AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (3)

- "(HDP'nin kapatılması istemiyle yeniden dava açılması) İddianame, Anayasa Mahkemesi tarafından HDP ile ilgili olan eksiklerin tamamlanması için iade edilmişti. Zannediyorum o eksiklerin tamamlanmasıyla tekrar başlayan bir süreç"- (Hayvan Hakları Yasası) Bu dönem Meclis kapanmadan bu yasa hayata geçecek, Cumhurbaşkanımızın kesin talimatı budur"- "(Sezgin Tanrıkulu'nun sözleri) Türkiye Cumhuriyeti devletine bu şekilde kim saldırıda bulunuyorsa bunu milletimize kabul ediyoruz ve en şiddetli biçimde lanet ediyoruz. Bunlarla ilgili her türlü hukuki ve siyasi mücadeleyi de en güçlü şekilde vereceğiz"

07.06.2021, 20:07 Genel
AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (3)

ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, HDP'nin kapatılması istemiyle yeniden dava açılmasına ilişkin, "İddianame, Anayasa Mahkemesi tarafından HDP ile ilgili olan eksiklerin tamamlanması için iade edilmişti. Zannediyorum o eksiklerin tamamlanmasıyla tekrar başlayan bir süreç." dedi.

Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi, soruları yanıtladı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HDP'nin kapatılması istemiyle yeniden dava açmasına ilişkin değerlendirmesi sorulan Çelik, "İddianame, Anayasa Mahkemesi tarafından HDP ile ilgili olan eksiklerin tamamlanması için iade edilmişti. Zannediyorum o eksiklerin tamamlanmasıyla tekrar başlayan bir süreç." değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti'nin Afyonkarahisar'da dün yapılan belde seçimini büyük bir farkla kazandığı hatırlatılarak, muhalefetin erken seçim çağrılarını nasıl değerlendirdiği sorulan Çelik, belde seçiminin büyük bir gündem olduğunu, AK Parti'nin kurulduğundan beri büyük seçim başarılarının bulunduğunu vurguladı.

Cumhur İttifakı'nın belde seçimine tek bir adayla girdiğini ifade eden Çelik, partilerinin pek çok seçim başarısının bulunduğunu, bu belde seçiminin ise bazı partiler tarafından gerek sosyal medyada, gerek diğer alanlarda niye bu kadar büyütüldüğünü de merakla izlediklerini söyledi.

Seçim için çalışan teşkilata, Cumhur İttifakı'nın bütün üyelerine müteşekkir olduklarını ifade eden Çelik, "Burada sorulması gereken soru şu, 'Biz bu beldede seçimi kazanacağız, oradan da iktidara yürüyeceğiz' propagandası yapanların aldığı oy ve çarpıcı yenilgi ortada. Asıl onlara sormak gerekir, 'Seçime girdiniz bir yerde aldığınız oy ortada, niye erken seçim istiyorsunuz' diye. Çünkü bunu gündeme getiren biz değiliz. Bu belde seçimi de partimizin bir disiplini var, bir teşkilat, bir seçim anlayışı var. Bu çerçevede hazırlıklar yapılarak Cumhur İttifakı'nın birliği, beraberliği çerçevesinde girilmiş bir seçim. Bizim dediğimiz gibi seçimler zamanında yapılacak. Dolayısıyla erken seçim için çok konuşulanların o soruları kendi kendilerine sormalarında fayda var." diye konuştu.

- "Bunlarla ilgili her türlü hukuki ve siyasi mücadeleyi de en güçlü şekilde vereceğiz"

Çelik, bir gazetecinin "CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, sosyal medya paylaşımında, Türkiye İsrail benzetmesi yaptı ve 'Türkiye, Filistin'deki çocukların öldürülmesine tepki gösteriyor ama Türkiye'de öldürülen çocuklara kimse sesini çıkarmıyor' dedi ve dünyaya çağrıda bulundu. Bu sözleri nasıl değerlendirmek lazım?" şeklindeki sorusu üzerine İsrail'in zulmünü bütün dünyanın kınadığını vurguladı.

Orada sistematik bir şekilde asker-polis eliyle çocukların öldürüldüğünün net bir tabloyla ortaya çıktığını vurgulayan Çelik, en son Haaretz gazetesinin öldürülen çocukların fotoğraflarını kullanarak attığı manşetin de İsrail iç siyasetinde bir çalkalanmaya yol açtığını anlattı.

Çelik, şöyle konuştu:

"Türkiye Cumhuriyeti devletini bu şekildeki bir uygulamayla mukayese etmek ya da benzeştirmek doğrusunu söylemek gerekirse olabilecek en gayriahlaki, en gayrimeşru yaklaşımlardan bir tanesidir. Bunları söyleyen şahısların parti yönetimlerinin ciddi şekilde bunu değerlendirmesi lazım.

Birtakım tartışmalar yapıldığı zaman, haklı ya da haksız olsun, çıkarlar bu arkadaşlar Cumhuriyet'i kuran parti olmaktan bahsederek, tartışmaya buradan girerler. Cumhuriyet'in bütün kurucu değerlerine hepimiz saygılıyız ama madem bu sıfatı kullanıyorsunuz bu sıfatı kullanan partinizde bir milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti devletini bu şekildeki zalimane uygulamayla benzeştirmesi karşısında ne söylüyorsunuz ve ne yapacaksınız? Ya da bir milletvekiliniz çıkıp da Türkiye Cumhuriyeti'ne 'Seri katil' diyen, ahlaksızca bu şekilde konuşan birisine sahip çıktığı zaman ne yapacaksınız ne söyleyeceksiniz?"

