Antika eserlerle dolu, anne yemeklerinin tadıldığı kafe, misafirlerini nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor

- Ali Ozan Çankaya'nın kardeşiyle açtığı "Eskici-kahveci-gazozcu" konseptindeki kafede, içinde yanan bir soba, yetmişlerin müziklerini çalan bir radyo ile daktilodan siyah beyaz televizyonlara kadar eskiye dair birçok obje bulunuyor- Kafede eski eşyaların yanı sıra 40 çeşit gazoz, anneanne köftesi, salçalı ekmek, pişi ve sütlaç gibi ürünlerle adeta geçmişe yolculuk yaptırılıyor- Çankaya:-"Yeni nesle 1970 ve 1980'leri göstermeye çalışıyoruz. Herkes çocukluğunu yaşıyor"-"Küçükken sokakta oynarken acıktığımızda annemiz ya da komşumuz bize ekmeğin üstüne salça sürerdi onu yerdik. O lezzeti yeniden yaşatmak istedik"

29.03.2021, 11:00 Genel
Antika eserlerle dolu, anne yemeklerinin tadıldığı kafe, misafirlerini nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor

İSTANBUL (AA) - KÜBRA KARA - MEHMET KARA- "Eskici-kahveci-gazozcu" konseptiyle açtığı kafeye babaannesinin adını veren Ali Ozan Çankaya, daktilodan siyah beyaz televizyonlara, çevirmeli telefonlardan eski sinema afişlerine, antika dikiş makinesinden gramofona kadar yüzlerce eski eşyanın bulunduğu kafesinde 40 çeşit gazoz, anneanne köftesi ve sütlaç gibi ürünleri satıyor.

Çengelköy'de 1970'lerden kalan müzeyi andıran kafenin sahibi Çankaya, ziyaretçilere nostaljik yılları yaşatmaya çalışıyor. İçinde yanan bir soba, yetmişlerin müziklerini çalan bir radyo bulunan kafede, dantel serilmiş masalar ve naftalin kokulu koltuklarla misafirler geçmişe yolculuğa çıkıyor.

Leblebi tozları, Cin Ali kitapları, gaz lambaları, çeşitli gazozlar, plaklar ve kömürlü ütünün yer aldığı kafedeki eşyalar, satın alınabiliyor.

Kafenin bir bölümü ise "babaanne köşesi" olarak adlandırılıyor. Burada eski bir vitrin ile koltuklar ve gümüşlük bulunuyor. Duvarlarda da Çankaya'nın eşinin anne ve anneannesine ait patikler her zaman asılı duruyor.

Atatürk Köşesi'nin de yer aldığı kafede ilkokul fişleri, öğrenci kolları ve Atatürk portresi gibi objeler göze çarpıyor.

Sıcacık bir ev ortamını misafirlere hissettiren kafedeki soba, dışarıdan kestane getiren müşterilerin kestane kebap yapabilmesi için sürekli yanıyor.

Ali Ozan Çankaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kardeşinin eskiye merakı sayesinde bu yola çıktıklarını, İzmir'de 7 yıl önce açtıkları bir kafede, içeriye eski eşyaları süs olarak koyduklarını, daha sonra bunu geliştirerek kafe konseptine çevirdiklerini söyledi.

- "İçerisi tarih kokuyor"

Kafedeki eşyaların hepsinin satılık olduğunu dile getiren Çankaya, "Yeni nesle 1970 ve 1980'leri göstermeye çalışıyoruz. Herkes çocukluğunu yaşıyor. Yaşayanlar hatırlar. Mesela burada yer alan eski telefonlarla anıları vardır. Gençler bunu hayretler içerisinde karşılıyor, nereden nereye geldiğimizi, teknolojinin nasıl değiştiğini görüyorlar. İçerisi tarih kokuyor. Gelen herkesin mutlaka bir anısı oluyor, onları anlatıyorlar." dedi.

Çankaya, kafede yeni nesil kahve bulunmadığını, klasik ve damla sakızı Türk kahvesinin yer aldığını, kola veya soğuk çay gibi ürünler yerine sadece gazoz, kahve, çay, su ve soda sattıklarını kaydetti.

Kahveleri özel harmanlattıklarını anlatan Çankaya, şöyle devam etti:

"Gazozlarımızın hepsi şeker pancarıyla yapılıyor, glikoz kesinlikle yok. 40 çeşit gazoz bulunuyor. Tatlı grubunda 'incir uyutması' var, mevsiminde kabak, ayva tatlısı var. Hamburger her yerde bulabilirsiniz ama biz anne köftesi yapıyoruz, pişi yapıyoruz. Küçükken sokakta oynarken acıktığımızda annemiz ya da komşumuz bize ekmeğin üstüne salça sürerdi onu yerdik. O lezzeti yeniden yaşatmak istedik. Cevizli, salçalı ekmek üstü lezzet yapıyoruz."

banner79
Yorumlar (0)