Kuzguncuk Eczanesi, 116 yıldır hiç bozulmayan tarihi dokusuyla zamana direniyor
- Renkli evleriyle bilinen semtteki tarihi eczane, yapma ilaçların şişeleri ile eskiden kullanılan tıbbi aletlerinin de yer aldığı nostaljik atmosferiyle yoğun ilgi görüyor- Eczanenin 40 yıllık sahibi Ali Cengiz Tepe:- "Eski dönemlere ait yapma ilaçlar ve şişeleri, şu an sadece eczanenin tarihiyle yaşıt olan 116 yıllık ahşap dolapların içerisinde sergiliyoruz"-"Müşterilerimizin buranın tarihi dokusunu, vitrinlerimizde yer alan ilaçlarımızın ve şişelerin hepsinin antika değerinde olduğunu hissetmeleri için bunu yapıyoruz"- Eczanene çalışanı İmra Rümeysa Kılıç:-"Hastalarımız arasında eczanemizi müze sananlar bile oluyor. Hatta müze olduğunu düşünen müşterilerimiz eczanemizi gezmek istiyorlar."
İSTANBUL-( AA) - AYŞE NUR AKÇELİK - Mimarisiyle adeta bir müzeyi andıran 116 yıllık Kuzguncuk Eczanesi, ahşap dolaplarındaki asırlık el yapımı ilaçlar ve şişeleri, eskiden kullanılan eczacılık aletleriyle hem ilaç almak için gelen hastalar hem de semti gezmeye gelenler tarafından ilgiyle karşılanıyor.
Kentin en eski dükkanlarından olan eczaneyi yaklaşık 40 yıldır 71 yaşındaki Ali Cengiz Tepe işletiyor. Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nden mezun olan Tepe, kuzeninin 1910 yılında kurulan Üsküdar'daki eczanesinde staja başladı. Burada bir süre tecrübe kazanan Tepe, 1980'de Kuzguncuk Eczanesi'ni devraldı.
Tepe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eczanesinin 2015 yılında bir süre tadilattan geçirildiğini, sadece bu dönemde 6 ay kapalı kaldığını, onun dışında vatandaşlara kesintisiz şifa dağıttığını söyledi.
Dükkanda eski dönemlere ait ilaç ve kutularıyla şişelerini ve ilaç yapımında kullanılan eski tıbbi cihazları bulmanın mümkün olduğunu belirten Tepe, "Dünyadaki en şanslı eczacılardan bir tanesi olduğumu düşünüyorum. Kuzguncuk’ta yaşamak, eczane sahibi olmak çok güzel bir duygu. Ben her zaman söylüyorum. Kuzguncuk’ta yaşanır. Burası her bakımdan çok güzel ve özel bir semt. Eczanemize gelen müşterilerimiz, semtimizi ve eczanemizi görünce, 'Buralarda kiralık ev var mı? diye hemen soruyorlar. Tarihi atmosferinden o kadar etkileniyorlar ki burada yaşama hayalleri kuruyorlar." dedi.
Tepe, asırlık bir dükkanda 40 yıldır mesleğini icra etmenin ruhuna da iyi geldiğini dile getirdi.
Tarihi bir ortamda insanlara fayda sağlamak için elinden geleni yapmaya çalıştığını anlatan Tepe, şöyle devam etti:
"Eczanemizin vitrininde bulunan ilaçlar tarihi eser niteliğinde. Eski dönemlere ait yapma ilaçlar ve şişeleri, şu an sadece eczanenin tarihiyle yaşıt olan 116 yıllık ahşap dolapların içerisinde sergiliyoruz. Müşterilerimizin buranın tarihi dokusunu, vitrinlerimizde yer alan ilaçlarımızın ve şişelerin hepsinin antika değerinde olduğunu hissetmeleri için bunu yapıyoruz."
Tepe, müşterilerin dükkana yoğun ilgi gösterdiğini ve eczanenin tarihini merak ettiklerini söyledi.
Dükkanın fotoğraflarını da çektiklerini ifade eden Tepe, "Özellikle ahşap dolaplarda sergilediğimiz ilaç şişelerimizi satıp satmadığımızı soran çok müşterimiz oluyor. Para teklif edenler bile var ama bu eczanede olan her şey, özellikle ilaç şişelerimiz paha biçilemez değerde. Ben eskiyi çok özlediğim için eczanemde sergiliyorum. Eczacılık tarihiyle ilgili eşyaları insanlar da görsün, öğrensin, eskiden nasılmış, bilsinler istiyorum." ifadelerini kullandı.
Eczanede ilaç yapılan dönemlere ait anılarını aktaran Tepe, şunları kaydetti:
"Ben öğrenciyken Beyoğlu'nda bulunan Rebul Eczanesi'nin önünden geçtiğimiz vakitlerde, içeriden gelen havan seslerinden eczanede basma ilaç yapıldığını anlardık. Şimdilerde kapandı orası. Çok eski bir eczaneydi, birçok ilaç orada yapılırdı. Ben eski dönemleri çok özlüyorum. Eski insanları ve hayatı özlüyorum. O zamanlar her şey güzeldi. Her şey doğruydu. Yanlış diye bir şey yoktu. Yapılan bir yanlış hemen göze batardı. O zaman insanlar yanlış bir şey yaptıkları zaman pişman olurlardı bir daha yapmazlardı."
Tecrübeli eczacı Tepe, birçok gencin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle vefat ettiğini, kendilerinin dükkanda daha korunaklı bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.
Ali Cengiz Tepe, eczanenin içerisine sosyal mesafe bariyeri kurduklarını, hem kendilerinin hem de müşterilerin sağlığını korumak için maske, mesafe ve hijyen kurallarına çok dikkat ettiklerini sözlerine ekledi.
Kuzguncuk Eczanesi'nde görev yapan 24 yaşındaki İmra Rümeysa Kılıç ise mesleğe ilk olarak burada başladığı için oldukça mutlu olduğunu dile getirdi.
"Mesleğe yeni atmış bir eczacı olarak böylesine tarihi bir geçmişi olan bir eczanede göreve başlamak çok özel bir his." diyen Kılıç, müşterilerinin de çok değerli insanlardan oluştuğunu söyledi.
Kılıç, 8 aya yakın zamandır eczanede çalıştığını ifade ederek, "Biz burada iki eczacı ile bir eczacı stajyeri olarak çalışıyoruz." dedi.
Eczanede bulunan eski ilaçların, insanların ilgisini çektiğini anlatan Kılıç, "Majistral ilaçlar 116 yıl öncesinden kalan, içlerinde etken maddeler bulunan ilaç diye haliyle insanların çok dikkatini çekiyor. Eczanemizin tarihi atmosferi çok güzel. Burada yer alan ahşap dolaplar 116 yıllık ve günümüzde halen ilk halleri korunuyor. Bu yüzden hastalarımız arasında eczanemizi müze sananlar bile oluyor. Hatta müze olduğunu düşünen müşterilerimiz eczanemizi gezmek istiyorlar." şeklinde konuştu.