Gündem Buluşmaları’nda "Küresel Ekonomi ve Çin" konuşuldu
- Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu:- "Çin, Kovid-19 sürecini farklı fazlarda, farklı etkilerde ve farklı disiplinlerde yaşayarak dikkatleri çekti"- Atlı Global Danışmanlık Kurucu Direktörü Dr. Altay Atlı:- "Hem ticaret savaşları hem salgında şunu gördük; ne kadar dışarıya bağımlı olursanız, şartlar olumsuz olduğunda o kadar tehdit altında kalıyorsunuz"
İSTANBUL (AA) - Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği'nin (Türkiye İMSAD) geleneksel hale gelen Gündem Buluşmaları’nın 42’ncisi, "Pandemi Gölgesinde Küresel Ekonomi ve Çin" başlığı altında düzenlendi.
Türkiye İMSAD açıklamasına göre, dernek tarafından 42’nci kez düzenlenen Gündem Buluşmaları, Demirdöküm’ün katkılarıyla dün çevrim içi gerçekleştirildi.
Açılışını Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, moderatörlüğünü Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan’ın yaptığı Pandemi Gölgesinde Küresel Ekonomi ve Çin başlıklı toplantı, inşaat malzemesi sanayicileri, iş dünyasından isimler ve sektör profesyonelleri tarafından takip edildi. Toplantının konuşmacısı Atlı Global Danışmanlık Kurucu Direktörü Dr. Altay Atlı, son gelişmeleri katılımcılarla paylaştı.
Açıklamada, etkinlikte yaptığı konuşmaya yer verilen Başkan Tayfun Küçükoğlu şunları kaydetti:
"2019’da Çin’in küresel ekonomideki payı yüzde 13,6’ydı. 2020’de Kovid-19 nedeniyle küresel ekonomi 4,3 küçülürken, Çin 2,3 büyüme ile küresel ekonomideki payını yüzde 13,6’dan 14,5’e çıkardı. 2021’de ise bu payın yüzde 14,9’a yükselmesi bekleniyor. Çin, Kovid-19 sürecini farklı fazlarda, farklı etkilerde ve farklı disiplinlerde yaşayarak dikkatleri çekti. Bu süreçte ikinci önemli etkinin ise RCEP (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık) olduğunu söyleyebiliriz. 8 yıldır üstünde çalışılan, 15 ülkenin, 2,2 milyar nüfusun ve küresel ekonominin yüzde 30’unun katılım gösterdiği ve 15 Kasım 2020’de imzalanarak devreye giren dünyanın en geniş kapsamlı ekonomik iş birliği hareketinin bölgenin en büyük gücü olan Çin’in gelişmesine nasıl etki edeceği merak ediliyor. Bizler de bu konuları değerlendirerek gelecekteki olası gelişmelerin ülkemize etkilerini önceden görme çabası içindeyiz.”
- "Çeşitlendirme formülü: Çin+1"
Dr. Altay Atlı ise ülkelerin mümkün olduğunca kendileri için yeterli hale gelmesinin önemine değinerek, "Hem ticaret savaşları hem salgında şunu gördük, ne kadar dışarıya bağımlı olursanız, şartlar olumsuz olduğunda o kadar tehdit altında kalıyorsunuz. Tabi ki yüzde 100 kendine yeterlilik söz konusu olamaz, çeşitlendirmek önemli. Peki, çeşitlendirme için nereye yönelmeliyiz? Bunlardan biri, Çin+1. Çin toparlanmasını gayet başarılı sürdürüyor, küresel tedarik zincirindeki yerini koruyacaktır. Ama çeşitlendirmek önemli olduğu için firmalar Çin+1 diyecek." ifadelerini kullandı.
Uluslararası ilişkiler literatüründe yeni bir kavramın konuşulduğunu vurgulayan Atlı, "Bu kavram ‘silah haline getirilmiş karşılıklı bağımlılık' çünkü ben sana bağımlıysam, işler kötüye gittiğinde sen onu silah olarak kullanıyorsun. Diğer yandan son dönemde sayıca artan birçok büyük anlaşma gördük. RCEP bunların en önemlisi. Onun dışında Brexit'in devamına tanık olduk, AB ile Çin arasında bir yatırım anlaşması yapıldığını gördük." değerlendirmesinde bulundu.
- "Çin, 2020 Nisan’da salgın öncesi üretimi yakaladı"
Çin ekonomisinin salgın performansını değerlendiren Atlı, şunları kaydetti:
"Salgın başladığında sanayi üretimi düştü, fabrikalar kapandı. Ancak 2020’nin nisan-mayıs aylarında fabrika üretimleri salgın öncesini yakaladı, yatırımlar ağustos gibi, perakende satışlar da eylülde toparlandı. İlk çeyrekte yüzde 6,5 civarında bir daralma söz konusuydu, ikinci çeyrekte pozitif rakamlar gelmeye başladı ve Çin yılın toplamını yüzde 2,3’lük büyüme ile kapattı. Çin ekonomisi çok büyük bir aktör. Ayrıca Çin dünyanın en fazla ithalat yapan ikinci ülkesi. Ara mamulleri ham maddeleri ithal ediyor. Çin’deki fabrika üretimi artıyorsa bu birçok ülkeyi etkiliyor."
Küresel tedarik zincirine değinen Atlı, “Şu an dünyada Asya-Pasifik bölgesi küresel tedarik zincirinin en çok yoğunlaştığı bölgelerin başında geliyor. Nihai bir ürünün üretimi, birçok farklı ülkeden gelecek ara parçalara bağlı. Sadece arz ve talep değil, aradaki nakliye imkanlarında da sıkıntılar yaşandı. Konteyner fiyatları yükseldi. Salgın öncesinde Şangay’dan Avrupa’ya yaklaşık 2 bin dolar olan konteyner navlun ücreti 8 bin dolara kadar çıktı." açıklamasını yaptı.
- "Dijital İpek Yolu hız kazanacak"
Atlı, Kuşak ve Yol kapsamında birçok projenin sürdüğünü ifade ederek, "Türkiye’de büyük bir proje var şu anda, Hunutlu Termik Santral projesi. Salgında durmadı, Çin’den yeni personel bile getirildi. Geldiğimiz noktada daha farklı, dijital bağlantılar öne çıkacak. Dijital İpek Yolu adı altında sürdürülen girişimler hız kazanacak. Avrasya coğrafyasının iki ucunu sadece liman, deniz ve demir yolları ile bağlamak değil fiberoptikle, dijital bağlantılarla, dijital ticaretle bağlamak daha ön planda olacak." yorumunu yaptı.
Türkiye'nin, küresel ekonominin önemli bir parçası olduğunu aktaran Atlı, "Kendine yeterlilik ve çeşitlendirme öncelikli hedefimiz olmalı. Türkiye’deki doğrudan yabancı yatırımcılara baktığımızda, yüzde 67’sinin Avrupa’dan, yüzde 4’ünün Asya-Pasifik’ten, bunun yüzde 1’inin de Çin’den olduğunu görüyoruz. Türkiye açısından Çin, Asya-Pasifik’teki etkisini artırmak için de uygun bir partnerdir." ifadelerini kullandı.