Hollanda'da bir aile ırkçı saldırılara maruz kaldı! Polis,belediye ve savcı yardım etmedi!
Hollanda’nın Giethoorn kentinde bir Türk aile ırkçı gençler tarafından zorbalığa uğradı. Tuhaf olan ise polisin,belediyenin ve savcının hiçbir şey yapmayarak aileye yardımcı olmamasıydı.
Hollanda'da da Giethoorn şehrinde yaşayan bir Türk aile ırkçı aldırıya maruz kaldı. Yaşadıkları ırkçı saldırı ve saldırgan tavırlara karşı polis,savcı ve belediyeden yardım bekleyen aileye kimse gereken önemi vermedi. BNNVARA'nın araştırmacı gazetecilik televizyon programı Zembla tarafından ortaya çıkartılan olayda kamera görüntüleri olmasına rağmen, yetkililerin konuyu ciddiye almaması dikkat çekti.
“Yabancılar kendi ülkenize çekip gidin”
Türk asıllı bekar bir anne olan Hatice Yılmaz ve 15 yaşındaki oğlu Yusuf, yaklaşık bir yıldır bu ırkçı saldırgan tavırlara maruz kalıyor. 2020 yılının Ekim ayında başlayan saldırılarda bir grup genç akşam saatlerinde ailenin evine saldırıyor. Araçlarının aynasını yaklaşık 5 kere kırıp araca zarar veriyor ve aynı zamanda “yabancılar kendi ülkenize çekip gidin”, ‘Yusuf kankerturk’ gibi ırkçı sloganlar atıyor.
“Çocuğumun güvenliğinden korkuyorum.”
Program’da açıklamalarda bulunan Leiden Üniversitesi hukuk profesörü Peter Rodrigues, gençlerin suç işlediğini belirtirken “bu sözler inkar edilemez bir şekilde ayrımcı söylemler” şeklinde açıklıyor. Yaşadığı korku dolu anları anlatan Hatice Yılmaz, “Çocuğumun güvenliğinden korkuyorum.” diyerek endişesini dile getirdi. Evin dışına kamera taktırdıklarını, her gece evin kapısını güçlendirmek için barikat yaptıklarını ve yaşadıkları bu korku nedeniyle yakın bir zamanda taşınacaklarını belirten Yılmaz, yetkililerden yardım gelmediğini de ifade etti.
Kolluk kuvvetleri çok geç kalmış
Zembla’nın yaptığı araştırma, Oost-Nederland polisi, Oost-Nederland Cumhuriyet Savcılığı ve Steenwijkerland belediyesinin olaylardan haberdar olduğunu gösteriyor. Ancak polis olayları küçümseyerek, kanıtları kaybettiği ve ayrıca iki kez ailenin yaptığı suç başvurusunu kabul etmediği ortaya çıktı. Davayla ilgili tüm bilgiler de Savcılığa iletilmedi.
Uzmanlar; polisin, yargının ve belediyenin bu ayrımcılık davasını ele almadığı sonucuna varıyor. Polise göre, herhangi bir suç oluşmadı ve yalnızca “gençlerden oluşan bir rahatsızlık” olduğu rapor edildi. Ayrımcılık konusunda uzman olan Peter Rodrigues ise “Bu kesinlikle yanlış bir karardı” şeklinde vurguluyor.
Polis kamera görüntülerini kaybetmiş
Son olan olayda polis harekete geçerek saldırgan gençlerden birini yakalıyor. Ele geçirilen genç ise aracın aynasını kırdığını itiraf ediyor. Bu gence uyarı yapılıyor. Ancak daha sonra kaydedilen bir telefon görüşmesi, polisin hala olayları 'gençlerin yaptığı bir yaramazlık' olarak gördüğünü gösteriyor. Dikkat çeken noktalardan bir diğeri de polisin soruşturma sırasında elde edilen ve ırkçı saldırının kaydedildiği güvenlik kamerası görüntülerini kaybetmiş olması. Bu görüntüler olmadığı için polis, harekete geçemiyor, çünkü ihbarın asılsız olduüuna karar veriyor. Mağdur aile bu konuda şikayette bulununca, kamera görüntüleri aranmaya başlanıyor. Polis bu durumu “Koşulların çok talihsiz bir buluşması” şeklinde açıklıyor.Dava ile ilgili savcılık açıklamasında ise ancak kısa bir süre önce polisten rapor ve şikayetlerin geldiği belirtildi. 'Cezai açıdan dava farklı bir yaklaşım gerektiriyor' şeklinde açıklama yapan Savcılık dosyanın yeniden gözden geçirileceğini açıkladı. Ancak aradan geçen zaman ve delil yetersizliğinden dosyanın kapandığı, sadece aynayı kıran çocuğa 100 euro tazminat ödemesine karar verildiği belirtiliyor.Hatice Yılmaz, "Bu sonuç beni hayal kırıklığına uğrattı. Yetkililere olan inancımızı tamamen kaybettik." diyor.
Belediye aldırış etmemiş
Giethoorn'a bağlı Steenwijkerland belediyesinin, Yılmaz'ın yaptığı iki yardım başvurusuna yanıt vermediği ortaya çıktı. Belediye yaptığı açıklamada Yılmaz’ın şikayetine yönelik olarak polis, mahalle çalışanları ve gençlik çalışanları ile bir çalışma yaptıklarını belirtiyor. Ancak belediyenin bunun dışında başka hiçbir yardımda bulunmadığı görülüyor.
Sonuç: İhmalkârlık
Profesör Rodrigues'e göre, davanın esasına daha önceden bakılmış olsaydı, ailenin bu kadar uzun süre acı çekmesi önlenebilirdi. 37 yıldır ayrımcılıkla mücadele alanında tanınmış bir uzman olan Cyriel Triesscheijn ise polisin kendi yönergelerine göre her zaman ayrımcılık raporlarını kaydetmesi ve soruşturma yürütmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Kaynak: Sonhaber.eu