Siyaseti, milletin verdiği meşruiyet içinde yaptıklarını dile getiren Çelik, "Hepimizin sicil amiri, hepimizin meşruiyetinin kaynağı milletimizdir. Milletin meşruiyet verdiği devlete, kurumlara bu şeklide saldıracaksınız, o kurumlarda da görev yapacaksınız. Hiçbir ülke, hiçbir millet, hiçbir devlet buna tahammül etmez. Buna tahammül edenin, bunu doğru kabul edenin gerçekten bu ülkenin meşruiyetiyle ilgili, siyasetin temel ahlak değerleriyle hatta daha da ötesi temel insani değerlerle ilgili büyük bir problemi vardır demektir." diye konuştu.

Çelik, "Şunu soralım. Gitsin o Filistinli çocukların annelerine, babalarına sorsun, onların yanında Türkiye ile ilgili böyle bir cümle kullanmaya kalksın. Tam tersi. Ne diyeceklerdir? Bu sözleri utanç verici sözler olarak reddedip 'Türkiye Cumhuriyeti mazlumların kimsesidir, kimsesizlerin kimsesidir' diyeceklerdir. Utanmadan böyle bir söz söylenebilir mi? Böylesine gayriahlaki bir yaklaşım olabilir mi? Bu meselenin milletin önünde konuşulması bile hicap duymamız gereken bir şey." dedi.

Defalarca uyarmalarına rağmen konuşmaların sürdüğünü dile getiren Çelik, "Çıktıklarında soruyorsunuz geçiştiriyorlar, arkadan bir daha aynı şey geliyor. Bu utanç verici bir şeydir, bunlar temel siyasetin devlet ve millet hayatının temel meşruiyet dinamiklerine saldırıdan ibarettir. Türkiye Cumhuriyeti devletine bu şekilde kim saldırıda bulunuyorsa bunu milletimize kabul ediyoruz ve en şiddetli biçimde lanet ediyoruz. Bunlarla ilgili her türlü hukuki ve siyasi mücadeleyi de en güçlü şekilde vereceğiz." ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin meşru, saygın, mazlum coğrafyaların umudu olan bir devlet olduğuna işaret eden Çelik, "Konuşurken lafın nereye gittiğine biraz dikkat etsinler, kendi devletimizi çocuk katilleriyle benzetmeye çalışanların yaptığı şey eleştiri değildir." dedi.

Muhalefetin eleştirisinin demokrasinin gereği olduğunun altını çizen Çelik, şunları kaydetti:

"Eleştiri başka bir şey, sistematik düşmanlık hasmane yaklaşım başka bir şey. Açık ve net bir şekilde söylüyorum, terör örgütlerinden duymadığımız lafları bunlardan duyuyoruz. Böyle bir şey olabilir mi? Bunu git Filistinli çocuklara söyle bakalım. Cumhurbaşkanımızla ilgili yaptığınız konuşmayı, Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili yaptığınız konuşmaları, gidin Filistinli annelere, çocuklara söyleyin bakalım size ne diyecekler? Niye o insanlar, dünyanın neresinde olursa olsun Myanmar'dan Filistin'e Balkanlar'dan Orta Asya'ya kadar nerede bir zulme uğrayan varsa zulme direnirken niye Türkiye Cumhuriyeti bayrağı taşıyor? Bunun bir anlamı var, bunun tarihsel bir derinliği var."

- "Hayvan Hakları Yasası MYK'de son kez görüşülüyor"

Çelik, bir basın mensubunun Hayvan Hakları Yasası'nın ne zaman çıkacağı konusundaki sorusu üzerine, "Bu MYK'de son kez görüşüyoruz Hayvan Hakları Yasası'nı. Geçen sefer sunum yapıldıktan sonra arkadaşlarımızın çeşitli değerlendirmeleri oldu, sorular oldu, düzeltilmesi gereken yerler, kurulacak mekanizmalarla ilgili birtakım yaklaşımlar oldu. Bunun üzerine Cumhurbaşkanımız, o konuların tekrar çalışılıp getirilmesini söylemişti. Cumhurbaşkanımızın kesin talimatı; son kez bunu değerlendireceğiz, son noktayı bugün koyacağız ve bu dönem Meclis kapanmadan bu yasa hayata geçecek, Cumhurbaşkanımızın kesin talimatı budur." bilgisini paylaştı.

Yasanın hayvanlara yapılan zulmü, işkenceleri sona erdirmek, azaltmak açısından önemli bir işlevi olacağını düşündüklerini aktaran Çelik, şunları kaydetti:

"Ayrıca başka birtakım uygulamalar da var. Öteden beri biliyorsunuz, onlar bir can olarak değil bir mal olarak değerlendiriliyordu, bütün bunları düzeltecek, yani daha kendi değerlerimize, çağdaş değerlere daha uygun bir yaklaşım, vatandaşların ve bu konuda çalışan sivil toplum örgütlerinin taleplerine daha uygun bir yaklaşım bu yasa ile birlikte ortaya çıkacak. En önemlisi de bu canların korunması konusunda yüksek bir çerçeve gerçekleşmiş olacak. Cumhurbaşkanımızın talimatı bu dönem Meclis kapanmadan bu yasanın çıkması gerektiği yönündedir. Bugün MYK'de son kez tartışıldıktan, üzerinden geçildikten sonra bu yasanın çıkması için gereken adımlar atılacaktır."

(Sürecek)

banner1
Yorumlar (0)