Ali Hüseyin Bayatlı ITC'deki görevinden istifa etti

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Türkiye Temsilciliği Hukuk ve Siyasi İşler Danışmanı Ali Hüseyin Bayatlı, ITC'deki görevinden istifa ettiğini duyurdu. İşte ayrıntılar...

26.12.2021, 22:14 Haberler

ITC Türkiye Temsilciliği Hukuk ve Siyasi İşler Danışmanı Ali Hüseyin Bayatlı, yaptığı yazılı açıklamasında şu sözlere yer verdi:

İSTİFA BEYANIMDIR 26 Aralık 2021 Ankara

Irak Türkmen Cephesi; Türkmen Milletinin yüz yıla yakındır sürdürdüğü haklı mücadelesi, şehitlerin dökülen kanları, evlatlarını darağacına gönderen anaların göz yaşları, yetim kalan yavruların hasret ve acıları, yapılan zalimane yargılamalar sonrası onlarca yıl hapse mahkûm edilen ve her türlü insanlık dışı işkenceye maruz kalan mücadelecilerin dört duvar arasına gömdükleri gençlikleri, ailelerinin sürgüne gönderilmesi üzerine çektikleri çilelerin, hülasa çetin Milli Mücadelenin sonucunda, kuruluşu ilan edilen milli müessesemizdir.

Çok şükür ki milli davaya inanan, sadık ve mücadelede ön saflarda yer alan bir ailenin evladı olarak dünyaya geldim. Daha küçük yaşlarda, 90’lı yılların başlarında, milli kurumlarımızın öğrenci ve gençlik hareketi teşkilatlarında gözümüzü açtık. Akabinde Irak Türkmen Cephesinin doğuşuna tanıklık ettik. ITC’de öğrenci ve gençlik teşkilatı üyesi ve birçok kademe yöneticisi olarak mücadelemizi sürdürdük. Ankara’da üniversite tahsili gördüğümüz sırada yine teşkilatımızın çeşitli kademelerinde hizmet vermeye gayret ettik. 2008’de mezuniyetimiz sonrası vatanımız Türkmeneli’ye dönüş yapıp ITC Kifri Bürosunda Teşkilat ve Enformasyon Sorumlusu görevlerini icra ettim. Ankara’da yüksek lisans tahsili sonrası tekrar Türkmeneli’ye dönüp bu defa bölgesel parlamento adaylığıyla başlayan hizmet mücadelemiz devam etti. En son 2019 tarihi itibariyle de ITC Türkiye Temsilciliği Hukuk ve Siyasi İşler sorumluluğunu üstlendim.

Bu görev teklifini aldığımda, Irak Türkmen Cephesinin; kurumsal yapısının güçlendirilmesi, siyasi örgüt organlarının oluşturulması-aktifleştirilmesi, etkin teşkilatlanma, disiplinli çalışma esaslarının yerleştirilmesi gayesiyle yapılacak olan “Yeniden Yapılandırma ve Değişim” sürecinde naçizane gerek hukukçu kimliğim gerekse de mücadeleci-siyasetçi yönümle faal bir biçimde yer almam istenilmişti. Bu gayenin tahakkuku için değil elimizi, gövdemizi bir kez daha taşın altına koymaya karar verdik. Elbette ki ister bu süreçte isterse de önceki dönemlerde, sürdürdüğümüz halisane mücadelemizden rahatsız olan odaklar ve onlara bilerek veya bilmeyerek alet olan bazı cihet ve kişilerin, aleyhimize her türlü çirkin propaganda ve adice iftiralarına maruz kaldık. Göğüs gerdik, tahammül ettik, “Mücadele yolumuzun çetinliğindendir” deyip sabrettik ve yolumuzdan asla şaşmadık. Ancak hiçbirini ne unuttuk ne de unutacağız. Ömrümüz vefa ederse, yeri ve zamanı geldiğinde hak edilen karşılığı elbette vereceğiz.

Hayatım boyunca; “Tüm görev ve makamlar geçicidir, hepsi millete hizmet uğrunda birer araçtır ve hiçbir mevki şahsiyetimizden üstün değildir” mefkûresiyle hareket ettim. Bu yüzden hiçbir mevkiden güç almadım, tam tersine o göreve güç kattım, dünyevi hırsların hesabını gütmedim, ihtiraslarımın aklımın ve kalbimin önüne geçmesine asla izin vermedim. Bu nedenle vicdanım son derece rahat, muazzam bir huzur içerisindeyim. Ancak diğer yandan tercih edilen yöntemler, riayet edilmeyen usuller ve gözetilmeyen dava ilkeleri açısından da son derece rahatsız ve üzgünüm.

Bizim için Milli Dava ilkeleri, kurumsal çalışma usul ve esasları, örgütlü yapı, ekip çalışması ve kuşkusuz ki davadaşlar arasında kardeşlik hukukunun gözetilmesi, buna riayette kusur edilmemesi vazgeçilmez prensiplerdir. Bugün gelmiş olduğumuz noktada, oluşan zemin ve zamanda; 3 yıldır üstlenmiş olduğum ITC Türkiye Temsilciliği Hukuk ve Siyasi İşler Danışmanlığı görevimi sürdürmeme ne hacet ne de imkân kalmıştır. Bu kararım milli menfaat ve haklı davamızın gerekleri dışında hiçbirşahsi-dünyevi bir gerekçesi bulunmamaktadır.

Yüce Milletime Hürmetlerimle Arz Ederim.

Türkmen Milletinin Neferi

Av. Ali Hüseyin BAYATLI