Ali Babacan ve Mustafa Yeneroğlu’dan FETÖ’ye DEVA
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, 2016 yılı FETÖ’nün kanlı başarısız darbesinden sonra tutuklanan kişiler ile ilgili iddianamelerin ‘boş’ olduğunu savunurken, 17/25 Aralık darbesini ve MİT TIR’larının FETÖ’yle bağdaştırılamayacağını ifade etti.
Yeneroğlu, 23 Eylül’de Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, hazırladığı “Hukuksuzluğun Sıradanlaşması: Silahlı Terör Örgütü Üyeliği Yargılamaları” adlı ‘rapor’unu kamuoyuna ile paylaştı.
Kılıçdaroğlu'nun 'KHK'lıları görevine iade edeceğiz.', Akşener'in 'İçeride garibanlar var.' açıklamalarından sonra Ali Babacan'ın DEVA Partisi de FETÖ'yü aklama kampanyasına katıldı. Mustafa Yeneroğlu, FETÖ iddianamelerinin ‘boş’ olduğunu savundu.
Aydınlık gazetesinden Kaan Arslan’ın haberine göre, Millet İttifakı ve ittifaka göz kırpan DEVA ile Gelecek Partilerinden son günlerde peş peşe benzer açıklamalar geliyor. HDP'yi kurtarma hamlesi, KHK'lılara göreve iade sözleri, terör davalarını hukuksuzlukla suçlama... Bunun son örneklerinden biri de DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu'ndan geldi. Yeneroğlu, 23 Eylül’de Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, hazırladığı “Hukuksuzluğun Sıradanlaşması: Silahlı Terör Örgütü Üyeliği Yargılamaları” raporunu kamuoyuna sundu.
Raporda, güvenlik güçlerinin ve yargının bitirmeye yaklaştığı FETÖ'nün, hukuksuzca yargılandığı öne sürüldü, dosyaların kritik delilleri değersizleştirilmeye çalışıldı.
Bir buçuk milyon insanın terörist olmakla suçlandığını söyleyen Yeneroğlu, bu yargılamalardan toplamda 8 milyon insanın etkilendiğini ifade etti. Yeneroğlu açıklamada, 2016-2020 yılları arasında terör örgütü suçundan haklarında dava açılan 1 milyon 576 bin 566 kişinin iddianamelerinin “boş” olduğunu, legal faaliyetlerinin hukuksuz bir biçimde suç olarak tanımlandığını iddia etti.
10 bin kişinin 15 Temmuz’da darbe girişimine katılmakla suçlandığını belirten Yeneroğlu, buradan yola çıkarak bir buçuk milyon kişinin terör örgütü suçuyla yargılanmasının “büyük bir saçmalık” olduğunu ileri sürdü.
Kişinin terör örgütüne üye olup olmadığının belirlenmesi için örgütle organik bağının ispat edilmesi gerektiğini söyleyen Yeneroğlu, ByLock kullanımının tek başına suç teşkil etmediğini belirtti. Yeneroğlu, ByLock kullanan kişilerin mesaj içeriklerine bakılmadan suçlanmasının objektif bir gözlemciyi tatmin etmekten uzak olduğunu savundu.
Oysa, Yargıtay’ın 24 Nisan 2017 tarihli kararında “FETÖ Terör Örgütü mensubu olmayan kişilerin uygulamayı kullanması ve sisteme dâhil olması mümkün değildir.” tespitine yer verilmişti. Yapılan soruşturmalar sonucunda, ByLock uygulamasının terör örgütünün kapalı devre iletişim aracı olduğu tespit edilmişti. ByLock hala örgüt üyelerini tespit etmek için en etkili delil olarak yerini koruyor.
Yeneroğlu ayrıca, “MASAK ve BDDK tarafından para giriş ve çıkışları ile bilançoları kontrol altında olan ve yasal olarak faaliyette bulunan Bank Asya’ya belirli tarihlerde para yatırmak da suç olamaz” dedi.
Fetullahçı Terör Örgütü’nden ilk kez 26 Mayıs 2016’da Milli Güvenlik Kurulu’nda bahsedildiğine işaret eden Yeneroğlu, bu tarihten önceki faaliyetlerin terör örgütü faaliyeti kapsamında değerlendirilemeyeceğini iddia etti.
Türk Ceza Kanunu’nun 30. maddesinin 1. Fıkrası’nı gerekçe gösteren Yeneroğlu, 2016 yılından önce FETÖ diye bir terör örgütünün olmadığını ima etti. Yeneroğlu bu iddiasıyla, 17/25 Aralık operasyonları ve MİT TIR'larının durdurulması olayının FETÖ’yle bağdaştırılamayacağını söyledi.
Yeneroğlu’nun 'terör örgütü kapsamında değerlendirilemez' dediği 2016 öncesinde FETÖ’nün Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy vb. kumpasları ile suikastları yaşanmıştı.
Yeneroğlu açıklamasında, suç olmayan faaliyetlerin birleştirilip suç olarak nitelendirildiğini belirterek pek çok kanıtın terör örgütü suçu kapsamında ele alınamayacağını iddia etti. Yeneroğlu, sayısı yüz binleri bulan kişilerin, KHK ile işinden atılma ve ceza tehdidi ile karşı karşıya kaldığını da ifade etti. Yeneroğlu’nun delil olamayacağını iddia ettiği suç unsurları şunlar:
- Bank Asya’ya ve örgütün diğer şirketlerine parasal katkıda bulunmak.
- Örgütle bağlantılı yasal bir sendika veya derneğin yöneticisi ya da üyesi olmak.
- ByLock mesajlaşma uygulamasını ve bu gibi şifreli mesajlaşma programlarını kullanmak.
- Emniyet veya gizli servis raporları.
- Sosyal medya bağlantıları.
- Bağışlar.
- Ziyaret edilen web sitelerinin analizi.
- Örgütün yapılarına ait olan öğrenci yurtlarında kalmış olmak.
- Çocuklarını Fethullah Gülen’le bağlantılı okullara göndermiş olmak.
- Çalıştığı kurumda arkadaşlarından veya komşularından alınan bilgiler.
- Örgüt yayınlarına abonelik.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, önceki hafta yaptığı açıklamada, 1.5 milyon kişinin yargılanmasını eleştirmiş, “Bu tablo utanç verici. Bir ülkede 1.5 milyon insan terörle suçlanıyorsa devlet vatandaşıyla kavga ediyor demektir. Yeter artık davalarla, KHK'larla halkı sindirmeye çalışmayın” demişti.
Öte yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, haziran ayından beri buluşmalar düzenledikleri KHK’lıları görevlerine iade edeceklerini söylemişti. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de FETÖ tutuklu ve hükümlülerini 'gariban' olarak tanımlamış, “Bütün ağababaları uçtu gitti, ne kadar gariban varsa içeride.” şeklinde konuşmuştu.