephededir"- "Söz konusu makale, bu denli önemli stratejik ortamı fark edememektedir ve gerçekleri kasıtlı bir şekilde yansıtmamaktadır. Recep Tayyip Erdoğan'a karşı mesnetsiz suçlamalar, Türk kamuoyunda itirazlara yol açmıştır ve ikili ilişkilerde uzun dönemli yan etkilere yol açacaktır"- "Türkiye, Avrupa-Atlantik değer ve ilkelere bağlılığını sürdürmektedir. Eşit ortaklık, karşılıklı saygı ve empati istiyoruz. Müttefiklerimiz, özellikle de ABD Türkiye'yi Transatlantik toplumun çıkarlarının tersine itmek yerine gerçekten Türkiye'nin güvenlik endişelerine hitap etmeye başladığında, pozitif bir ajandada ilerlemeye hazırız"
WASHINGTON (AA) - Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan, The Hill gazetesinde yayımlanan bir makalenin Türkiye-ABD ilişkilerinin gerçek doğasını yansıtmadığını belirterek "Recep Tayyip Erdoğan'a karşı mesnetsiz suçlamalar, Türk kamuoyunda itirazlara yol açmıştır ve ikili ilişkilerde uzun dönemli yan etkilere yol açacaktır." ifadesini kullandı.
Mercan, The Hill'de yayımlanan "Editöre mektuplar" kısmında, gazetede 30 Nisan'da Dov Zakheim tarafından kaleme alınan ve "Washington'ın Türkiye ile ayrılığı derinleşiyor ancak bu uçurumu kapatmak Türkiye'ye bağlı" başlıklı makalesine yanıt verdi. Söz konusu makalenin Türkiye-ABD ilişkilerinin gerçek doğasını yansıtmakta başarısız olduğunu vurgulayan Mercan, "Uzun süreli bir NATO müttefiki olarak Türkiye, zorluklar ve tehditler girdabının karşısında ön cephededir. Mahallemizde, terör gibi kötü niyetli aktörler, tüm form ve manifestolarında tek taraflı ajandalarını uygulamaya ve Transatlantik toplumun geri çekilmesinden kaynaklanan vakumu doldurmaya çalışmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
- "Recep Tayyip Erdoğan'a karşı mesnetsiz suçlamalar, uzun dönemli yan etkilere yol açacaktır"
Mercan, Türkiye'nin Karadeniz, Kafkaslar, Orta Doğu, Akdeniz ve Balkanlardaki bölücü eylemlere karşı savunma konusundaki son çabalar için var gücüyle çalıştığının altını çizerek şunları kaydetti:
"Söz konusu makale, bu denli önemli stratejik ortamı fark edememektedir ve gerçekleri kasıtlı bir şekilde yansıtmamaktadır. Recep Tayyip Erdoğan'a karşı mesnetsiz suçlamalar, Türk kamuoyunda itirazlara yol açmıştır ve ikili ilişkilerde uzun dönemli yan etkilere yol açacaktır. ABD ile müttefikliğimiz, Türkiye'nin meşru güvenlik çıkarlarının tamamen görmezden gelinmesi ya da Türkiye'nin çıkarlarına ve vatandaşlarına karşı Kasım 2019'dan bu yana 400'den fazla saldırı düzenleyen YPG/PKK gibi bir terör örgütüne askeri yardım sağlanması anlamına gelmemelidir."
- "Türkiye'nin bir hava savunma sistemi edinmesinden başka seçeneği kalmıyordu"
Mercan, müttefikliğin tanımının biri yardıma ihtiyaç duyduğunda diğerinin ona savunma kapasitesiyle yardım etmesi olduğunu belirterek Türkiye'nin ABD'den Patriot füzeleri alma talebine kulak tıkandığını anımsattı.
Suriye'den atılan Scud füzeleri Türkiye topraklarına düştüğünde Obama yönetiminin Patriotları Türkiye'den çektiğini anımsatan Mercan, "Tüm bunların sonucunda, Türkiye'nin bir hava savunma sistemi edinmesinden başka seçeneği kalmıyordu. Bu konuda ABD ile detaylı görüşmeler yapma teklifimiz de bugüne kadar reddedildi." ifadelerini kullandı.
- "Müttefiklerimizden FETÖ gibi terör örgütlerine karşı güçlü adımlar atmalarını bekliyoruz"
Mercan, Türkiye'nin Yargı Reformu Stratejisi ve yeni İnsan Hakları Eylem Planı'nı insan haklarının desteklenmesi ve yargının bağımsızlığının güçlendirilmesi için uygulamaya koyduğunu anımsatarak şu mesajları verdi:
"Dostlarımız ve müttefiklerimiz, karşılıklı suçlama oyunu ve kışkırtıcı söylem yoluna gitmeden açıkça konuşmalı. Aynı zamanda müttefiklerimizden, sürekli demokrasimizi tehdit eden ve en sonunda da kanlı bir darbe girişimi yapan FETÖ gibi terör örgütlerine karşı güçlü adımlar atmalarını bekliyoruz. Türkiye, Avrupa-Atlantik değer ve ilkelere bağlılığını sürdürmektedir. Eşit ortaklık, karşılıklı saygı ve empati istiyoruz. Müttefiklerimiz, özellikle de ABD Türkiye'yi Transatlantik toplumun çıkarlarının tersine itmek yerine gerçekten Türkiye'nin güvenlik endişelerine hitap etmeye başladığında, pozitif bir ajandada ilerlemeye hazırız."